Son bilimsel çalışmalar, yeraltında devasa hidrojen rezervlerinin saklı olabileceğine işaret ediyor. Bu rezervlerin dünyanın dört bir yanında, farklı bölgelerde bulunabileceği düşünülüyor.
Bu tür rezervlerin keşfedilmesi, küresel enerji dönüşümünü hızlandırmaya yardımcı olabilir. Ancak şimdiye kadar jeologlar, büyük hidrojen birikintilerinin nasıl oluştuğuna ve nerede bulunabileceğine dair yalnızca parça parça bilgilere sahipti.
Konuyla ilgili yapılan yeni bir değerlendirme makalesinin yazarlarından biri, "Şu anki hedef, hidrojenin nerede serbest bırakıldığını, biriktiğini ve korunduğunu bulmak" dedi.
Yeni makaleye göre, Dünya'nın kabuğu son 1 milyar yılda mevcut enerji ihtiyacımızı 170.000 yıl boyunca karşılayabilecek kadar hidrojen üretti. Ancak bu hidrojenin ne kadarının erişilebilir ve ekonomik olarak çıkarılabilir olduğu hala belirsizliğini koruyor.
Yakın zamanda bilimsel bir dergide yayınlanan değerlendirmede, araştırmacılar yeraltında doğal hidrojen gazının oluşmasını ve birikmesini teşvik eden jeolojik koşulların bir "içerik listesini" çıkardı. Bu liste, rezerv arayışlarını kolaylaştırmayı amaçlıyor.
Doğal hidrojen rezervlerinin oluşması için üç temel unsur gerekiyor: bir hidrojen kaynağı, rezerv kayaçları ve gazı yeraltında hapseden doğal bariyerler. Hidrojen oluşturabilen bir düzine kadar doğal süreç bulunuyor; en basiti, suyu hidrojen ve oksijene ayıran kimyasal bir reaksiyon. Bu süreçlerden en az birini barındıran her türlü kayaç, potansiyel bir hidrojen kaynağıdır.
Araştırmacılardan biri, "Çok ilgi çeken bir yer, yaklaşık 1 milyar yıl önce oluşan ve suyla reaksiyona girerek hidrojen oluşturabilen devasa kaya kütlelerinin bulunduğu bir bölge. Burada, oluşan hidrojeni hapsetmiş olabilecek jeolojik yapılar aranıyor" şeklinde konuştu.
Diğer gazların yeraltındaki kayaçlardan nasıl serbest bırakıldığına dair bilgilere dayanarak, makalenin yazarları tektonik gerilimin ve yüksek ısı akışının Dünya kabuğunun derinliklerinde hidrojeni serbest bırakabileceğini öne sürüyor. Bu durum, hidrojenin yüzeye yakınlaşmasına ve ticari bir kaynak oluşturabilecek şekilde birikmesine yardımcı olabilir.
Değerlendirme, kabuk içinde, ofiyolit komplekslerinden büyük magmatik bölgelere ve 4 milyar yıla kadar eski oluşumlara kadar geniş bir yelpazedeki yaygın jeolojik ortamların keşif şirketleri için umut verici olabileceğini ortaya koydu.
Ofiyolitler, bir zamanlar okyanus tabanında bulunan, ancak daha sonra karaya itilmiş Dünya kabuğu ve üst manto parçalarıdır. Yakın zamanda yapılan bir keşifte, bir ülkedeki ofiyolit kompleksi içinde devasa bir hidrojen rezervi bulunmuştu. Magmatik kayaçlar, magma veya lavdan katılaşmış kayaçlardır ve eski oluşumlar, klorit ve aktinolit gibi yeşil minerallerle karakterize edilen oluşumlardır.
Araştırmacılar, değerlendirmede ele alınan koşulların hidrojen arayışı için "temel ilkeler" olduğunu belirtti. Çalışma, şirketlerin keşif stratejilerini geliştirirken dikkate almaları gereken kilit unsurları, hidrojenin yeraltında nasıl göç edebileceği veya yok olabileceği süreçler dahil olmak üzere özetliyor.
Bir araştırmacı, "Örneğin, yeraltındaki mikropların hidrojeni kolayca tükettiğini biliyoruz. Bu nedenle, bakterilerin hidrojen üreten kayaçlarla temas edebileceği ortamlar, rezerv aramak için iyi yerler olmayabilir" diye ekledi.
Hidrojen; metanol ve çoğu gübre bileşeninde bulunan amonyak gibi önemli endüstriyel kimyasalların üretiminde kullanılıyor. Gaz, fosil yakıtlardan uzaklaşma sürecine de yardımcı olabilir, zira hem araçlara hem de enerji santrallerine güç sağlayabilir.
Ancak günümüzde hidrojen, hidrokarbonlardan üretiliyor; bu da gaz üretiminin büyük karbon emisyonlarına yol açtığı anlamına geliyor. Yeraltı rezervlerinden elde edilen "temiz" hidrojen, doğal olarak oluştuğu için çok daha küçük bir karbon ayak izine sahip.
Dünya kabuğunun "bol miktarda hidrojen" ürettiğini belirten bilim insanları, şimdi meselenin, onu bulmak için "içerik listesini" takip etmek olduğunu söylüyor.
