Uzay, insan vücudu için zorlu bir test alanı olmaya devam ediyor. Yeni bir araştırmaya göre, insan kök hücreleri uzay ortamında daha hızlı yaşlanıyor ve bu durum, Güneş Sistemi'nin derinliklerine uzun süreli yolculuklar yapma umudu taşıyan herkes için endişe verici bir gelişme.
Bilim insanları, yapay zeka (AI) teknolojisini kullanarak, uzay istasyonuna gönderilen kök hücrelerdeki değişimleri incelediler. Yapılan analizler, uzaydaki kök hücrelerin yeni hücreler üretme yeteneklerini kaybettiğini, DNA hasarına karşı daha hassas hale geldiğini ve daha hızlı yaşlandığını ortaya koydu.
Bu bulgular, özellikle Mars gibi diğer gezegenleri kolonileştirme hedefi doğrultusunda uzun süreli uzay yolculuklarının önündeki zorlukları bir kez daha gözler önüne seriyor. Araştırmacılar, uzay yolculuğunun insan sağlığı üzerindeki etkilerine dair önceki çalışmaları da destekleyen bu sonuçların, uzaydaki stres faktörlerinin (mikrogravite ve kozmik radyasyon gibi) kan kök hücrelerinin moleküler yaşlanmasını hızlandırabildiğini gösterdiğini belirtiyorlar.
İnsan vücudu, uzay gibi farklı çevresel etkilere tam olarak adapte olmuş durumda değil. Mikrogravite ve uzayda yol alan yüklü parçacıklar olan kozmik radyasyon, insan sağlığı için önemli tehditler oluşturuyor. Daha önceki araştırmalar da astronotların uzayda kemik kaybı yaşadığına ve hatta Mars kolonizasyonunun genetik müdahaleler gerektirebileceğine işaret etmişti.
Bu yeni çalışmada, araştırmacılar hematopoietik kök ve öncü hücreleri (HSPC'ler) üzerinde odaklandılar. Bu hücreler bağışıklık sistemi sağlığını ve kanser takibini düzenliyor. Mikrogravitenin bağışıklık ve metabolik değişiklikleri etkilediği bilinse de, uzayda geçirilen zamanın HSPC'lerin moleküler bütünlüğü ve fonksiyonel kapasitesi üzerindeki etkisi daha önce tam olarak anlaşılmamıştı.
Araştırmacılar, yerdeki ve uzay istasyonundaki dört farklı görev sırasında hücre aktivitesini yapay zeka destekli görüntüleme araçlarıyla izlediler. Uzaydaki örneklerde gözlemlenen hücre değişimlerinin, Dünya'daki normal hücre yaşlanmasıyla benzerlik gösterdiği ancak çok daha hızlı gerçekleştiği fark edildi. Hücrelerin normalden daha aktif olduğu, dinlenme ve iyileşme yeteneklerini yitirdiği görüldü. Ayrıca, stres tepkileri ve yaşlanmayla ilişkilendirilen, genomun daha az anlaşılan bölgelerinde de daha fazla aktivite gözlemlendi.
Bu bulgular uzun süreli uzay yolculukları için endişe verici olsa da, bir umut ışığı da mevcut: Hücrelerde gözlemlenen hasarlar, hücreler genç ve sağlıklı doku ortamına yerleştirildiğinde iyileşme eğilimi gösterdi. Bu iyileşme, yaşlanan hücrelerin gençleştirilmesinin mümkün olabileceğini düşündürüyor.
Yapılan bu çalışma, hem uzayda uzun süre geçiren astronotları daha iyi korumak hem de Dünya'daki normal yaşlanma süreçlerini ve kanser gibi hastalıkları modellemek için önemli bilgiler sunuyor. Bu bilgiler, özellikle ticari uzay yolculuğu ve alçak Dünya yörüngesi araştırmalarının yeni bir çağında kritik öneme sahip.