Bilim insanları, kullanıcının zihinsel iş yükünü ölçmek için tasarlanmış elektronik, geçici bir yüz dövmesi geliştirdi. Bu yenilikçi teknolojinin, hava trafik kontrolörleri veya sürücüler gibi yoğun stres altındaki profesyonellerin ne zaman mola vermesi gerektiğini belirleyerek kritik görevlerdeki riskleri azaltmaya yardımcı olabileceği düşünülüyor.
Son dönemde yaşanan bazı olaylar, aşırı çalışan personelin sınırlarını zorlamasının potansiyel tehlikelerini bir kez daha ortaya koydu. Yoğun dikkat ve odaklanma gerektiren bu tür işlerde zihinsel yükü objektif olarak değerlendirebilen sistemlere duyulan ihtiyaç gün geçtikçe artıyor.
Yeni geliştirilen "e-dövme", kullanıcının alnından beyin dalgalarını (EEG sinyalleri) algılayarak çalışıyor ve bu veriyi kişinin o anki zihinsel çabasını değerlendirmek için kullanıyor. Geliştiricilere göre, bu sistem mevcut yöntemlere kıyasla daha hızlı ve daha objektif bir yaklaşım sunuyor.
Mevcut durumda zihinsel iş yükünü değerlendirmenin standart yolu genellikle kişilerin kendi durumlarını bildirmesidir. Ancak araştırmalar, insanların kendi zihinsel performanslarını ve yorgunluk seviyelerini doğru bir şekilde yargılama konusunda pek başarılı olmadığını gösteriyor. Bu nedenle, bilim insanları beyin aktivitesini kaydederek zihinsel yorgunluğun objektif, fizyolojik belirteçlerini bulmaya yöneliyor.
Geleneksel EEG cihazları genellikle kafa derisine takılan, jel gibi iletken maddeler gerektiren ve çok sayıda kabloya sahip olan büyük ekipmanlardır. Yeni sistem ise, kullanıcının yüz şekline göre özelleştirilebilen, tek kullanımlık, polimer bazlı, yapışkan bir etiket (dövme) kullanıyor. Bu etiket, alından beyin dalgalarını kaydeden hafif bir batarya ve elektrot sistemi ile eşleştiriliyor.
Beyin dalgaları farklı frekanslarda (delta, teta, alfa, beta, gama) salınır ve önceki araştırmalar, zihinsel iş yükü derecelerini bu dalgaların belirli desenleriyle ilişkilendirmiştir. Cihazın test edildiği küçük bir pilot çalışmada, zorluğu artırılan hafıza testine katılan deneklerin, görev zorlaştıkça delta ve teta dalgalarının arttığı, alfa, beta ve gama dalgalarının ise azaldığı görüldü. Bu bulgu, artan zihinsel iş yükünün bir göstergesiydi.
Elde edilen beyin dalgası verileri, bir makine öğrenmesi modeline aktarılarak her katılımcının farklı görev zorluklarında deneyimlediği zihinsel yük tahmin edildi. Modelin tahminleri, katılımcıların standart bir anket aracılığıyla kendi bildirdikleri iş yükü ile yüksek bir korelasyon gösterdi. İlginç bir şekilde, kullanıcının teri bile elektriksel empedansı azaltarak ve kayıt doğruluğunu zamanla artırarak sisteme yardımcı oldu. Bu da cihazın, kullanıldıkça daha iyi performans gösterebileceği anlamına geliyor.
Ancak yeni yaklaşımın bazı dezavantajları da var. Şu anda sistem sadece alın gibi tüysüz deriden kayıt yapabiliyor. Geleneksel EEG cihazları ise tüm kafa derisindeki birçok elektrottan kayıt alabilir. Araştırma ekibi, mürekkep bazlı devreleri doğrudan kafa derisine yazdıran bir yöntem kullanarak bu sınırlamayı aşmayı hedefliyor.
Mevcut sistem verileri gerçek zamanlı olarak kaydediyor ancak bu elektriksel verinin analizi harici bir bilgisayarda işleniyor. Geliştiriciler, yüksek basınçlı işlerde çalışanların anlık değerlendirme ve geri bildirimden fayda göreceğini düşünüyor. Ekibin bir sonraki hedefi, verilerin kaydedilmesi ve analizinin tamamen dövmenin kendi içinde yapılabilmesi için cihazın Bluetooth çipine bir yapay zeka modeli (sinir ağı) entegre etmek.
Araştırmacılar, pilotlar, sürücüler veya robot sistemlerinin denetleyicileri gibi kritik görevlerde çalışan kişilerin zihinsel yükünün gelecekte daha da artacağını öngörüyor ve bu tür sensörlerin yakın zamanda gerçek zamanlı uygulamalarda kullanılacağını belirtiyorlar. Teknoloji ticari uygulamalar için hazır olsa da, bazı uzmanlar işverenlerin ve çalışanların güvenlik adına bu kadar belirgin bir teknolojiyi ne kadar benimsemeye istekli olacağını sorguluyor.
