Ara

Uzayda Gözler Tehlikede: Astronotların %70’i Görme Sorunu Yaşıyor!

Uluslararası Uzay İstasyonu'ndan (ISS) dönen astronotların pek çoğu, görevlerinin beklenmedik bir yan etkisinden şikayetçi: Görme yeteneklerinde meydana gelen değişiklikler. Bu durum, uzun süreli görevlerdeki astronotların yaklaşık %70'ini etkiliyor ve bilim insanları, ağırlıksızlığın görme biçimimizi nasıl etkilediğini anlamak için yoğun bir çalışma yürütüyor.

Özellikle altı ay boyunca ISS'de kalan bir astronot, fırlatmadan önce net gördüğü metinlerin bulanıklaştığını rapor etmiş. Bu astronot yalnız değil; birçok uzay yolcusu, Dünya'ya döndükten yıllar sonra bile devam edebilen okuma güçlüğü, uzak görüşte bulanıklık ve diğer görsel değişikliklerden bahsediyor.

Bu duruma şimdilik Uzay Uçuşu İlişkili Nöro-Oküler Sendrom (SANS) adı veriliyor ve uzun süreli uzay görevleri için en önemli sağlık sorunlarından biri haline gelmiş durumda. Hareket hastalığı veya kas zayıflığı gibi Dünya'ya döndükten kısa süre sonra düzelen sorunların aksine, SANS'ın neden olduğu görme değişiklikleri kalıcı olabiliyor.

Bunun temel nedeninin mikro yerçekimi olduğu düşünülüyor. Dünya'da yerçekimi, vücut sıvılarımızı sürekli olarak aşağı doğru çeker. Uzayda ise bu sıvılar yeniden dağılıyor, bu da yüz şişkinliğine ve kafatası içindeki basıncın artmasına neden oluyor. Bu artan basınç, göz küresinin arka kısmını düzleştirebilir ve optik sinirde şişmeye yol açabilir. Bu bulgular, 2-3 yıl sürebilecek Mars görevleri için büyük önem taşıyor.

Bilim insanları, bu soruna karşı özel kontakt lensler, sıvı basıncını azaltan ilaçlar ve normal dolaşımı korumaya yardımcı olabilecek egzersiz protokolleri gibi çeşitli çözümler geliştiriyor. Ayrıca, gözler için Dünya benzeri basınç koşullarını simüle edebilecek bir cihaz olan Görsel Bozulma İntrakraniyal Basınç (VIIP) odası da test ediliyor.

Endişe verici olsa da, bu araştırmalar Dünya'daki herkes için de fayda sağlıyor. Bilim insanları, basıncın görmeyi nasıl etkilediğine dair yeni bilgiler edinerek glokom ve intrakraniyal hipertansiyon gibi durumların tedavisinde potansiyel olarak yardımcı oluyor.

Vücudumuzun uzaya nasıl adapte olduğunu anlamak, her zamankinden daha kritik önem taşıyor. Uzun süreli uzay uçuşlarıyla vücudumuzun sınırlarını daha fazla test ettikçe, daha fazla zorlukla karşılaşıyoruz.

Bu sorunlara yönelik çözümler üzerine yapılan araştırmalar, NASA'da ve ISS'de devam edecek. Umuyoruz ki, bir gün insanlı bir Mars yolculuğu gerçekleştirdiğimizde, başardıklarımızı en azından net bir şekilde görebileceğiz!

Önceki Haber
Starfield'ın Yeni Genişleme Paketi 2025'te Gelmeyebilir: İşte Detaylar!
Sıradaki Haber
Hakimler Yapay Zeka Hatalarına Karşı Dikkatli Olmalı: Teknoloji Hukuku Yeni Bir Döneme Giriyor

Benzer Haberler: