Bilim insanları, Venüs'ün yüzeyindeki devasa 'pankek' şeklindeki yapıların sırrını çözmeye bir adım daha yaklaştı.
Venüs, 'pankek kubbeleri' olarak bilinen, gezegen yüzeyinden dairesel şişlikler gibi yükselen sarp kenarlı volkanlarıyla tanınıyor. Yeni bir araştırma, bu sıra dışı kubbe şeklindeki yapıların oluşumunda, gezegenin üst kabuğunun belirli bölgelerdeki esnekliğinin önemli bir rol oynadığını ortaya koyuyor.
Venüs'te bin 600'den fazla büyük volkanik yapının bulunduğu biliniyor. Bunlar arasında en dikkat çekicilerinden biri de 'pankek kubbeleri'. Bu disk şeklindeki yapılar, onlarca kilometre genişliğe yayılırken, yükseklikleri sadece yarım kilometre civarında kalıyor. Adeta yassılaştırılmış bir volkan gibi görünüyorlar.
Bu volkanların tam olarak nasıl oluştuğu ve neden yapıldıkları hala tam bir gizem. Bir teoriye göre, bu yapılar süper yapışkan, yavaş akan lavların kendi ağırlıkları altında hareket etmesiyle oluşuyor. Lav akışı durduğunda katılaşıyor ve 'pankek kubbeleri'ni oluşturuyor.
Ancak oluşum sadece lav tipine mi bağlı? Araştırmacılara göre muhtemelen hayır. Daha önceki birçok çalışmanın göz ardı ettiği faktörlerden biri, Venüs'ün üst kabuğunun esnekliğiydi.
Venüs yüzeyinin (ve Dünya'nın belirli bölgelerinin), yeterince ağır bir yük altında portakal kabuğu gibi içeri göçtüğü ortaya çıktı. Eğer bu tür bir göçme, 'pankek kubbeleri'nin oluşumuna eşlik etseydi, kubbenin etrafında kabuğun yukarı doğru büküldüğü belirli izler bırakırdı. Nitekim, daha önceki bir çalışma, Venüs'teki 'pankek kubbeleri' örneklerinin beşte birinin etrafında bu tür bükülme izleri bulmuştu.
Esnek bir kabuğun 'pankek kubbesi' oluşumunu nasıl etkileyebileceğini belirlemek için, araştırmacılar yüksek çözünürlüklü verilere sahip tek bir kubbe üzerinde yoğunlaştılar. NASA'nın 1990'lardaki Magellan görevi tarafından toplanan topografik verileri kullanarak, bu kubbenin sanal bir modelini oluşturdular.
Ardından, farklı yoğunluktaki lavların hem esnek bir üst kabuk hem de sert bir litosfer üzerine akışını simüle ettiler ve sonuçları sanal kubbe ile karşılaştırdılar.
Çalışmanın sonuçları, esnek bir kabuk üzerinde oluşan kubbelerin, sert litosferde oluşanlara göre sanal 'pankek kubbesi'ne çok daha fazla benzediğini gösterdi. Özellikle, esnek kabuğun üzerindeki kubbeler düz tepelere ve çok sarp kenarlara sahipti, ki bu da 'pankek kubbeleri'nin karakteristik özelliği. Araştırmacılar, bunun nedeninin, kubbenin etrafındaki kabuk bükülmesinin lavın daha fazla akmasını engellemesi ve birikmesine neden olması olduğunu belirtti. Esnek litosferdeki kubbeler ayrıca gerçek kubbenin etrafındaki bükülme izlerine benzer işaretler taşıyordu.
Ancak, litosferin bükülmesi tek başına kubbelerin özelliklerini açıklayamıyordu; lavın yoğunluğu da önemliydi. Düşük yoğunluklu lavlar doğru şekle sahip kubbeler üretse de, gerçek 'pankek kubbesi' yakınlarında bulunanlardan daha küçük kabuk şişlikleri oluşturdu. Sadece yüksek yoğunluklu lavlar (oda sıcaklığındaki suyun iki katından daha yoğun) hem doğru kubbe şekillerini hem de bükülme izlerini üretebildi. Bu yüksek yoğunluklu lavlar, oda sıcaklığındaki ketçaptan trilyonlarca kat daha viskozdu ve kubbeleri oluşturmak için yüz binlerce Dünya yılı boyunca yerleşti.
Yine de, çalışmanın temel sınırlılığı sadece bir kubbeden alınan veriyi kullanmış olması. Araştırmacılar, NASA'nın VERITAS programı gibi yaklaşan Venüs görevlerinin, gezegen yüzeyinin daha yüksek çözünürlüklü topografisini sağlayarak, modellerini daha fazla veriyle test etmelerine olanak tanıyacağını umuyor.
Yeni veriler ayrıca 'pankek kubbeleri'ni oluşturan kesin lav tipini belirlemeye de yardımcı olabilir. Araştırmacılar bu soruyu cevaplayamadı. Çoğu Venüs volkanının bazaltik lav püskürttüğü düşünülse de, araştırmacılar riyolitik ve andezitik lavları da göz ardı etmediler.
Araştırmacılar, Venüs'te farklı lav tipleri bulmanın ilginç olacağını belirtti. Bunun, gezegenin tektonik tarihi, magmatik süreçleri ve hatta potansiyel olarak geçmişte su varlığı hakkında bilgi verebileceğini ekledi.