Avrupa Birliği'nde (AB) kurtların korunma statüsünün "kesinlikle korunan"dan "korunan" seviyesine indirilmesi, bazı üye ülkelerin belirli koşullar altında avlanmaya izin vermesinin yolunu açtı. Bu değişikliğin gerekçelerinden biri, toplumun kurtlara karşı artan toleransının, insanlardan korkmayan "korkusuz kurtlar"a yol açtığı yönündeydi. Ancak yapılan bilimsel bir araştırma, bu iddiayı çürütüyor ve kurtların insanlardan sanıldığından çok daha fazla korktuğunu ortaya koyuyor.
Kırmızı Başlıklı Kız Masallarından Gerçeğe
Kurtlarla ilgili efsaneler ve masallar (en bilineni Kırmızı Başlıklı Kız) insanlarda tarih boyunca bir korku yaratmıştır. Bu mitolojik korku ve çiftlik hayvanlarına verilen gerçek zararlar, geçmişte kurtların yoğun bir şekilde avlanmasına neden olmuştur. 20. yüzyılın ortalarına gelindiğinde, Avrupa'da kurtlar neredeyse yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştı. Ancak 1970'lerden itibaren kurtların koruma altına alınmasıyla popülasyonları yeniden artmaya başladı ve eski yaşam alanlarına geri döndüler.
Batı Kanada'daki Western University'den zoolog Michael Clinchy, bu duruma dair yaptığı açıklamada, "Düzenleyiciler bunun arkasında bilimsel bir kanıt olmadığını açıkça belirtti. Bu nedenle, kurtların gerçekten insanlardan korkup korkmadığını anlamak için türünün ilk örneği olan bir çalışma yürüttük. Korkusuz kurt diye bir şey olmadığını kanıtladık." dedi.
Bilimsel Araştırma Nasıl Yapıldı?
Bilim insanları, Polonya'nın kuzeyinde yer alan Tuchola Ormanı'nda 24 kamera tuzağı kurdu. Bu tuzaklar, kurulan sensörler bir hayvan algıladığında otomatik olarak fotoğraf çekiyor ve rastgele seçilen üç farklı sesten birini çalıyor. Bu seslerden ilki, ormanın doğal ses ortamına ait kuş sesleriydi ve kontrol grubu olarak kullanıldı. İkinci ses, kurtlar için tehdit olarak algılanması beklenen köpek havlamalarıydı. Üçüncü ses ise, insanların sakince konuştuğu Lehçe konuşmalardı.
Kamera kayıtları incelendiğinde, kuş seslerini duyan kurtlar hafifçe irkilse de genellikle sakin kaldı. Köpek seslerine tepki veren kurtlar ise biraz daha aceleci davrandı. Ancak en dikkat çekici sonuç, insan konuşmalarına verilen tepkiydi. Kuş sesleriyle karşılaştırıldığında, insan konuşmalarını duyan kurtların kaçma olasılığı iki katına çıktı ve kaçış hızları da iki kat arttı. Köpek sesleriyle yapılan karşılaştırmada ise, kurtların insanları yaklaşık yüzde 20 daha tehditkar bulduğu ortaya çıktı. Bu durum, kurtların doğal avları olan geyikler ve yaban domuzları için de benzer şekilde gözlemlendi.
Süper Avcılar ve Riskli Ödüller
Araştırmacılar, kurtları daha sıkı koruma altına almak ve avlanma yasağını kaldırmak yerine, insanlarla olan karşılaşmaların temel nedeninin açlık olduğunu savunuyor. İnsanlar, diğer tüm canlılardan çok daha yüksek bir oranda avlanma hızına sahip "süper avcılar" olarak tanımlanıyor. Bu durum, kurtların insanlardan korkmayı göze alarak, bol miktarda bulunan ve yüksek kaliteli yiyeceklere ulaşma riskini göze almalarına neden oluyor.
Araştırmanın bulguları, insan-kurt çatışmasının temel nedeninin "korkusuz kurtlar" değil, "aç kurtlar" olduğunu gösteriyor. Bu nedenle, sorunun çözümü kurtları besin kaynaklarımızdan uzak tutmaktan geçiyor. Bu kapsamda halkın gıda depolama, çöp yönetimi ve çiftlik hayvanlarını koruma konularında eğitilmesinin kritik öneme sahip olduğu vurgulanıyor.
Son olarak, Avrupa'da son 40 yılda ölümcül kurt saldırısı vakası yaşanmadığı hatırlatılırken, insanların kurtlardan duyduğu korkunun, kurtların insanlardan duyduğu korku kadar haklı olup olmadığı sorusu da akıllara geliyor.