Yeni bir araştırma, genellikle uçuklara neden olan herpes simplex virüsü tip 1 (HSV-1) ile Alzheimer hastalığı gelişimi arasında bir bağlantı olabileceğini ortaya koydu.
Aslında bu fikir tamamen yeni değil. Daha önceki araştırmalar da HSV-1 ile demansın en yaygın türü olan Alzheimer arasında bir ilişki olabileceğini düşündürmüştü.
Peki bu yeni bulgular ne anlama geliyor? Bu bağlantı ne kadar güçlü? Delillere yakından bakalım.
HSV-1 Nedir?
HSV-1, nörolojik bir virüstür, yani beyne mesaj gönderip alan sinir hücrelerini enfekte edebilir. Son derece yaygın bir virüstür. Dünya Sağlık Örgütü, 50 yaş altı küresel nüfusun yaklaşık üçte ikisinin, çoğu zaman farkında bile olmadan bu virüsü taşıdığını tahmin ediyor.
İlk enfeksiyon hafif ila şiddetli semptomlara neden olabilir; ateş, baş ağrısı ve kas ağrıları gibi belirtiler gösterebilir ve ağız veya dudak çevresinde kabarcıklar ve ülserler şeklinde ortaya çıkabilir.
Bundan sonra HSV-1 genellikle vücudun sinir sisteminde pasif halde kalır ve bazen stres veya hastalık nedeniyle yeniden aktif hale gelir. Yeniden aktifleşme sırasında uçuk gibi semptomlara neden olabilir, ancak birçok insanda hiçbir belirti göstermez.
Yeni Araştırma Neye Baktı?
Bu hafta yayınlanan bir çalışmada, araştırmacılar geniş bir sağlık veritabanından yüz binlerce kişiye ait veriyi analiz etti.
2006-2021 yılları arasında Alzheimer teşhisi konmuş 50 yaş ve üstü 340.000'den fazla yetişkinin dahil edildiği eşleştirilmiş bir 'vaka-kontrol' analizi gerçekleştirdiler. İstatistiksel yanlılığı azaltmak amacıyla, her Alzheimer hastası (vaka), yaş, cinsiyet ve coğrafi bölge gibi faktörlere göre Alzheimer teşhisi olmayan bir kontrol grubuyla eşleştirildi.
Ekip daha sonra bu kişilerden kaçının daha önce HSV-1 teşhisi aldığını ve enfeksiyon için antiviral tedavi reçete edilip edilmediğini inceledi.
Alzheimer hastaları arasında %0,44'ünün daha önce HSV-1 teşhisi olduğu, kontrol grubunda ise bu oranın %0,24 olduğu görüldü. Bu, HSV-1 teşhisi konan kişilerde Alzheimer hastalığı riskinin göreceli olarak %80 daha yüksek olduğu anlamına geliyor, ancak mutlak sayılar hala oldukça küçük.
Araştırmacılar ayrıca, HSV-1 için antiviral tedavi alan kişilerin, tedavi almayanlara kıyasla Alzheimer hastalığı geliştirme riskinin yaklaşık %17 daha düşük olduğunu buldu.
Yeni Bir Hipotez Değil
Araştırmacıların Alzheimer hastalığında virüslerin rolü hakkında spekülasyon yapması ilk kez olmuyor. Daha önceki çalışmalar, Alzheimer hastalığı olan kişilerin ölüm sonrası beyin dokularında HSV-1 DNA'sı tespit etmişti.
Laboratuvar araştırmaları da HSV-1'in sinir hücrelerinde ve fare beyinlerinde amiloid-beta plak birikimini tetikleyebileceğini göstermiştir. Amiloid-beta plakları, Alzheimer hastalığı patolojisinin belirleyici özelliklerinden biridir, bu nedenle virüsün yeniden aktifleşmesinin beyin iltihabına veya hasarına katkıda bulunabileceği spekülasyonlarına yol açmıştır.
Ancak önemli olan nokta şu: Hem önceki araştırmalar hem de mevcut çalışma, HSV-1'in Alzheimer hastalığına neden olduğuna dair kanıt değil, sadece bir *ilişki* göstermektedir. Bu bağlantılar, virüsün hastalığı başlattığını veya ilerlettiğini doğrulamamaktadır.
Diğer Önemli Çekinceler
Çalışma, sigorta verilerine dayanıyordu; bu veriler her zaman doğru veya güncel klinik teşhisleri yansıtmayabilir. Ayrıca, HSV-1 özellikle semptomlar hafif veya yokken sıklıkla teşhis edilmez. Bu noktalar, hem Alzheimer grubunda hem de kontrol grubunda bu virüsün popülasyon oranlarının çok daha yüksek olduğu tahmin edilirken, neden bu kadar düşük HSV-1 oranları görüldüğünü açıklayabilir.
Bu durum, çalışmadaki birçok HSV-1 taşıyıcısının kayıtlara geçmemiş olabileceği ve dolayısıyla bağlantının net bir şekilde yorumlanmasını zorlaştırdığı anlamına geliyor. Veritabanı ayrıca, kişilerin semptomları ne sıklıkla tekrarladığı, enfeksiyonların şiddeti veya süresi gibi riski daha doğrudan etkileyebilecek koşulları da içermiyor.
Başka bir karmaşık faktör ise, HSV-1'li kişilerin virüsü olmayanlardan başka şekillerde farklılık gösterebilmesidir. Sağlık hizmetlerine erişimdeki farklılıklar, kişinin bağışıklık sisteminin sağlığı, yaşam tarzı, genetik yapı veya hatta eğitim seviyesi gibi faktörler de Alzheimer hastalığı riskini etkileyebilir.
Peki Uçuğunuz Varsa Endişelenmeli misiniz?
Kısa cevap hayır; en azından mevcut kanıtlara dayanarak. HSV-1 taşıyan çoğu insan asla Alzheimer hastalığına yakalanmayacaktır. Büyük çoğunluk, virüsle ciddi bir nörolojik sorun yaşamadan hayatını sürdürmektedir.
Alzheimer'ın 'herpes hipotezi' daha fazla araştırma için ilginç bir alan, ancak bilimsel olarak henüz kesinleşmiş değil. Bu çalışma, konuya ağırlık katıyor ancak kesin bir cevap sunmuyor.
Alzheimer hastalığı, yaş, genetik, kalp sağlığı, eğitim, yaşam tarzı ve çevresel etkenler dahil olmak üzere birden fazla risk faktörü olan karmaşık bir durumdur.
HSV-1 gibi enfeksiyonlar, daha büyük, birbiriyle ilişkili bir yapbozun bir parçası olabilir, ancak tek başına neden olmaları pek olası değildir.
Bu göz önünde bulundurulduğunda, yaşlandıkça beyninizi sağlıklı tutmaya yardımcı olabileceğini zaten bildiğimiz şeylere odaklanmak en iyisidir. Düzenli fiziksel aktivite, kaliteli uyku, sosyal etkileşim, dengeli beslenme ve stresi yönetme, uzun vadeli beyin sağlığını destekleyebilir.