Son zamanlarda sosyal medyada paylaşılan ve SpaceX'in Starlink uydularının gökyüzünde yanarak atmosfere girdiği görüntüler, uzayın giderek artan yoğunluğu ve beraberindeki risklere dair endişeleri artırdı. Yapılan bir değerlendirmeye göre, Dünya yörüngesinde takip edilen yaklaşık 20.000 cisim bulunuyor. Bunların 12.000'i çalışan uydu olup, 8.000'i SpaceX'in Starlink takımyıldızını oluşturuyor. Günümüzde günde ortalama birkaç uydu atmosferde yanarak yok oluyor ve bu durumun gelecekte daha da kötüleşmesi bekleniyor. Zira birçok şirket ve ülkenin yörüngeye binlerce yeni uydu gönderme planları mevcut.
Uzaydaki bu yoğunluk ve uydu enkazı riski, önde gelen astrofizikçiler tarafından da dile getiriliyor. Gözlemlenen ve sosyal medyada yer alan görüntüler, uydu enkazının yarattığı tehlikenin ciddiyetini gözler önüne seriyor. Yapılan açıklamalara göre, Starlink uydularının şu anki riskleri düşük olsa da, bu durum gelecekte değişebilir. Bu nedenle, yörüngedeki nesnelerin takibi ve güvenli bir şekilde atmosfere girişlerinin sağlanması için küresel çapta düzenlemeler ve koordinasyon çağrısı yapılıyor.
Yörüngenin Yoğunluğu Ne Durumda?
Alçak Dünya Yörüngesi (LEO) olarak bilinen bölgede şu anda yaklaşık 12.000 uydu bulunuyor ve bunların 8.000'i Starlink'e ait. Bunun yanı sıra, Amazon gibi batılı şirketlerin de binlerce uydu gönderme planları var. ESpace gibi diğer firmalar da yüzlerce bin uyduyu LEO'ya yerleştirmeyi hedefliyor. Çin gibi ülkeler de kendi bağımsız iletişim sistemlerini yörüngede kurmak için önemli sayıda uydu göndermeye hazırlanıyor. Bu yoğunluğun yanı sıra, yörüngede takip edilemeyen milyonlarca santimetre boyutunda enkaz parçası olduğu da belirtiliyor.
Uydular Neden Arızalanıp Düşüyor?
Astrofizikçilere göre, ticari uydular ortalama beş yıl gibi bir süre görev yapıyor. Sonrasında görev süreleri dolduğunda yörüngeleri alçaltılarak atmosfere kontrollü veya kontrolsüz bir şekilde düşmeleri sağlanıyor. Bu süreçte atmosfere girişleri sırasında yanan uyduların bazı parçalarının Dünya'ya ulaşma ihtimali bulunuyor. Uydu enkazlarının yerleşim bölgelerine düşme tehlikesi de bu durumun ciddiyetini artırıyor.
Kessler Sendromu Riski
Bilim insanları, özellikle 1970'lerde uyarılan Kessler Sendromu, benzer yörüngelerdeki uydu sayısının artması durumunda çarpışmaların ve enkazların zincirleme reaksiyon oluşturarak uzaydaki kaosu artırabileceği teorisine dikkat çekiyor. Gelecekte planlanan devasa uydu takımyıldızları ve olası beklenmedik olaylar (örneğin büyük bir radyasyon fırtınası) bu riski artırabilir. Ayrıca, daha yüksek yörüngelerden düşen eski uzay enkazlarının da bu zincirleme reaksiyonu tetikleyebileceği düşünülüyor.
Starlink Uyduları Diğerlerine Göre Daha Güvenli Olabilir
SpaceX'in Starlink uyduları, genellikle yaklaşık 30 metre uzunluğunda ve bir tona kadar ağırlığında oluyor. Bu uydular, atmosfere geri döndüklerinde tamamen yanacak şekilde tasarlanıyor. Ancak, küçük parçaların Dünya'ya ulaşması ihtimali tamamen ortadan kalkmıyor. Gökyüzünde görülen ve yanan cisimlerin, hızlı hareket eden meteorların aksine daha yavaş hareket edenlerin uydu parçası olma ihtimalinin yüksek olduğu belirtiliyor. Bu yanma olayı yaklaşık 64 kilometre yükseklikte gerçekleşiyor.
Bu durum, zaman zaman Dünya'ya düşen bazı Çin uzay enkazı örnekleriyle karşılaştırıldığında, uzay enkazı yönetimi konusunda daha dikkatli olunması gerektiğini gösteriyor.