Dünyanın en büyük çip üreticisi TSMC, Çin'in nadir toprak elementleri ihracatına yönelik kısıtlamalarının şirket üzerindeki kısa vadeli etkisinin sınırlı olacağını bildirdi. Ancak uzun vadede tedarik zincirini çeşitlendirme ihtiyacına dikkat çekildi.
Tayvan Yarı İletken Üretim Şirketi (TSMC) üst düzey başkan yardımcısı ve eş genel müdürü Cliff Hou, yaptığı açıklamalarda, şirketin mevcut nadir toprak tedarik kaynaklarının yeterli olduğunu ve Çin'den gelebilecek olası ihracat kontrollerinden kısa vadede endişe duymadıklarını belirtti. Önümüzdeki birkaç yıl içinde önemli bir etki beklenmediği vurgulandı. Ancak asıl meselenin, Çin'in nadir toprak ihracatını tamamen durdurması durumunda Avustralya ve diğer bölgelerdeki tedarikçilere geçiş sürecinin zaman alması olduğu ifade edildi.
Nadir toprak elementleri isimlerinin aksine jeolojik olarak nadir olmasa da, çıkarılmaları ve işlenmeleri için gereken altyapının sınırlı olması nedeniyle elde edilmeleri zorlayıcıdır. Dünya işlem kapasitesinin %85'inden fazlasına sahip olan Çin, bu avantajını küresel ticaret müzakerelerinde kullanmaktadır. Ülke, 2024 yılında tüm nadir toprak kaynaklarının devlete ait olduğunu ve ardından bazı nadir toprak ihracatını yasakladığını duyurmuştu. Bu yasak, daha sonra nadir toprak malzemeleri karşılığında bazı teknoloji ürünlerinin ihracat lisanslarının kaldırılmasıyla gevşetilmiş, ancak daha sonra daha geniş kapsamlı kısıtlamalarla yeniden yürürlüğe girmişti.
Bu istikrarsızlık, özellikle 14 nanometre ve altı çipler ile 256 katmandan daha fazla katmana sahip ürünleri etkileyerek yarı iletken sektörünü zor durumda bırakmıştı. Diğer nadir toprak maden kaynakları bulunsa da, üretim kapasiteleri açısından Çin'in oldukça gerisinde kalıyor. Nadir toprak hammaddelerinin ikinci en büyük üreticilerinden biri olan Avustralya, maden atıklarından daha fazla nadir toprak elde etme yollarını arıyor. Kanada da kritik elementleri içerecek şekilde madencilik sektörünü genişletme planları yaparken, ABD ise nadir toprak tedarik zincirini güçlendirmek için önemli bir yatırım yapmayı değerlendiriyor.
İşleme ve rafinaj konusunda ise Malezya, Avustralyalı Lynas Rare Earths Ltd.'ye ait olan ve Çin dışındaki en büyük rafineri tesisine ev sahipliği yapmaktadır. Diğer yandan Çin, Malezya ile de görüşmeler yaparak, kendi nadir toprak rezervlerini kullanarak üretim yapması için yardım teklifinde bulunuyor.
Hou'nun belirttiğine göre, TSMC'nin bir ila iki yıllık nadir toprak tedariği bulunuyor. Bu durum, şirketin Çin'in kaynakları kapatması halinde bile faaliyetlerini sürdürmesine olanak tanıyor. Şirketin mevcut ana endişesi, orta ve uzun vadede Çin kaynaklarından uzaklaşmak için geçiş sürecinin zaman alacak olmasıdır. Ancak daha büyük soru işareti, Pekin'in zengin nadir toprak rezervlerini dünyaya kapatma kararı alması halinde, şirket ve tüm sektör için yeterli tedariğin olup olmayacağıdır.
