Ara

Zihinsel Zaman Yolculuğu: Unutulmaya Yüz Tutmuş Anıları Canlandırmanın Sırrı Ortaya Çıktı!

Unutmaya başladığımız anıları, adeta zihinsel bir zaman yolculuğu yaparak yeniden canlandırmak mümkün. Yapılan yeni bir araştırma, bu etkileyici yöntemin detaylarını gözler önüne seriyor.

Bilim dünyasının saygın yayınlarından birinde yer alan araştırmaya göre, kişilerin bir anıyı ilk kaydettikleri zamanki duygusal ve düşünsel durumlarını tekrar yaşamaları, o anıyı yenilemelerine yardımcı oluyor. Hatta araştırmacılar, bu şekilde yenilenen anıların, neredeyse yeni oluşmuş anılar kadar kolay geri çağrılabildiğini tespit etti.

Bu çalışma özel olarak, örneğin olaylara dair anılar yerine, öğrenilen bilgilere yönelik anılara odaklandı. Bir bilgiyi öğrendiğimizde, o yeni anı adeta sarp bir dağın tepesinden bırakılmış bir kaya gibi unutulmaya yüz tutar. Kaya yamaçtan aşağı yuvarlandıkça anının bazı detaylarını kaybederiz. Ancak kaya, unutma eğrisinin daha az dik olduğu dağın tabanına yaklaştıkça, unutma hızı yavaşlar.

Uzmanlara göre, bazı süreçler anıları daha stabil hale getirerek unutmaya karşı daha dirençli kılıyor. Bazı detaylar hafızamıza kazınırken, diğerleri zamanla siliniyor. Ancak bu unutuşun kaçınılmaz olmadığını savunan uzmanlar, zihinsel olarak öğrenme anının geçtiği bağlama geri dönerek bu unutuşun azaltılabileceğini belirtiyor. Yeni çalışmada bu zihinsel zaman yolculuğunun hafıza geri çağırma üzerindeki etkisi incelendi.

Yaklaşık 1.200'den fazla gönüllü ile yapılan bu deneyde, katılımcıların bir kısmı kısa bir metni incelerken, diğerleri ise ilişkisiz kelime listeleri üzerinde çalıştı. Her grup dört alt gruba ayrıldı ve her grup, bilgiyi farklı şekillerde hatırlaması istendi.

Karşılaştırma grubu, öğrendikleri bilgileri bir saat içinde defalarca hatırlamaya çalışırken, diğer gruplara bilgi öğrenimi ile hafıza testi arasında dört saat, 24 saat veya yedi gün gibi farklı zaman aralıkları verildi. Bu gruplara test sırasında, ilk oturuşlarındaki düşünce ve duygularını hatırlayarak veya öğrendiklerinin bir kısmına bakarak zihinsel bir zaman yolculuğu yapmaları istendi.

Her iki zihinsel zaman yolculuğu türü de katılımcıların anılarını yeniden canlandırmasına yardımcı oldu. Dört saat ve 24 saatlik dilimlerde, bu yöntemler anıları 'yeniden aktive ederek' geri çağırmayı iyileştirdi. Özellikle öğrenme anındaki duyguların hatırlanması, dört saat sonra hedeflenen anıların yaklaşık %70'ini, 24 saat sonra ise %59'unu geri getirdi. Seçici ipuçları ise bu zaman dilimlerinde sırasıyla yaklaşık %84 ve %68 oranında anı geri çağırmayı sağladı.

Ancak, bir hafta sonra zihinsel zaman yolculuğunun etkisi azaldı. Duyguları hatırlamanın anıları geri getirmediği, ipuçlarının ise sadece %31'ini geri getirebildiği görüldü.

Bu yeni çalışma, hafıza anlayışımızı geliştirdiğini belirten uzmanlar, hafızanın sadece doğrusal olarak azalan bir süreç olmadığını, aksine onu neredeyse orijinal formuna sıfırlayabildiğimizi vurguluyor. Ancak gerçek testin, bu bulguların laboratuvar dışındaki yaşamla ne kadar genelleştirileceğini görmek olacağını belirtiyorlar. Günlük yaşamdaki otobiyografik anıların, zengin duygusal içeriklere ve duyusal modalitelere sahip olması, bu çalışmadaki kısa metin ve kelime listelerinden farklılık gösteriyor.

Uzmanlar, anı yenilenmesinin derecesinin, şu anki çalışmada incelenmeyen, hatırlanan deneyimlerin zenginliği gibi faktörlere göre değişeceğini kabul ediyor. Ancak şu anki verilere göre, bir sınava hazırlanmayı hedefliyorsanız, revizyon seanslarını kısa aralıklarla planlamanın en iyisi olabileceği düşünülüyor.

En iyi yöntemin, zihinsel geri bildirimleri biraz dağıtmak ve bunu sadece yedi gün sonra değil, üç gün, altı gün ve benzeri aralıklarla yapmak olacağı öneriliyor. Bu şekilde, anıları genel olarak daha yüksek bir seviyede tutan tekrarlayan yenilenme döngüleri oluşturulabileceği ifade ediliyor.

Bu çalışma, zihinsel zaman yolculuğunun anıları bir miktar geri getirebildiğini gösterirken, tekrarlı pratiklerin anıların ilk etapta unutulmasını zorlaştırabileceğine dair başka araştırmalar da bulunuyor. Bu durum, anıların başlangıçta daha sık, örneğin bir veya iki saat sonra tazelenmesi gerekebileceği, ancak daha sonraki tazelenmelerin daha uzun süreler, belki aylar veya yıllar bekleyebileceği anlamına gelebilir. Böylece, uzun vadede o anıyı korumak için kayayı dağa daha az sayıda itmek gerekebilir.

Önceki Haber
Sony'den Tencent'e Ağır Suçlama: 'Horizon'ın Kopyası' Davası!
Sıradaki Haber
Pizzacıdaki Talihsiz Olay: 85 Kişi Farkında Olmadan THC Etkisiyle Zehirlendi!

Benzer Haberler: