Ara

Yaşlılıkta Kronik Hastalıkları Yavaşlatmanın Anahtarı Beslenmede Saklı: Teknoscope Özel Araştırma

Hayatın ilerleyen dönemlerinde sağlığı korumak, birçok kişi için önemli bir öncelik. 70'li yaşlarındaki iki kişiyi ele alalım. Her ikisi de aktif, bağımsız yaşayan ve hayattan keyif alan bireyler. Ancak önümüzdeki 15 yıl içinde, bu kişilerden biri kalp hastalığı, diyabet ve depresyon gibi iki veya üç kronik rahatsızlık geliştirirken, diğeri nispeten sağlıklı kalabiliyor. Bu farkı yaratan ne olabilir?

Yeni araştırmalarımıza göre, beslenme bu sorunun önemli bir parçasını oluşturuyor.

İsveç'teki Karolinska Institutet'in Yaşlanma Araştırma Merkezi'ndeki ekibimizin 15 yıl boyunca 2.400'den fazla yaşlı İsveçli yetişkin üzerinde gerçekleştirdiği yeni bir çalışmaya göre, sürekli olarak sağlıklı bir diyet uygulayan kişilerin kronik hastalıkları, iltihap artırıcı (işlenmiş etler, rafine tahıllar ve şekerli içecekler açısından zengin) diyetlere kıyasla daha yavaş geliştirdiği gözlemlendi. Bu tür diyetlerin vücutta düşük düzeyli kronik iltihaplanmayı tetiklediği biliniyor.

Bu bulgu oldukça önemli çünkü aynı anda birden fazla sağlık sorunu yaşamak, yaşlı bireylerin karşılaştığı en büyük sorunlardan biri. Bu durum, engellilik, hastaneye yatış ve erken ölüm riskini artırıyor. Ayrıca sağlık sistemleri üzerinde büyük bir yük oluşturuyor. Beslenmenin tekil hastalıkları önlemeye yardımcı olduğu uzun zamandır bilinse de, bu çalışma beslenmenin biyolojik yaşlanmanın genel hızını etkileyebileceğini de ortaya koyuyor.

Çalışmada dört bilinen beslenme modeli incelendi. Bunlardan üçü (beyin sağlığını korumak için tasarlanan MIND diyeti, daha düşük hastalık riskiyle ilişkilendirilen gıdalara dayanan Alternative Healthy Eating Index ve Akdeniz diyeti) daha yavaş hastalık birikimiyle ilişkilendirildi. Dördüncü model ise, yani iltihap artırıcı gıdalar açısından zengin bir diyet, daha hızlı hastalık birikimiyle bağlantılıydı.

En güçlü ilişkiler kardiyovasküler ve psikiyatrik rahatsızlıklar alanında görüldü. Yani daha iyi beslenen kişilerin kalp yetmezliği, inme, depresyon veya demans gibi hastalıkları geliştirme olasılığı daha düşüktü. Ancak çalışma, beslenme ile artrit veya osteoporoz gibi kas-iskelet sistemi hastalıkları arasında net bir bağlantı bulamadı.

Sağlıklı beslenmenin bazı faydaları kadınlarda ve özellikle 78 yaş ve üstü en yaşlı katılımcılarda daha belirgindi. Bu durum, değişiklik yapmak için asla geç olmadığını gösteriyor; en ileri yaşlarda bile beslenme büyük önem taşıyor.

Peki, yiyecekler bu kadar güçlü bir potansiyele neden sahip? Bir neden iltihaplanma olabilir. Yaş ilerledikçe birçok kişide düşük düzeyli kronik iltihaplanma gelişir, bu duruma bazen "inflammaging" adı verilir ve geniş bir hastalık yelpazesiyle ilişkilidir. Sebze, meyve, tam tahıl ve sağlıklı yağlar açısından zengin diyetler iltihaplanmayı azaltma eğilimindedir. Aşırı işlenmiş gıdalar ve şeker açısından zengin diyetler ise tam tersi etki yaratır.

Başka bir neden ise sağlıklı diyetlerin vücudun direncini desteklemesidir. Bağışıklık fonksiyonunu, kas kütlesini ve bilişsel sağlığı korumaya yardımcı olan temel besinleri sağlarlar. Zamanla bu, kişilerin yaşlanma biçiminde büyük bir fark yaratabilir.

Bu çalışma, türünün en uzun ve en kapsamlı araştırmalarından biridir. Tekrarlanan beslenme değerlendirmeleri kullanılarak 60'tan fazla kronik sağlık durumu takip edildi. Bulguların doğruluğunu sağlamak için farklı analiz yöntemleri kullanıldı.

Elbette beslenme, bu büyük resmin sadece bir parçası. Fiziksel aktivite, sosyal bağlantılar ve sağlık hizmetlerine erişim de sağlıklı yaşlanmada önemli roller oynuyor. Ancak beslenme kalitesini iyileştirmek, yaşlı yetişkinlerin daha uzun ve daha sağlıklı yaşam sürmelerine yardımcı olmak için nispeten basit ve erişilebilir bir yoldur.

Peki yaşlı yetişkinler ne yemeli? Mesaj net: Bol miktarda sebze, meyve, baklagil, kuruyemiş ve tam tahıl tüketin. Kanola yağı ve balık gibi sağlıklı yağları tercih edin. Kırmızı ve işlenmiş etleri, şekerli içecekleri ve katı yağları sınırlayın.

Bunlar, incelenen diyetlerin temelini oluşturan gıdalardır ve hem bu hem de diğer araştırmalarda daha yavaş yaşlanma, daha iyi beyin sağlığı ve daha az kronik hastalık ile ilişkilendirilmişlerdir.

Yaşlanma kaçınılmazdır. Ancak insanlar, yaşlanmanın nasıl ilerleyeceğini şekillendirebilirler. Bulgularımız, beslenmedeki küçük değişikliklerin bile, yaşa bakılmaksızın, insanların yaşamlarının ilerleyen dönemlerini nasıl deneyimlediklerinde anlamlı bir fark yaratabileceğini gösteriyor.

Önceki Haber
2050'de Karaciğer Kanseri İki Katına Çıkacak: Önleyici Tedbirler Hayat Kurtarabilir
Sıradaki Haber
Yüzüklerin Efendisi: Moria'ya Dönüş'e Yeni Eklenti Geliyor: 'Durin'in Halkı'

Benzer Haberler: