Teknoloji dünyasının devlerinden Seagate, yapay zekanın veri depolama sektörü üzerinde yarattığı potansiyel etkilere dikkat çekerek, endüstriyi bir 'karbon krizi' konusunda uyardı. Şirketin açıklamasına göre, yapay zeka sistemlerinin ihtiyaç duyduğu devasa veri miktarı, depolama çözümlerine olan talebi hızla artırıyor ve bu durumun çevresel sonuçları olabilir.
Seagate, yakın zamanda katıldığı önemli bir endüstri etkinliğinde bu konuyu gündeme taşıdı. Yapılan vurguya göre, yapay zekanın veri depolama üzerindeki baskısı, bir zamanlar kripto paranın ekran kartı (GPU) pazarında yarattığı yoğunluğa benziyor. Şirket, yapay zeka uygulamalarının yaygınlaşmasıyla birlikte veri merkezlerinin ve genel olarak depolama altyapısının daha önce görülmemiş bir taleple karşı karşıya kalacağını belirtiyor.
Endişelerin boyutunu ortaya koymak için bazı rakamlar da paylaşıldı. Sabit disk endüstrisinin yıllık üretim kapasitesinin yaklaşık 1 ila 2 zettabayt (ZB) civarında olduğu ifade edildi. Bir zettabaytın 1 katrilyon gigabayta denk geldiğini düşünürsek, bu bile büyük bir hacim. Ancak yapay zeka ve diğer dijital gelişmelerin tetiklediği veri artışı beklentisi, mevcut üretim kapasitesinin çok ötesinde. Bu durumun, yeni çözümler ve daha verimli teknolojiler gerektirdiği vurgulandı.
Ayrıca binlerce IT profesyoneliyle yapılan bir anketin sonuçları da bu endişeleri destekliyor. Ankete katılanların %72'sinin yapay zekayı ya kullandığı ya da kullanmayı planladığı belirlendi. Yapay zeka kullanıcılarının %90'ı ise AI performansını artırmak için veri depolamanın hayati öneme sahip olduğuna inanıyor. Seagate, bu artan talebe yanıt ararken yaptığı araştırmalarda, geleneksel sabit disk sürücülerinin (HDD) tipik katı hal sürücülerine (SSD) kıyasla daha düşük karbon ayak izine sahip olduğunu tespit ettiğini belirtti.
Seagate, bu zorluklara yönelik olası çözümleri göstermek amacıyla etkinlikte prototip sabit disklerini sergiledi. Bu prototiplerde, NVMe arayüzüne sahip sabit diskler, Veri İşleme Birimleri (DPU) aracılığıyla doğrudan Nvidia grafik işlemcilerine bağlanmıştı. Bu tür kurulumlar, veri merkezlerinde depolama ve işleme arasındaki etkileşimi hızlandırarak sistem yönetimini kolaylaştırabilir ve potansiyel olarak enerji verimliliğini artırabilir. Bu demo, veri depolama altyapısının gelecekte nasıl şekillenebileceğine dair bir örnek sunuyor.
Veri depolama sektöründe önümüzdeki dönemde önemli değişimlerin yaşanması bekleniyor. Artan veri talebi, çevresel düzenlemeler ve yapay zekanın gereksinimleri, veri merkezlerini ve depolama çözümü sağlayıcılarını hem yasal yükümlülükleri yerine getirmeye hem de gerekli donanım desteğini sunmaya zorlayacak.