Nvidia, yapay zeka donanımlarına olan muazzam talebin etkisiyle tarihte ilk kez 4 trilyon dolarlık piyasa değerine ulaşarak rekor kırdı. Şirketin hisseleri yüzde 2'den fazla yükselirken, bu başarı 2025 yılının başından bu yana süregelen yüzde 22'lik hisse senedi artışının devamı niteliğinde. Özellikle 2022 sonunda ChatGPT'nin piyasaya sürülmesiyle başlayan yapay zeka patlaması, Nvidia'nın bu yükselişindeki ana itici güç oldu.
Bu dönüm noktası, halka açık bir şirket için kaydedilen en yüksek piyasa değeri olarak kayıtlara geçti ve daha önce Apple'ın aralık ayında belirlediği 3.8 trilyon dolarlık rekoru geride bıraktı. Nvidia, Şubat 2024'te 2 trilyon dolar sınırını aşmış, sadece dört ay sonra Haziran'da 3 trilyon dolara ulaşmıştı. Şimdiki 4 trilyon dolarlık değerleme, dünyanın pek çok ülkesinin gayri safi yurt içi hasılasından (GDP) daha büyük bir piyasa sermayesi anlamına geliyor.
Nvidia'nın süregelen başarısı, yapay zeka modellerini mümkün olduğunca verimli çalıştıran donanımlara yönelik artan taleple doğrudan bağlantılı. Şirketin veri merkezi GPU'ları, paralel mimarileri sayesinde sinir ağlarını eğitmek ve çalıştırmak için gereken milyarlarca matris çarpımını mükemmel bir şekilde gerçekleştiriyor. Başlangıçta video oyunları için geliştirilen bu donanım mimarileri, şimdi üretken yapay zeka çağının motoru haline gelmiş durumda.
OpenAI, Microsoft gibi teknoloji devleri, ChatGPT, yapay zeka destekli görsel üreticiler ve kurumsal yapay zeka uygulamaları gibi hizmetlerini güçlendirmek için on binlerce bu özel çiplere ihtiyaç duyuyor. Öte yandan, Nvidia'nın GPU'ları kullanarak yapay zeka uygulamaları geliştirmeyi kolaylaştıran CUDA platformu, fiili bir standart haline gelerek şirketin donanım ekosistemi etrafında aşılması zor bir bariyer oluşturdu.
Çin Kısıtlamaları ve Piyasa Direnci
Nvidia hisseleri için bu yıl adeta bir inişli çıkışlı bir serüven oldu. Ocak ayında Çin merkezli DeepSeek modelinin ortaya çıkışı, yatırımcılar arasında kısa süreli bir paniğe yol açmış ve bazı analizciler gelecekteki yapay zeka çip talebini azaltabileceğini öne sürmüştü. Nisan ayında ise ABD'deki bir yönetim değişikliği sonrası yapılan tarife açıklamaları, Nvidia hisselerinin daha da dramatik bir düşüş yaşamasına neden oldu. Ancak tüm bu olaylara rağmen, şirketin değeri son bir ayda yüzde 15'ten fazla artış göstererek piyasa dayanıklılığını kanıtladı.
Piyasa oynaklığının ötesinde, Nvidia en büyük pazarlarından birine erişimini tehdit eden jeopolitik zorluklarla karşı karşıya. Gelişmiş yapay zeka teknolojisinin Çin'in eline geçmesini engellemeyi amaçlayan ve 2022'ye uzanan ABD ihracat kontrolleri, şirket için çetin bir engel oluşturuyor. Nvidia, bu engeli aşmak için zaman içinde yeni çip tasarımları, örneğin özel ve daha düşük hızlı H20 çipi gibi çözümlerle çalıştı.
Nisan ayında ABD'deki yönetim, H20 çipine de ihracat kısıtlamaları getirerek Nvidia'nın bu çipi Çin'deki müşterilere satmak istediğinde her seferinde lisans başvurusu yapmasını şart koştu. Bu durum, şirkete 5.5 milyar dolarlık maliyet getirdi ve CEO Jensen Huang'ın "50 milyar dolarlık Çin pazarı" olarak tanımladığı pazardan Nvidia'yı fiilen dışladı.

Ancak aynı zamanda, ABD'deki yönetim, Nvidia'nın yapay zeka veri merkezlerine yeni yatırımlar yapma sözü vermesinin ardından bazı kısıtlamaları hafifletmeye istekli olabileceğini de belirtti. Ancak yönetimin yaklaşımı öngörülemez olmaya devam ediyor. ABD'nin yapay zeka liderliğini koruma arzusunu dile getirirken, en üst düzey teknolojiyi Çin'in elinden uzak tutmaya çalışması, Nvidia için zorlu bir ortam yaratıyor.
Bu arada, Nvidia'nın süregelen başarısı, yapay zeka endüstrisinin büyümesinin devam etmesine bağlı. Bazı eleştirmenler, yapay zeka pazarının mevcut seviyelerde sürdürülemez olduğunu düşünüyor. Microsoft, Google ve Meta gibi şirketlerin veri merkezlerine yılda on milyarlarca dolar harcadığı devasa sermaye harcamalarına işaret eden bazı analistler, bu yatırımların getirilerinin ne kadar haklı çıkacağını sorguluyor.
Şimdilik Nvidia, dünyanın en değerli teknoloji şirketi konumunda. Ancak bu pozisyonun sürdürülebilir olup olmayacağı, jeopolitik gerilimlerden yapay zeka uygulamalarının teknoloji endüstrisinin vaatlerini gerçekten yerine getirip getiremeyeceği sorusuna kadar bir dizi faktöre bağlı olacak.