Yapılan öncü bir araştırma, tütün ve esrarı birlikte kullanan kişilerde beyin kimyasında benzersiz değişiklikler olduğunu ortaya koydu. Bu bulgular, her iki maddeyi de kullananların neden sadece birini kullananlara göre daha şiddetli bağımlılıklar ve ruh sağlığı sorunları yaşadığını açıklayabilir.
Yapılan bir önceki çalışmada, ABD'de tütün ve esrarı birlikte kullanan gençlerin, sadece esrar kullananlara veya sadece tütün içenlere kıyasla daha sık ruh sağlığı sorunları bildirdiği tespit edilmişti.
Mevcut çalışma küçük ve ön aşamada olsa da, araştırmacılar sonuçlardan şaşırdılar ve tütün içen veya buharlaştıran kişiler üzerinde daha fazla deneme yapmak istiyorlar.
Ekip, yalnızca esrar kullandığını bildiren 8 katılımcının beyin taramalarını, tütün VE esrar kullandığını bildiren 5 katılımcı ile karşılaştırdı.
Her iki maddeyi de kullanan grupta, birden fazla beyin bölgesinde anahtar bir enzimin seviyelerinin önemli ölçüde daha yüksek olduğu görüldü. Yağ asidi amid hidrolaz (FAAH) adı verilen bu enzim, endokannabinoid sistemi ile etkileşime girerek, mutluluk veya neşe hisleriyle ilişkili bir nörotransmitterin seviyelerini yakından kontrol eder.
Hayvanlar üzerinde yapılan son çalışmalar, FAAH'ın beyindeki nikotin ödül sistemlerine katkıda bulunabileceğini öne sürüyor. Ancak bu durumun insanlarda da geçerli olup olmadığı henüz bilinmiyor. FAAH geninde belirli varyantlara sahip kişilerde madde bağımlılığı ve kötüye kullanım riskinin daha yüksek olduğu belirtiliyor. Bu genin aynı zamanda anksiyete ile de bağlantıları bulunuyor.
Araştırmanın baş yazarlarından biri, bu çalışmanın tütün ve esrarı birlikte kullananların neden daha kötü sonuçlar yaşadığına dair moleküler bir mekanizmaya dair insanlarda ilk kanıtı sunduğunu belirtiyor.
Çalışma, yalnızca sigara içenleri analiz etmedi. Bu nedenle, bu beyin değişikliklerinin yalnızca tütün tarafından da tetiklenmiş olması mümkündür. Bu kimyasal profilin doğrudan tütün tarafından mı kaynaklandığını, esrarın bu profili daha da kötüleştirip kötüleştirmediğini ve kişinin ruh sağlığını daha büyük bir riske atıp atmadığını anlamak için daha fazla çalışmaya ihtiyaç var. Ancak bu ilişki oldukça ilgi çekici.
Araştırmacılar, etkinin ne kadar güçlü olduğunun ve yalnızca esrar kullananlarla, hem tütün hem de esrar kullananlar arasındaki farkın ne kadar belirgin olduğunun kendilerini şaşırttığını ifade ediyor.
Esrar araştırmalarındaki mevcut zorluklardan biri, yalnızca esrar içenlerle, esrar ve tütünü birlikte içenleri ayırt etmektir. Bu durum, hem keyif amaçlı hem de tıbbi kullanıcılar arasında yaygın bir birlikteliktir.
Bazı tahminlere göre, esrar kullananların yaklaşık %80'i tütün ürünlerini de kullanıyor. Bu örtüşme, esrarın akciğer hastalıkları, ruh sağlığı, beyin ve biliş üzerindeki araştırmalarını etkileyebilir.
Konuyla ilgili mevcut çalışmaların neredeyse tamamı gözlemseldir, yani neden-sonuç ilişkisi kurulamamaktadır. Dahası, bu çalışmalar genellikle bir kişinin ne kadar tütün veya esrar kullandığını dikkate almaz, bu da sonuçları etkileyebilir.
Şu an için, tütün ve esrarın birlikte kullanımının, yalnızca esrar kullanımından farklı etkilere sahip olabileceği düşünülüyor. Ancak zamanla yapılacak daha fazla çalışma bu konuyu aydınlatacaktır.
Araştırmacılar, bu mekanizmayı belirlemenin, özellikle tütünle birlikte esrar kullananlar için esrar kullanım bozukluğunu tedavi etmeye yönelik gelecekteki ilaçlar için hedefler bulma yolunda önemli bir adım olduğunu vurguluyor.
Çalışma, Drug and Alcohol Dependence Reports adlı dergide yayımlandı.