Yaklaşık 60 milyon yıldır yeryüzünde zehirli yılanlar yaşamlarını sürdürüyor. Bu antik sürüngenler, avlarının kaçmasına fırsat vermeden inanılmaz bir hızla gerçekleştirdikleri etkili ısırıklarıyla evrimsel başarılarını sürdürüyor.
Yeni bir bilimsel çalışma, bu ısırıkların nasıl işlediğini şaşırtıcı bir detayla ortaya koyuyor. Deneysel Biyoloji Dergisi'nde yayımlanan ve türünün bugüne kadarki en kapsamlı çalışması olma özelliği taşıyan bu araştırma, gelişmiş video teknikleri kullanarak farklı yılan türlerinin ölümcül ısırıklarını gerçekleştirmek için nasıl çok çeşitli stratejiler geliştirdiğini gözler önüne seriyor.
Yeryüzünde yaklaşık 4.000 yılan türü bulunuyor ve bunların yaklaşık 600'ü zehirli. Bilim insanları, ilk kez 1950'lerde yüksek hızlı fotoğrafçılık ve sinematografi teknolojilerinin gelişmesiyle bu yılanların saldırılarını kaydetmeye başlayarak onları daha iyi anlama çabasına girdi.
Bu teknolojiler zamanla dramatik bir şekilde gelişerek, zehirli yılan ısırıklarının eylemini çok daha büyük ayrıntılarla yakalayıp incelemeyi mümkün kıldı. Örneğin, geçmiş araştırmalar av yakalamak için gerçekleştirilen ısırıklar ile savunma amaçlı ısırıklar arasında belirgin farklılıklar olduğunu göstermişti.
Ancak yılan ısırıklarını inceleyen en güncel çalışmalar çeşitli faktörlerle sınırlı kalıyordu. Birincisi, ısırıklar yalnızca tek bir kamerayla kaydediliyordu, bu da sadece yandan bir görünüm sağlıyordu. Oysa yılanlar her yöne hareket edebiliyorlardı. İkincisi, kayıtlar nispeten düşük çözünürlüklüydü; büyük ölçüde saha koşullarında düşük ışıkta yapılmış olmalarından kaynaklanıyordu. Üçüncüsü ise genellikle tek bir yılan türüne veya sınırlı sayıda türe odaklanılıyordu, bu da diğer türlerin farklı davranabileceği veya daha hızlı ısırabileceği gerçeğini gözden kaçırmamıza neden oluyordu.
Venomworld'e Hoş Geldiniz
Yeni çalışmamızda, araştırmacılar 36 farklı zehirli yılan türünün ısırıklarını inceledi. Bu türler, zehirli yılanların üç ana ailesinden seçildi: engerekgiller, koral yılanları ve colubridler. Çalışmaya, batı elmas sırtlı çıngıraklı yılanı, bodur engerek ve kaba pullu ölümcük gibi türler dahil edildi.
Çalışmada yer alan tüm yılanlar, Paris'te bulunan Venomworld adlı bir kurumda barındırılıyordu. Burada, karton zeminle kaplı pleksiglas panellerden oluşan küçük bir deneysel arena kuruldu ve her bir yılan ayrı ayrı bu alana yerleştirildi.
Yılanlara, sıcaklığı 38 dereceye ayarlanmış ve ısıyı algılayabilen türler için avı andıran silindirik bir tıbbi jel ısırma kaynağı sunuldu. Yakın mesafeden, farklı açılarda konumlandırılmış iki adet yüksek hızlı kamera, saniyede 1.000 kare hızında jel ısırma eylemini otomatik olarak kaydetti.
Bu iki farklı bakış açısından elde edilen görüntüler kullanılarak, ısırık süresi, ivme, açı ve yılanın çenesini ne kadar hızlı açtığı gibi çeşitli bileşenleri detaylı bir şekilde araştırmak amacıyla ısırık hareketi 3D olarak yeniden canlandırıldı. Toplamda, her tür için üçer olmak üzere 108 başarılı ısırık videosu kaydedildi.
Vurma ve Parçalama
İncelenen yılanların ısırıkları arasında önemli farklılıklar tespit edildi. Engerekgiller en hızlı şekilde ısırdı; iğne benzeri dişlerini sahte avlarına saplamadan önce saniyede 4,5 metreden daha yüksek hızlara ulaştılar. Bazen dişlerini daha iyi bir açıya getirmek için hızla çekip tekrar takıyorlardı. Sadece dişler rahat bir şekilde yerleştiğinde, yılanlar çenelerini kapatıp zehri enjekte ediyorlardı. Çalışmaya dahil edilen engeregillerin yaklaşık %84'ü, birçok engereğin doğal ortamdaki avı olan ortalama bir irkilmiş memelinin tepki süresinden daha hızlı bir şekilde 90 milisaniyeden daha kısa sürede avlarına ulaşıyordu.
Diğer yandan, koral kobrası gibi elapid yılanları, sahte avlarına doğru yavaşça yaklaşıp ardından saldırıp tekrar tekrar ısırıyordu. Çene kasları kasılıyor ve zehir salınıyordu.
Ağızlarının daha gerisinde dişlere sahip olan mangrov yılanı gibi colubrid yılanları ise avlarına daha uzaktan saldırıyordu. Çeneleri avın üzerinde kenetlenmişken, zehri enjekte etmek için yan yana süpürme hareketi yapıyorlardı. Bu hareketle, jelde bir kesik oluşturarak maksimum zehir miktarını enjekte ediyorlardı.
Daha önceki araştırmalar, yılan dişlerinin şeklinin av tercihiyle yakından ilişkili olduğunu vurgulamıştı. Artık bu ölümcül silahları göz açıp kapayıncaya kadar nasıl kullandıklarını ve neden Dünya'da bu kadar uzun süre hayatta kalabildiklerini gösterebiliyoruz.