Stanford Üniversitesi'nden çıkan yeni bir araştırmaya göre, yapay zeka araçları yazılım geliştirme ve müşteri hizmetleri gibi alanlarda giriş seviyesi pozisyonları doldurmak isteyen çalışanlar için iş bulmayı önemli ölçüde zorlaştırıyor. Araştırma, özellikle daha genç ve deneyimsiz çalışanların istihdamında belirgin bir yavaşlama olduğunu, ancak daha deneyimli çalışanlar için iş olanaklarının ise aslında iyileşmiş olabileceğini ortaya koyuyor.
Son zamanlarda yapılan bazı çalışmalar, yapay zeka kullanan şirketlerin çoğunun kârlılıklarında büyük bir artış görmediğini öne sürse de, bu durum dünya genelinde birçok şirketin yapay zekayı bir şekilde benimsemesini engellemiş değil. Bazı spesifik sektörlerde ise bu benimseme, giriş seviyesi pozisyonlar arayanların kariyer beklentilerine zarar veriyor olabilir.
Stanford'da hazırlanan ve ekonomist Erik Brynjolfsson ile Stanford Dijital Ekonomi Laboratuvarı araştırmacıları tarafından ortaklaşa yazılan çalışma, son üç yıl içinde yapay zekaya daha açık alanlarda işe başlayanların istihdamının düştüğünü tespit etti. Muhasebe, geliştirme ve idari işlerdeki giriş seviyesi rollerin istihdamı yüzde 13 oranında azaldı. Bu durum özellikle 22-25 yaş arası genç çalışanları etkiledi. Ancak araştırmada, hemşire teknikerleri gibi diğer giriş seviyesi alanlarda aynı dönemde istihdam artışı görüldüğü de belirtildi.
Araştırma ayrıca, takip edilen şirketlerde daha deneyimli rollerin ve pozisyonların ya aynı kaldığını ya da kapsamlarının büyüdüğünü buldu. Bu durum, yapay zekayı kullanan daha deneyimli çalışanların daha üretken olabileceğini ve bu süreçte giriş seviyesi pozisyonlardaki bazı işlevleri üstlenebileceğini düşündürüyor.
Çalışmanın, otomatik veri işleme sağlayıcısı Automatic Data Processing'ten alınan verileri ve milyonlarca çalışanı kapsayan binlerce şirketten elde edilen bordro bildirimlerini incelediği bildiriliyor.
ChatGPT gibi popüler yapay zeka sohbet araçlarının piyasaya sürülmesinden bu yana, iş gücüne etkileri hakkında süregelen bir tartışma var. Bu çalışmanın, belirli sektörlerde basit rolleri otomatikleştirebileceği argümanına en azından bir miktar ağırlık kazandırdığı görülüyor. Karşı argüman ise, yapay zeka araçlarının insanları daha üretken hale getirerek giriş seviyesi rolleri ortadan kaldırmak yerine genel çıktıyı artırabileceğini savunuyor.
Bu çalışma, her iki durumun da geçerli olabileceğini ve hatta belki de bir arada var olabileceğini gösteriyor. Ancak gelecekte bu tür rollerin nasıl doldurulacağı sorusunu gündeme getiriyor. Eğer yapay zeka zaten yüksek performans gösteren çalışanların daha da iyi performans göstermesini sağlıyor, ancak onların deneyim ve yeteneklerini kazandıkları rolleri ortadan kaldırıyorsa, gelecek nesil geliştiriciler, muhasebeciler ve idari asistanlar nereden gelecek?
Bazı sektör liderleri bu rollerin basitçe yapay zeka tarafından devralınacağını düşünürken, diğerleri ise bunun daha yaratıcı çabalara yol açabileceğine ve insanları bir şirketin çabalarının yürütme kısmından ziyade fikir üretme aşamasına daha uygun hale getirebileceğine inanıyor.