Akıllı telefonların ve internetin hayatımızda bu kadar yaygınlaştığı bir çağda doğup büyüyen ilk nesil olan Z Kuşağı (1997-2012 arası doğanlar), yeni bir araştırmaya göre dezenformasyona ve yalan haberlere en yatkın gruplardan biri.
Uluslararası araştırmacılar tarafından yürütülen bu çalışma, dezenformasyonun farklı ülkelerdeki farklı nüfus grupları arasında nasıl yayıldığını anlamayı amaçladı. Çalışmanın temel motivasyonu, belirli grupları daha kolay kandırılabilir olarak etiketlemek değil; dezenformasyonun halk sağlığı, gezegenin geleceği ve modern demokrasiler için oluşturduğu tehlikeyi daha iyi kavramaktı.
Çalışmada, 24 ülkedeki 66.242 kişi üzerinde psikologlar tarafından tasarlanmış çevrimiçi bir test kullanıldı. Bu testte katılımcılardan haber başlıklarının gerçek mi yoksa yalan mı olduğunu değerlendirmeleri istendi. Ayrıca yaş, eğitim düzeyi ve ülke gibi demografik bilgiler de toplandı ve katılımcıların kendi yalan haber tespit yeteneklerini ne kadar iyi gördükleri de ölçüldü.
Gruplar arasındaki farklar devasa olmasa da, gerçek haberleri yalan, yalan haberleri ise gerçek olarak etiketlemeye en yatkın olanlar Z Kuşağı'ndakiler, erkek olmayan bireyler, daha az eğitimli olanlar ve siyasi görüş olarak daha muhafazakâr olanlardı.
Ancak araştırmanın şaşırtıcı bir bulgusu da vardı: Z Kuşağı üyeleri, diğer gruplara kıyasla kendi dezenformasyon tespit yetenekleri konusundaki güçlü ve zayıf yönlerini daha iyi biliyorlardı. Muhafazakâr görüşlü katılımcılar da kendi yeteneklerini değerlendirmede oldukça iyiydi. Buna karşılık, daha eğitimli gruplar gerçek haberleri yalan haberlerden ayırt etme becerilerini olduğundan daha yüksek değerlendirme eğilimindeydi.
"Dijital yerlilerin bu dijital ortamlarda daha iyi gezindiğine dair hala yaygın bir yanlış kanı var," diyen araştırmacılar, bu düşüncenin akademik çevrelerde yıllardır çürütüldüğünü ancak kamuoyuna tam olarak yansımadığını belirtiyor.
Araştırmacılar, hükümetlerin ve eğitimcilerin dezenformasyonun tehlikeleri konusunda farkındalığı artırmak için daha fazlasını yapması gerektiğini vurguluyor. Çalışma aynı zamanda, kendinizi yalan haberleri kolayca fark ettiğinizi düşünseniz bile, gördüğünüz başlıklara karşı tetikte olmanız gerektiğini de hatırlatıyor.
"Kim olursanız olun, ne bildiğinizi düşünürseniz düşünün, hiçbirimiz dezenformasyona karşı tamamen bağışık değiliz," diyen araştırmacılar, hepimizin düzenli olarak dezenformasyona maruz kaldığını ve bir noktada hepimizin buna kanma olasılığının bulunduğunu ekliyor.
Araştırmanın bulguları hakemli bir bilimsel dergide yayımlandı.