Ara

Uzayda Keşfedilen ‘Kusursuz Küre’ Gökbilimcileri Hayrete Düşürdü

Gökadamız Samanyolu, içinde barındırdığı sıra dışı gök cisimleriyle dolu. Ancak kısa süre önce güçlü bir radyo teleskopu kullanılarak yapılan bir keşif, gökbilimcileri gerçekten şaşkına çevirdi.

Toplanan verilerde, gökbilimciler neredeyse kusursuz bir küre gibi görünen bir yapı tespit ettiler. Bu yapının ne olduğu konusunda genel bir fikre sahipler: Patlayan bir yıldızın, yani bir süpernovanın dışarı attığı genişleyen malzemeden oluşan bir kalıntı. Ancak bu yapının nasıl bu kadar kusursuz bir şekil aldığı tam bir muamma.

Araştırmayı yürüten ekip, bu gök cismine Antik Yunanca'da "mükemmellik" anlamına gelen Teleios adını verdi. Yapılan kapsamlı incelemelere rağmen, araştırmacılar bu cismin nasıl oluştuğunu anlamak için daha fazla bilgiye ihtiyaç duydukları sonucuna vardı.

Teleios, Samanyolu içinde yer alıyor. Daha yakın olmasına rağmen, tam olarak ne kadar uzakta olduğunun belirlenememesi, kökenini anlamanın önündeki en büyük engel.

Yapılan detaylı analizlerde, Teleios'un yalnızca radyo dalga boylarında zayıf bir şekilde parladığı görüldü. Bu parlama özelliği, yapının büyük olasılıkla Tip Ia süpernovası kalıntısı olduğunu gösteriyor. Bu tip süpernovalar, bir beyaz cüce yıldızın, yoldaş yıldızından o kadar çok madde çekmesiyle oluşur ki kütle sınırı aşılır ve devasa bir patlama meydana gelir.

Buraya kadar her şey normal görünüyor. Ancak uzaydaki nesnelerin mesafesini hesaplamak şaşırtıcı derecede zor olabilir. Araştırmacılar, Teleios'un mesafesi için iki farklı tahmin yapabildiler: yaklaşık 7.175 ışık yılı veya yaklaşık 25.114 ışık yılı.

Tahmin edebileceğiniz gibi, bu iki farklı mesafe, Teleios'un evrimsel tarihi için farklı anlamlar taşıyor. Daha uzaktaki nesneler daha küçük göründüğü için, iki mesafe tahmini yapının boyutu hakkında bambaşka sonuçlar veriyor. Daha yakın mesafede süpernova kalıntısı 46 ışık yılı genişliğinde olurken, daha uzak mesafede 157 ışık yılı genişliğinde oluyor.

Bir süpernova kalıntısı genellikle genişleyen bir malzeme bulutundan oluşur. Bu nedenle, farklı boyutlar yapının farklı yaşlarda olduğunu düşündürüyor. Daha yakın mesafe, daha az zamanı olmuş, 1.000 yıldan daha genç bir süpernova kalıntısını işaret ediyor. Daha uzak mesafede ise kalıntının 10.000 yıldan daha yaşlı olması gerekir.

Bu senaryoların her ikisinde de sorunlar var. Tip Ia süpernova modelleri, kalıntıdan X-ışınları yayılması gerektiğini öngörüyor. Ancak Teleios'tan X-ışınları gelmemesi kafa karıştırıcı.

Başka bir olasılık da Teleios'un Tip Iax süpernovası kalıntısı olması. Bu süpernova türü, beyaz cüceyi tamamen yok etmez, geriye bir "zombi yıldız" kalıntısı bırakır. Bu senaryo, Teleios'un yayılan ışık özellikleriyle daha uyumlu, ancak bu durumda cismin çok daha yakın olması gerekirdi: yaklaşık 3.262 ışık yılı uzaklıkta.

Bu senaryo, Teleios'un biraz daha küçük, yaklaşık 11 ışık yılı genişliğinde olacağı anlamına geliyor. Hatta bu mesafede bir zombi yıldız adayı olabilecek bir yıldız bile var. Ancak Teleios'un mesafesi için yapılan diğer bağımsız ölçümler, cismin bu kadar yakın olabileceği sonucunu vermiyor.

Tüm bu diğer sorunlar, kalıntının neredeyse mükemmel simetrisi gibi sıra dışı bir konunun biraz geri planda kalmasına neden oluyor. Süpernova kalıntıları neredeyse her zaman bir şekilde asimetriktir. Patlamanın kendisi asimetrik olabilir; genişleyen malzeme yakındaki yıldızlararası gaza veya toza çarpabilir; ve nihayetinde kabuk parçalanmaya başlayacak kadar genişleyecektir.

Ancak, süpernova simetrikse ve yeterince boş bir uzay bölgesinde meydana gelirse, simetrik olarak genişleyebilir. Henüz parçalanma noktasına ulaşmamış demektir. Nadir görülen bir manzara olsa da imkansız değildir. Bu da Teleios'u gerçekten ilgi çekici kılıyor.

Hikayesini çözmek için ona biraz daha bakmamız gerekecek.

Araştırmacılar, "Yüzey parlaklığı, görünen boyutu ve olası mesafelere dayanarak süpernovanın olası evrimsel durumuna ilişkin kapsamlı bir inceleme yaptık" diyorlar. "Tüm olası senaryoların zorlukları var, özellikle de evrimsel modellememizin saptanması beklenen X-ışını emisyonunun olmaması dikkate alındığında. Tip Ia senaryosunu en olası olarak görsek de, herhangi bir senaryoyu kesin olarak doğrulamak için doğrudan bir kanıt olmadığını ve bu nesneye ilişkin yeni hassas ve yüksek çözünürlüklü gözlemlere ihtiyaç duyulduğunu belirtiyoruz."

Önceki Haber
Akıllı Telefonunuz Tuvalette Sağlığınızı Tehdit Ediyor: Basur Riski %46 Arttı!
Sıradaki Haber
Kandan Alzheimer Teşhisi Artık Mümkün: ABD Onayladı

Benzer Haberler: