Kanadalı bilim insanları, insan kulağını tamamen gerçek olduğuna inandıran yüksek doğrulukta bir 3D ses ortamı taklit edebilen bir hoparlör sistemi geliştirdi.
AudioDome adı verilen bu 3.4 metrelik hoparlör sistemi, kontrollü bir ortamda kurulu. Gelişmiş ses işleme teknikleri sayesinde, seslerin kaydedildiği tam konumlarını simüle ederek zengin sanal ses alanları oluşturuyor. Sistem, kullanıcıları ses olarak dünyanın herhangi bir yerine "ışınlayabiliyor".
Yapılan yeni araştırmada, bilim insanları sistemin doğruluğunu değerlendirmek için insanlar üzerinde testler gerçekleştirdi. Sonuçlar, AudioDome'un ses ortamlarını insan işitsel algısının sınırlarının ötesinde bir detay seviyesiyle simüle edebildiğini gösterdi. Araştırmacılar bulgularını geçtiğimiz günlerde bilimsel bir dergide yayınladı.
Araştırmacılara göre, bu çalışma ambisonik teknolojisinin insan beyninin sesleri nasıl işlediği üzerine daha derinlemesine araştırmalar için kullanılabileceğini ortaya koyuyor.
3D Ses Simülasyonunda Yeni Bir Dönem
Çevresel ses (surround sound) teknolojisi uzun süredir var. Genellikle tek kanallı (SC) veya vektör tabanlı genlik panlama (VBAP) gibi yöntemler kullanarak dinleyicilere sürükleyici bir deneyim sunar.
Tek kanallı sistemlerde ses kaynağı, hoparlörün fiziksel konumuyla sınırlıdır. VBAP ise üç hoparlör arasındaki kazancı ayarlayarak sanal bir kaynak yaratmaya çalışır. Ancak araştırmaya göre, bu sistemlerin hiçbiri ambisonik panlama kadar geniş bir alanda doğru bir sanal ses ortamı oluşturamaz.
Ambisonik panlama, 3D ses ortamını sesin yönünü, basıncını ve hızını tanımlayan bir dizi matematiksel fonksiyona ayrıştıran bir ses üretim tekniğidir.
Teorik olarak ambisonik panlama daha yüksek mekansal çözünürlüğe sahiptir ancak sınırlamaları vardır. Daha düşük dereceli ambisonik sistemlerin (daha az kanallı olanlar) ses kaynaklarını "bulanık" veya dağınık bir şekilde oluşturduğu bulunmuştur.
AudioDome, daha yüksek dereceli bir ambisonik sistemin, insan işitme ve algısını inceleyen deneyler için yeterli mekansal çözünürlüğe ulaşıp ulaşamayacağını test etme fırsatı verdi.
Sistem, 91 hoparlör ve dört çift kanallı subwoofer'dan oluşan bir kubbe şeklinde. Akustik ortam üzerinde maksimum kontrol sağlamak için ses yalıtımlı, yankısız bir odaya yerleştirildi.
AudioDome'un hoparlör dizisi, dokuzuncu dereceden bir ambisonik panlama sistemidir (yani sistemde 100 ses kanalı kullanır). Araştırmacılar, bu sistemin konuşma da dahil olmak üzere birçok yaygın sesin "kimliğini ve konumunu", insan mekansal algı keskinliği düzeyinde, hatta daha iyisi bir mekansal çözünürlükle yeniden üretebildiğini buldu.
Bu, AudioDome'un "yeniden üretilen ses ortamlarının gerçek dünyayı doğru bir şekilde simüle etmesini sağlamak için yeterli" olduğu anlamına geliyordu.
Ancak çalışma, ambisonik panlamanın bir zayıflığını da vurguladı. 4 kHz'in üzerindeki enerji frekanslarına sahip sesler (insan ses aralığı gibi) için yerelleştirme ipuçları bozuldu. Bu, beynin sesin geldiği yeri belirlemesine yardımcı olan bilginin dinleyicilere yanlış gelmesi anlamına geliyordu.
Sonuç olarak, konuşma, "doğru" bir şekilde yeniden üretilse de bir miktar bozuldu ve sanki bir telefon hattı üzerinden duyuluyormuş gibi geldi. Bu nedenle makale, "doğalcı konuşma çalışmaları" için SC (tek kanallı) yeniden üretimi kullanılmasını önerdi.
Bununla birlikte, araştırmacılar AudioDome'un beynimizin sesi nasıl işlediğine dair araştırmalar için umut verici bir ilerleme sunduğunu ve "gelecekteki doğalcı insan işitsel algısı deneylerinin temelini attığını" belirtti.