Son dönemde yaşanan ve büyük yankı uyandıran yapay zeka (YZ) kaynaklı olaylar, sigorta sektörünü harekete geçirdi. Büyük sigorta şirketleri, YZ hatalarından doğabilecek milyarlarca dolarlık risklere karşı önlem alarak sorumluluklarını sınırlama yoluna gidiyor. Sektörün risk modellerinde üst sıralara yerleşen sistemik ve birbiriyle ilişkili kayıpların ardından, sigortacılar YZ kaynaklı hasarlara karşı teminatlarını gözden geçiriyor.
Bazı büyük sigorta şirketleri, YZ sistemlerinin kullanımından veya entegrasyonundan kaynaklanan talepleri reddetmelerine olanak tanıyacak yeni poliçe muafiyetleri için düzenleyici kurumlardan onay talep ediyor. Bu muafiyetler, sohbet robotları ve YZ destekli araçları da kapsayacak.
Bu adımlar, çeşitli sektörlerdeki şirketlerin üretken YZ araçlarını benimseme hızının arttığı bir dönemde geldi. Bu hızlı benimseme, halihazırda maliyetli hatalara yol açmış durumda. Örneğin, bir teknoloji devi, YZ özelliğinin bir şirketin eyalet başsavcısı tarafından dava edildiği yönündeki yanlış iddiası üzerine 110 milyon dolarlık bir iftira davasıyla karşı karşıya kaldı. Başka bir olayda ise bir havayolu şirketi, müşteri hizmetleri sohbet robotunun uydurduğu bir indirimi kabul etmek zorunda kaldı. Benzer şekilde, bir mühendislik firması, dijital olarak klonlanmış bir yöneticinin video konferans dolandırıcılığına kurban gitmesi sonucu 20 milyon sterlin kaybetti.
Bu tür olaylar, sigortacıların sorumluluğun nerede başlayıp nerede bittiğini belirlemesini zorlaştırıyor. Uzmanlar, büyük dil modellerinden elde edilen çıktıların henüz geleneksel sigortacılık için fazla öngörülemez olduğunu belirtiyor ve bu durumu adeta bir "kara kutu" olarak tanımlıyor. Yapay zeka destekli yazılımlar için özel teminatlar sunan bazı şirketler bile, büyük dil modellerinden kaynaklanan riskleri sigortalamaktan kaçınıyor.
Bu durumun bir çözümü olarak, bazı sigorta şirketlerinin önerdiği muafiyetler, YZ'nin ürün veya iş akışının sadece küçük bir parçası olsa bile, "herhangi bir fiili veya iddia edilen YZ kullanımı" ile ilgili talepleri kapsamayacak. Bir diğer büyük sigorta şirketi ise bu muafiyetleri hemen uygulamayı planlamadığını ancak taleplerin sıklığı ve ölçeği arttıkça bu seçeneğe sahip olmak istediğini belirtiyor.
Buradaki temel sorun, sadece bireysel kayıpların büyüklüğü değil, aynı zamanda tek bir temel model veya satıcı tarafından tetiklenen yaygın ve eşzamanlı hasar tehdididir. Bu durum, sigorta sektörünün kaldıramayacağı bir "sistemik, ilişkili, birleşik risk" olarak tanımlanıyor.
Bazı sigorta şirketleri, poliçe ekleriyle kısmi netlik sağlamaya çalışıyor. Örneğin, Avrupa Birliği'nin YZ Yasası kapsamındaki cezalar için sınırlı teminat sunan ekler getirildi ve bu teminatlar sigorta limitinin %2,5'i ile sınırlandırıldı. Başka bir şirket ise belirli YZ ile ilgili olayları kapsarken, aynı anda "yaygın" olayları etkileyebilecek durumları muaf tutuyor. Ancak uzmanlar, bu eklerin dikkatle okunması gerektiğini, çünkü bazı durumlarda yeni garantiler sunuyormuş gibi görünse de aslında korumayı azalttığını belirtiyor.
Düzenleyiciler ve sigortacılar pozisyonlarını yeniden şekillendirirken, işletmelerin YZ'yi kullanma riskinin artık kendi bilançolarında beklenenden daha ağır bir yük oluşturabileceği gerçeğiyle yüzleşmesi muhtemeldir.