Samanyolu Galaksisi boyunca dağılmış halde bulunan ve tuhaf şekillerde titreşen nesnelerin gizemi daha da derinleşti.
Güneş Sistemi'mizden yaklaşık 15.000 ışık yılı uzaklıkta bulunan bir nesnenin, sadece düzenli aralıklarla radyo dalgaları yaymakla kalmayıp, her atımda aynı zamanda X-ışını emisyonları da saçtığı tesadüfi gözlemlerle ortaya çıktı.
Bu davranış, daha önce hiç görülmemiş türden ve bilim insanları bunu açıklamada zorlanıyor.
Araştırmayı yapan bilim insanları, "Bu nesne, daha önce gördüğümüz hiçbir şeye benzemiyor" açıklamasını yaptı.
Avustralya'daki güçlü radyo teleskopları, birkaç yıldır tuhaf nesnelere dair gözlemler topluyordu. Bu nesneler, uzun radyo dalgası atımları yayıyor ve her atım arasında uzun süreli duraklamalar oluyordu.
İlki birkaç yıl önce detaylandırılan, 4.000 ışık yılı uzaklıktaki bir nesne, her 18 dakikada bir 30 ila 60 saniye süren radyo dalgaları saçıyordu. Daha sonra bulunan 15.000 ışık yılı uzaklıktaki bir diğeri ise her 22 dakikada bir beş dakika süren radyo dalgası atımları yayıyordu. Belirlenen üçüncü bir nesne ise 5.000 ışık yılı uzaklıkta bulunuyor ve her 2.9 saatte bir 30 ila 60 saniyelik radyo dalgaları gönderiyordu.
Şu ana kadar, "uzun periyotlu geçiciler" (long-period transients - LPT) olarak bilinen bu nesnelerden dünya genelinde yaklaşık 10 tane keşfedildi.
Ancak yeni keşfedilen bu nesne, olaya yeni bir boyut katıyor. ASKAP J1832-0911 olarak adlandırılan bu nesne, her 44 dakikada bir iki dakika süren ve hem radyo dalgaları hem de X-ışınlarından oluşan bir atım yayıyor.
Bu durumu asla öğrenemeyebilirdik, zira Avustralya'daki bir radyo teleskopu ile NASA'nın X-ışını teleskopu aynı anda gökyüzünün aynı bölgesini gözlemliyor ve bu tuhaf davranışı ortaya çıkaran eşzamanlı gözlemleri kaydediyorlardı.
Bilim insanları, "ASKAP J1832-0911'in X-ışınları yaydığını keşfetmek, samanlıkta iğne bulmak gibi hissettirdi" ifadelerini kullandı. Radyo teleskopunun gökyüzünde geniş bir görüş alanı varken, X-ışını teleskopu bunun sadece küçük bir kısmını gözlemler. Bu nedenle, X-ışını teleskopunun aynı anda gökyüzünün aynı alanını gözlemlemesi büyük bir şanstı.
Nesnenin atımları oldukça parlak ve her iki tür emisyonun (radyo ve X-ışını) parlaklığı birbiriyle ilişkili. Ayrıca kaynağın kompakt olduğunu ve Kasım 2023'ten önce herhangi bir emisyon tespit edilmediğini, yani nesnenin yakın zamanda aktifleştiğini biliyoruz. Ancak bu noktadan sonra nesnenin ne olabileceğine dair seçenekleri daraltmak zorlaşıyor.
Araştırmacılar, "ASKAP J1831-0911, bir magnetar (güçlü manyetik alanlara sahip ölü bir yıldızın çekirdeği) olabilir veya ikili bir sistemde bir çift yıldız olabilir; bunlardan biri de oldukça manyetize olmuş beyaz cüce olabilir (evriminin sonundaki düşük kütleli bir yıldız)" şeklinde değerlendirmelerde bulunuyor. Ancak bu teoriler bile gözlemlediklerimizi tam olarak açıklamıyor. Bu keşif, yeni bir tür fiziğe veya yıldız evrimine dair yeni modellere işaret edebilir.
Her iki açıklamanın da sorunları var. Radyo ve X-ışını atımları bir magnetarın davranışıyla uyumlu olsa da, nesnenin diğer emisyonlarının davranışı magnetar aktivitesiyle tutarsız. Tersine, beyaz cücelerin yaydığı emisyonlar ASKAP J1831-0911'in yaydığı atımlardan yedi kat daha zayıf ve gizemli nesnede görmediğimiz bir şekilde polarize olmuş durumda.
Diğer uzun periyotlu geçicilerin de radyo sinyallerinin yanı sıra X-ışını yayabilip yayamadığı ve eğer yayabiliyorsa bu davranışın ne kadar yaygın olduğu henüz belirsiz.
ASKAP J1831-0911'in diğer uzun periyotlu geçicilerden farklı bir nesne türü olması da mümkün, ancak eğer bu, aynı grubun bir varyasyonu ise daha heyecan verici. Çünkü X-ışınlarının varlığı, herhangi bir açıklamanın bunları dikkate almasını gerektiriyor. Araştırmacılar, bunun bazı seçenekleri elemek için yardımcı olabileceğini söylüyor.
Araştırmacılar, "Böyle bir nesne bulmak, daha pek çok benzerinin var olduğuna işaret ediyor" dedi. "Geçici X-ışını emisyonunun keşfi, onların gizemli doğasına dair yeni bilgiler sunuyor."
Araştırma, önde gelen bilimsel bir dergide yayımlandı.