Roket dünyasından haftanın önemli gelişmelerini Teknoscope okurları için derledik! Uzay sektöründe heyecan verici ve bir o kadar da kritik gelişmeler yaşanmaya devam ediyor.
Jeff Bezos'un uzay şirketi Blue Origin, geçtiğimiz günlerde New Shepard roketiyle altı kişiyi uzayın sınırına taşıdı. Batı Teksas'taki tesislerinden fırlatılan hidrojen yakıtlı roket, mürettebat kapsülünü yaklaşık 105 kilometre yüksekliğe ulaştırdı. Ticari uzay turizmi açısından önem taşıyan bu uçuş, Blue Origin'in 32. New Shepard ve 12. insanlı uçuşu olarak kayıtlara geçti. Her ne kadar teknik anlamda büyük yenilikler getirmese de, bu tür uçuşlar varlıklı kişilere Dünya'yı çok az sayıda insanın gördüğü bir açıdan izleme fırsatı sunuyor.
Uzay içi itki sistemleri geliştiren Impulse Space şirketi, dikkat çekici bir yatırım turunu tamamladı. SpaceX'in eski itki gücü uzmanlarından Tom Mueller tarafından kurulan şirket, 300 milyon dolar gibi önemli bir fon topladı. Geçtiğimiz yıl 150 milyon dolar toplayan Impulse Space'in bu son yatırımı, fırlatma dışı bir uzay şirketi için oldukça büyük sayılıyor. Şirket, yörünge içi manevra aracı Mira'yı daha önce test etmişti. Şu anda daha büyük bir araç olan Helios'u geliştiriyorlar. Helios'un, SpaceX'in Falcon 9 ve Falcon Heavy roketlerinin Ay, Mars ve diğer Güneş Sistemi hedeflerine büyük faydalı yük taşıma yeteneğini önemli ölçüde artırabileceği belirtiliyor. Şirket CEO'su, Mira'nın başlangıçta 'son kilometre' hizmetleri için düşünüldüğünü ancak piyasanın bu alanda zayıf olduğunu, bunun yerine ABD Uzay Kuvvetleri'nin aracı yörüngede elektronik harp yükleri ve askeri cihazlar için çevik bir platform olarak kullanmaya ilgi gösterdiğini söyledi.
SpaceX, Falcon roketleriyle 500. yörünge fırlatma denemesini gerçekleştirerek önemli bir kilometre taşını aştı. Bu sayı, Falcon 1, Falcon 9 ve Falcon Heavy roketlerinin tüm fırlatmalarını içeriyor. Bu başarı, ilk Falcon 9 fırlatmasının 15. yıl dönümüne denk geldi. Şirket, Falcon ailesiyle toplamda 500'ün üzerinde uçuş yaptı. ABD'de en çok uçuş yapan roket ailesi rekorunu şu anda 684 fırlatma ile Atlas roketi elinde tutuyor. Ancak Falcon ailesinin mevcut fırlatma hızıyla, 2026 yılı sonundan önce bu rekoru kırması bekleniyor.
SpaceX ayrıca ABD Uzay Kuvvetleri için en son GPS III uydusunu da başarıyla yörüngeye taşıdı. Bu fırlatma, askeri uyduların hızlandırılmış takvimlerde hazırlanıp fırlatılabilme yeteneğini gösteren 'Hızlı Tepki Öncüsü' (Rapid Response Trailblazer) görev serisinin bir parçasıydı. Normalde iki yıl sürebilecek bir süreci sadece birkaç aya indirmeyi amaçlayan programda, son görevde fırlatma bildiriminden kalkışa kadar geçen süre yaklaşık 90 güne kadar kısaltıldı. Ayrıca, bu uydunun normalde farklı bir rokette fırlatılması planlanırken, daha hızlı hareket etmek ve GPS ağına sıkışma önleyici (anti-jamming) yetenek eklemek amacıyla Falcon 9'a aktarıldığı belirtildi.
Birleşik Krallık merkezli Reaction Engines şirketinin iflasının perde arkası da bu hafta konuşulan konular arasındaydı. 35 yıl boyunca devrim niteliğinde, havadan nefes alan bir roket motoru (SABRE) geliştirmeye çalışan şirket, tek aşamalı yörünge uçakları veya hipersonik araçlar yaratmayı hayal ediyordu. Ancak şirket, ticari uzay uçuşunun henüz erken olduğu bir dönemde başlamış ve SpaceX gibi oyuncularla rekabet edebileceğine yeterince yatırımcıyı ikna edememişti. Boeing, BAE Systems ve Rolls-Royce gibi büyük havacılık şirketlerinden aldığı yatırımlarla ayakta kalan şirket, geçtiğimiz yıl Ekim ayında idareye geçti ve tüm çalışanlarını işten çıkarmak zorunda kaldı. Şirket mühendisleri, başarıya çok yaklaştıklarını düşündükleri bir anda bu sonun gelmesinin üzücü olduğunu dile getirdiler.
ABD'nin uzay programı ve bütçesiyle ilgili bazı gelişmeler de dikkat çekiyor. ABD yönetiminin NASA için hazırladığı bütçe taslağında, uzay keşfi için yeni bir yol sunabilecek deneysel nükleer termal roket motoru geliştirme çalışmalarının sonlandırılmasının önerildiği ortaya çıktı. Bütçe teklifi, NASA'nın uzay teknolojisi bütçesini yarıya indirmeyi hedefliyor. Bu kesintiden etkilenecek projeler arasında, uzayda ilk nükleer termal roket motorunu test etmeyi amaçlayan bir ortaklık da bulunuyor. Teklifte, nükleer itki projelerinin maliyetli olduğu, geliştirilmesinin yıllar alacağı ve derin uzay görevleri için henüz birincil itki modu olarak belirlenmediği gerekçesiyle sonlandırılması öneriliyor. Ancak bu bütçe taslağının henüz nihai olmadığı ve Kongre'deki görüşmelerin ardından değişiklik gösterebileceği belirtiliyor.
Blue Origin CEO'su Dave Limp, uzay sektörünün geleceği hakkında önemli görüşler paylaştı. Limp'e göre hükümet, uzaya fırlatma gibi altyapı işlerini özel şirketlere bırakmalı. Özel sektörün fırlatmaları yapabileceğini, Mars'a çok daha sık ve milyarlarca dolara mal olmayan uydular inşa edebileceğini belirtti. Hükümetlerin bu işleri ticari tarafa bırakması durumunda, bilimsel çalışmalar, ulusal prestij ve benzeri alanlar için çok daha fazla kaynağın serbest kalacağını savundu.
Limp ayrıca, ticari şirketlerin Güneş Sistemi'ne giden 'otobüsü' sürmesi gerektiğini, NASA gibi kurumların ise araştırma ve keşif köklerine geri dönerek 'egzotik' görevlere, bilimin sınırındaki konulara odaklanması gerektiğini söyledi. Ancak Ay konusunda farklı bir görüş belirten Limp, şu anda Ay'a insan göndermek için ticari bir iş modelinin olmadığını ve hükümetin bu çabaları desteklemeye devam etmesi gerektiğini vurguladı.