Yapay zeka destekli çeviri hizmeti sunan DeepL, yaptığı son duyuruyla internetin tamamını çevirme süresini rekor bir şekilde kısalttığını açıkladı. Şirket, daha önce 194 gün süren bu devasa görevi, şimdi sadece 18.5 günde tamamlayabildiğini belirtiyor.
Bu %90'ın üzerinde hız artışının arkasında yatan sebep ise güçlü bir donanım yatırımı. DeepL, İsveç'teki EcoDataCenter'da kurulan, Nvidia'nın son teknoloji ürünü DGX SuperPOD sistemi ile DGX GB200'ü kullanarak bu başarıya ulaştı. Şirket, Dil Yapay Zekası platformunu güçlendirmek için Nvidia'nın öncü teknolojisini üçüncü kez kullandığını ifade ediyor.
DeepL yetkilileri, araştırma ve geliştirmeye olan sarsılmaz bağlılıklarının kendilerini rakiplerinden farklılaştırdığını ve bu son sistemin, Dil Yapay Zekası alanındaki lider konumlarını daha da pekiştirdiğini belirtiyor. Araştırma altyapılarını en son teknolojiyle donatarak hem mevcut hizmetlerini iyileştirdiklerini hem de heyecan verici yeni ürünler keşfettiklerini vurguluyorlar. Yapay zekadaki inovasyon hızının hiç olmadığı kadar yüksek olduğunu ve bu ilerlemeleri teknoloji yığınlarına entegre etmenin sürekli büyüme için şart olduğunu ekliyorlar.
İnternet üzerindeki veri miktarı, kaynağa ve ölçüm yöntemine bağlı olarak büyük farklılıklar gösterse de, ortada muazzam bir veri yığını olduğu açık. DeepL'in bu rekorunun yanı sıra, Oxford İngilizce Sözlüğü'nün tamamını başka bir dile sadece iki saniyede çevirebildiğini ve dünyanın en uzun kitaplarından biri olan Marcel Proust'un 'Kayıp Zamanın İzinde' eserini 0.09 saniyeden daha kısa sürede, yani göz açıp kapayıncaya kadar işleyebildiğini iddia ediyor.
Bu yeni yapay zeka süper bilgisayarı, belgeleri olabildiğince hızlı çevirmenin yanı sıra, şirketin araştırma ve geliştirme çalışmalarını da ileriye taşımasını sağlayacak. Bu sayede, Dil Yapay Zekası platformunu daha doğru hale getirecek, yazılı belgelerdeki incelikleri yakalayabilecek ve kullanıcıların çıktıyı kendi ihtiyaçlarına göre uyarlamalarını sağlayacak daha güçlü araçlar geliştirebilecekler.
Bu sistemin Avrupa'daki ilk kullanımlarından biri olması da dikkat çekici. Bu tür güçlü yapay zeka sistemlerinin yaygınlaşması, özellikle veri gizliliği düzenlemelerine (Türkiye'deki Kişisel Verilerin Korunması Kanunu gibi benzer yaklaşımlar da dahil olmak üzere) uyum konusunda Avrupa'daki şirketlere yardımcı olma potansiyeli taşıyor.
