Doğum gününüzde kaç mum üflediğinizi bilmek takvim yaşınızı kolayca gösterir. Ancak biyolojik yaşınızı öğrenmek biraz daha karmaşık bir süreç gerektirir. Takvim yaşı, doğumunuz ile şimdi arasındaki yıl sayısıdır ve tamamen zamana dayalıdır. Biyolojik yaş ise, bir bireyin fizyolojik ve moleküler sistemlerinin zamanla ilerleyen bozulmasını tanımlar; yani vücudunuzun ne kadar 'yaşlı' olduğunu gösteren bir ölçümdür.
Bu hesaplama, sistemlerinizin, organlarınızın ve hücrelerinizin ortalama sağlıklı bir duruma kıyasla ne kadar iyi çalıştığını belirlemeyi amaçlar. Konsept, saf kronolojiden ziyade vücudunuzun zamanla nasıl performans gösterdiğini ve gelecekte çeşitli hastalıklara karşı ne gibi riskler ve hassasiyetler taşıyabileceğinizi düşünmenizi gerektirir.
Bilim insanları, insanların biyolojik yaşlarını belirlemeye yönelik çeşitli "saatler" geliştirmişlerdir. Peki bu saatler nasıl çalışıyor ve neden faydalı olabilirler?
Mevcut yaşlanma saatlerinin klinik kullanıma hazır olmadığını belirten uzmanlar, verilerdeki gürültünün fazla olduğunu ve yaşlanmayı neyin tetiklediği veya sadece onunla ilişkili olduğu konusunda hatalı sonuçlar çıkarma potansiyelinin yüksek olduğunu dile getiriyor. Yaşlanma saatleri, doktorların bir hastanın tedavi seyrini belirlemesine yardımcı olmak için kullanılacak olsaydı, yanlış pozitif sonuçlar gereksiz tıbbi müdahalelere yol açabilirdi.
Gelecekte hastalara uyarlanacak saatlerin, mevcut dördüncü nesil nedensel saatlere benzerlikler taşıyacağına inanılıyor. Bu saatler, yalnızca tüm vücudunuzun veya hatta bireysel sistemlerinizin nasıl yaşlandığına dair biyobelirteçleri değil, aynı zamanda bir organ içindeki farklı işlevler için birden fazla biyobelirteci de içerecek.
