Ara

120 Katmanlı 3D DRAM’e Dev Adım: Bilim İnsanları Yeni Üretim Teknikleriyle Gerçeğe Yaklaşıyor

Teknolojinin hızla ilerlediği günümüzde, veri depolama kapasitesi ve hızının artırılması büyük önem taşıyor. Bu kapsamda, bilim insanları 3 boyutlu DRAM (Dynamic Random-Access Memory) teknolojilerine yönelik önemli bir başarıya imza attı. Araştırmacılar, birbirini takip eden silikon (Si) ve silikon-germanyum (SiGe) katmanlarını hassas bir şekilde üst üste dizerek, 120 katmanlı bir yapı oluşturmayı başardı.

Bu teknoloji, her biri farklı özelliklere sahip ince malzemeleri dengeli bir şekilde üst üste koymaya benzetiliyor. 300 mm'lik bir wafer üzerine 120 adet Si ve SiGe katmanını bir araya getiren bu çalışma, 3D DRAM teknolojisinin geliştirilmesinde kilit bir adım olarak görülüyor. Bu süreç, sadece kağıtları üst üste dizmekten çok daha karmaşık; adeta kartlardan bir ev inşa etmek gibi, ancak kullanılan malzemelerin birbirini itme eğilimi bu yapıyı daha da zorlaştırıyor.

Temel zorluklardan biri, silikon ve silikon-germanyum kristallerinin atomik yapılarındaki küçük farklılıklardan kaynaklanıyor. Bu farklılıklar, katmanlar üst üste geldiğinde malzemelerin doğal olarak esnemesine veya büzülmesine neden oluyor. Tıpkı her iki karttan birinin diğerinden biraz daha büyük olduğu bir desteği hizalamadan üst üste koymaya çalışmak gibi, dikkatli bir hizalama olmadan yığın eğilir ve çöker. Yarı iletken tabirinde bu tür “çökmeler”, hafıza çipinin performansını olumsuz etkileyebilecek küçük kusurlar, yani “uyumsuzluk dislokasyonları” olarak karşımıza çıkıyor.

Bu sorunu çözmek için araştırmacılar, SiGe katmanlarındaki germanyum oranını dikkatlice ayarladı ve gerilimi azaltmaya yardımcı olan ve adeta ince bir yapıştırıcı görevi gören karbon eklenmesini denedi. Ayrıca, üretim sırasında sıcaklıkları son derece homojen tutmaya özen gösterdiler. Çünkü reaktördeki en ufak sıcaklık dalgalanmaları bile dengesiz büyümeye yol açabiliyor.

Üretim süreci, gelişmiş epitaksiyel biriktirme teknikleri kullanılarak gerçekleştirildi ve bu, adeta gazlarla boyama yapmak gibi tanımlanabilir. Silikon ve germanyum içeren silan ve germen gazları, wafer yüzeyinde parçalanarak hassas, nanometre inceliğinde katmanlar bırakıyor. Her katmanın kalınlığını, bileşimini ve homojenliğini kontrol etmek büyük önem taşıyor; çünkü en küçük bir sapma bile tüm yapı boyunca ilerleyerek kusurları büyütebilir.

Peki, tüm bu çaba neden? Geleneksel DRAM'lerde, hafıza hücreleri düz bir alana yayılır, bu da yoğunluğu sınırlar. Katmanları dikey olarak, yani 3 boyutlu olarak istiflemek, aynı alanda çok daha fazla hafıza hücresi yerleştirmeye olanak tanır. Böylece çiplerin boyutunu artırmadan depolama kapasitesi geliştirilebilir. Başarıyla 120 çift katman oluşturmak, dikey ölçeklemenin mümkün olduğunu gösteriyor ve bizi yeni nesil, yüksek yoğunluklu hafıza cihazlarına daha da yaklaştırıyor.

Her bir çift katmanı bir gökdelen gibi düşünün; bir kat eğer yanlış hizalanırsa, tüm bina dengesiz hale gelir. Gerilimi kontrol ederek ve katmanları homojen tutarak araştırmacılar, her birim alanda binlerce hafıza hücresi barındırabilen, silikon ve SiGe'den oluşan bir nanometre ölçekli gökdelen inşa etmiş oluyor.

Bu çalışmaların sonuçları, sadece hafıza çiplerinin ötesine geçiyor. Hassas çok katmanlı yapılar oluşturma teknikleri, 3D transistörleri, istiflenmiş mantık cihazlarını ve hatta kuantum bilgisayar mimarilerini de geliştirebilir. Bu alanlarda, katman özelliklerini atomik düzeyde kontrol etmek büyük önem taşıyor. Önde gelen teknoloji firmaları da şimdiden 3D DRAM teknolojisini yol haritalarına dahil etmiş durumda.

Ayrıca, bu araştırmalar, Gate-All-Around Field-Effect Transistor (GAAFET) ve Complementary FET (CFET) gibi teknolojilerin geliştirilmesine yönelik süregelen çalışmaları da destekliyor. Bu gelişmiş transistör mimarileri, epitaksiyel büyüme tekniklerinin sağladığı malzeme özelliklerinin hassas kontrolünden faydalanarak, elektronik cihazların sürekli küçültülmesi için kritik öneme sahip daha küçük ve daha güçlü transistörlerin üretilmesini sağlıyor.

Özetle, bu çalışma bilinen anlamda sadece silikon istiflemek değil; doğanın bile üretmekte zorlanacağı yapılar yaratarak atomik gerilimden düzen oluşturmaktır. Hafıza teknolojisi için bu, çiplerin tasarımını yeniden şekillendirebilecek, onları her zamankinden daha yoğun, daha hızlı ve daha güvenilir hale getirebilecek bir dönüm noktasıdır.

Önceki Haber
AMD Ryzen 5 5500X3D: Oyun Fiyatına Üretkenlik Gücüyle Sürpriz Yapıyor!
Sıradaki Haber
Windows 95: 30 Yıl Önce Teknolojiyi Popüler Kültürle Buluşturan Devrim!

Benzer Haberler: