Yapılan yeni bir rapor, Çin'in uzay sektöründeki hızlı ve durmak bilmeyen yükselişinin, ülkeyi önümüzdeki 5 ila 10 yıl gibi kısa bir sürede dünyanın önde gelen uzay ülkesi olarak ABD'nin önüne taşıyabileceği uyarısında bulunuyor.
Bu çarpıcı uyarı, ABD Senatosu Ticaret Komitesi'nde Çin'in Ay'a insan gönderme yarışında ABD'yi geride bırakma olasılığının arttığını tartışan oturumdan sadece iki hafta sonra geldi. Bu görüşmeler sırasında, NASA'nın eski yöneticisi, ABD'nin son yıllarda yaşanan bütçe kesintileri devam ederse, Çin'in belirlenen takvimini yakalamasının pek olası olmadığını belirtmişti.
Ticari Uzay Federasyonu tarafından yayımlanan ve ABD'nin ticari uzay endüstrisine yapılan yatırımları destekleyen bir rapor, Çin'in uzay altyapısının ve Güneş Sistemi'ni keşfetme yeteneğinin son on yılda hızla geliştiğini ve bu ilerlemenin yavaşlama emaresi göstermediğini detaylandırıyor. 112 sayfalık bu belge, ülkenin yeni uzay istasyonu, büyüyen uydu mega takımyıldızları ve Ay'a ziyaret ve yerleşme planları da dahil olmak üzere Çin'in çeşitli uzay varlıkları ve görevleri hakkında en güncel bilgileri içeriyor.
Raporda araştırmacılar, "Çin sadece yetişmek için yarışmıyor; kendi temposunu belirliyor, düzenlemeleri gevşetiyor ve zaman zaman Dünya üzerinde ve üzerinde liderliğin nasıl göründüğünü yeniden tanımlıyor. Disiplinli politika, stratejik yatırım ve kapsamlı teknolojik kazanımlarla desteklenen Çin'in uzaydaki yükselişi, küresel gücün rekabet ettiği alanı temelden yeniden çizdi" ifadelerine yer veriyor.
Raporda ABD için dile getirilen en endişe verici konulardan biri, Çin'in 1972'den bu yana insanları Ay'a geri döndüren ilk ülke olma ihtimali. NASA'nın Artemis görevleri, özellikle roketlerle yaşanan sorunlar nedeniyle tekrar tekrar ertelenirken, Çin 2030 yılına kadar astronotlarını Ay'a indirme planında önemli kilometre taşlarına ulaşmaya devam ediyor. Bu başarılar arasında Ay yüzeyinin detaylı haritalanması, tarihi Ay örneklerinin Dünya'ya getirilmesi ve devasa kendi roketlerinin inşa edilmesi yer alıyor. NASA ise şu anda astronotları 2027 yılına kadar Ay'a indirmeyi hedefliyor.
Çin ayrıca, 2035 yılına kadar Ay'ın güney kutbunda, otonom bir nükleer reaktör ile donatılmış, tam teşekküllü bir Ay üssü inşa etmeyi planlıyor. Bu gelişme, ülkenin değerli Ay maden kaynakları üzerindeki iddiasını güçlendirebilir ve nihayetinde Mars'a insan gönderme yarışında onlara avantaj sağlayabilir.
Çin'in bir başka hakimiyet kurması beklenen alan ise, yakın zamanda tamamlanan Tiangong uzay istasyonu sayesinde Dünya yörüngesi olacak. Uluslararası Uzay İstasyonu'nun (ISS) bu on yılın sonunda hizmet dışı bırakılmasıyla birlikte Tiangong, faal durumda olan tek büyük devlet destekli uzay istasyonu haline gelecek. NASA'nın ISS'yi doğrudan değiştirmeye yönelik bir planı bulunmuyor, ancak birçok ticari girişim kendi istasyonları için planlar yapıyor.
Çin ayrıca, SpaceX'in hızla genişleyen Starlink ağını rakip olarak, kendi uydu mega takımyıldızlarını da kurmaya başlıyor. Ayrıca, yörüngede devasa bir güneş enerjisi dizisi inşa etmeyi ve yakın gelecekte James Webb Uzay Teleskobu'na rakip olacak kendi versiyonunu da planlıyor. Yerden bakıldığında, Çin'in şu anda altı farklı operasyonel uzay limanı bulunuyor ve bu da ülkenin önümüzdeki yıllarda fırlatma yapabileceği roket sayısını hızla artırmasına olanak tanıyacak.
Ancak ABD için belki de en endişe verici nokta, ülkenin tüm bu etkileyici görevleri aynı anda tamamlaması. Raporda belirtildiği gibi, "Çin, Apollo, ISS ve ticari uzay çağlarını aynı anda yaşıyor.".
Çin'in bu son başarılarının sırrı ise, şaşırtıcı olmayan bir şekilde artan finansman, özellikle de devlet desteğiyle Çin Ulusal Uzay İdaresi'ni (CNSA) destekleyen ticari şirketlere yönelik yatırımlar. Raporlara göre, ülke geçen yıl ticari uzay girişimlerine 2,86 milyar dolar yatırım yaptı; bu rakam 2016'daki 164 milyon dolarlık harcamasının 17 katından fazlasına denk geliyor.
Bir diğer önemli faktör ise, Çin'in Rusya, Hindistan ve Japonya gibi diğer ülkelerle işbirliği yapma istekliliği. "Uzay İpek Yolu" girişimi olarak adlandırılan bu yaklaşım, Çin'in şu ana kadar uluslararası ortaklarla 80'den fazla proje kurmasını sağladı ve "ABD'nin nüfuzunu aşındırıyor" olarak nitelendiriliyor.
Rapora katkıda bulunanlardan, Arizona Eyalet Üniversitesi'nden uzay politikası analisti Jonathan Roll, Çin'in uzay yeteneklerinin kendisinin konuyu yakından incelemeye başladığı 2020'lerin başından bu yana ne kadar hızlı geliştiğini görünce özellikle şaşırdığını belirtiyor. Roll, mezuniyet sonrası dönemde konuyu iyi anladığını düşündüğünü ancak sadece üç yıl sonra neredeyse her şeyin güncellenmesi veya değişmiş olması 'oldukça korkutucuydu' diye ekliyor.
Bu gelişmeler yaşanırken, Amerika'nın uzay hedefleri, NASA'nın bütçesini neredeyse yarıya indirme teklifiyle, birden fazla uzun vadeli görevi tehlikeye atan ve ticari uzay endüstrisinde zincirleme etkilere yol açan bir yönetim tarafından sekteye uğratılmış durumda.
Ticari Uzay Uçuş Federasyonu başkanı Dave Cavossa, "Amerika Birleşik Devletleri bugün uzayda birçok alanda hala önde. Ancak Çinliler çok hızlı ilerliyor ve bir şeyler yapmazsak önümüzdeki beş ila 10 yıl içinde bizi geçmeye hazırlanıyorlar" dedi.