Eğer Dünya gezegeninde yaşıyorsanız, hayatınızda en az bir kez şimşekli bir fırtına görmüş olmanız muhtemeldir: gökyüzünü yırtan ışık çubukları ve kemiklerinizi titreten gök gürültüsüyle dolu vahşi, çarpıcı bir olay.
Şimşekler Dünya'da oldukça yaygın olsa da, bu aşırı fenomen hakkında hala bilmediğimiz pek çok şey var. Bilim insanları şimşeğin saniyelik süreçlerini anlamak için çeşitli cihazlar kurdular ve önemli ilerlemeler kaydettiler.
Ancak bazen yeni bir bakış açısı çok faydalı olabilir. İşte burada Uluslararası Uzay İstasyonu'ndaki astronotlar devreye giriyor. Geçmişte geliştirilen özel teknikler kullanarak, gezegenin 400 kilometre (yaklaşık 250 mil) üzerinde süzülürken güçlü şimşek fırtınalarının fotoğraflarını çekiyorlar.
Astronotlar tarafından yakın zamanda sosyal medyada paylaşılan görüntüler de bu çalışmanın bir parçası. Her bir görüntü saniyede 120 kare hızında yakalanıyor; bulutları içeriden aydınlatıyor gibi görünen o parlak mor parıltı, bu sürenin sadece bir kısmı kadar görünüyor.
Bulutların üzerinden yapılan şimşek gözlemleri, yüzeyden göremediğimiz fenomeni anlamak için detayları ortaya çıkarabiliyor. Örneğin, daha önce tespit edilene kadar "mavi jetler" adı verilen, yukarı doğru fırlayan şimşek fenomenini bilmiyorduk; bu tür yörünge tabanlı gözlemler, bunların nasıl çalıştığını anlamak için çok önemliydi.
Uydu verileri ayrıca fırtınaların sıklığını ve dağılımını incelemek için de kullanılabiliyor. Atmosferdeki şimşeklerin çakmasıyla uzaya neredeyse ışık hızında fırlayan "katil elektronların" yayılımını ortaya koydu. Şimşek ve üst atmosfer arasındaki etkileşim çok iyi anlaşılmamıştır; yörünge gözlemleri bilim insanlarının bunu incelemesine yardımcı olabilir.
Ancak bazen de sadece yapabildiğiniz için bir şeyi yapmak güzeldir. Dünyanın en muhteşem, evcilleştirilmemiş fenomenlerinden birini, yüzlerce kilometre yükseklikten elle fotoğraflayabilme ayrıcalığı herkese nasip olmaz.
Ve sonra biz de bu anların tadını çıkarırız, nerede olursak olalım. Herkes kazanır.
