NASA'nın Nancy Grace Roman Uzay Teleskobu'nun montajı tamamlandı. Maryland'deki devasa bir temiz odada teknisyenler, teleskobun son bağlantısını yaparak bu önemli aşamayı tamamladı. NASA'nın ilk baş astronomu onuruna adlandırılan bu yeni gözlemevinin parçaları, roket fırlatmasının sarsıntılarına ve yoğun sesine dayanabileceğinden emin olmak için bir dizi testten geçti. Mühendisler, teleskobun kalbini vakum odasına yerleştirerek uzayda karşılaşacağı hava koşulları ve aşırı sıcaklık değişimlerine karşı dayanıklılığını test etti.
Maryland'deki NASA Goddard Uzay Uçuş Merkezi'nde görevli ekipler, 25 Kasım'da Roman Uzay Teleskobu'nun iç ve dış kısımlarını birleştirdi. Bu dönüm noktasıyla birlikte NASA, gözlemevinin tamamlandığını ve en erken 2026 sonbaharında fırlatılmaya hazır olduğunu duyurdu. Goddard'daki gözlemevi proje müdür yardımcısı Jackie Townsend, ekibin bu başarıdan dolayı büyük bir sevinç yaşadığını ve uzun bir yolculuğun sonunda önemli başarılar elde edildiğini belirtti.
Roman Uzay Teleskobu, James Webb Uzay Teleskobu gibi büyük projelerde yaşanan gecikme ve maliyet aşımlarının aksine, dikkatli planlama ve uygulama ile belirlenen bütçe dahilinde ilerledi. Teleskobun geliştirilmesi, üretimi, fırlatılması ve beş yıllık operasyonları için toplamda 4.3 milyar dolarlık bir maliyet öngörülüyor. Bu rakam, başlangıçta NASA'nın beklediğinden yaklaşık 300 milyon dolar daha fazla olsa da, büyük ölçüde pandeminin getirdiği zorluklardan kaynaklanıyor.
Teleskobun fırlatılmasına yönelik siyasi engeller de aşılmış durumda. Önceki yönetim tarafından iptal edilme girişimleriyle karşı karşıya kalan Roman Uzay Teleskobu, Kongre'nin desteğiyle yoluna devam etti. En son olarak da bütçe tekliflerinde yer alan kesinti önerileri Kongre tarafından reddedilerek göreve hazır hale getirildi. Teleskobun fırlatma takviminde de sekiz aylık bir hızlanma yaşanarak önümüzdeki yılın Eylül ayında veya hemen sonrasında uzaya gönderilmesi planlanıyor.
Roman Uzay Teleskobu, James Webb'in aksine daha geniş bir gökyüzü alanını gözlemleme yeteneğine sahip olacak. 2.4 metrelik ana aynasıyla Hubble Uzay Teleskobu ile benzer çözünürlükte görüntüler üretecek olan Roman, özellikle karanlık madde ve karanlık enerji gibi evrenin gizemlerini çözmek için önemli veriler sağlayacak. Bu teleskop, evrenin yaklaşık %95'ini oluşturan bu bilinmeyenleri anlamak için milyarlarca yıldız ve galaksi üzerine bir sayım yapacak.
Roman'ın en dikkat çekici özelliklerinden biri, 300 megapiksele yakın çözünürlüğe sahip olan ve geniş bir spektrumu kapsayan Geniş Alan Görüntüleyici (Wide Field Instrument) kamerası. Bu kamera, Hubble'ın benzer kamerasından çok daha geniş bir alanı aynı netlikte görüntüleyebiliyor. Bu sayede Roman, Hubble'ın meşhur Ultra Derin Alan görüntüsünü aynı keskinlikte oluştururken, çok daha geniş bir gökyüzü parçasını kapsayarak sayısız yıldız ve galaksiyi gözler önüne serecek.
Teleskobun ikinci enstrümanı olan Koronograf (Coronagraph) ise, yıldızların parlaklığını engelleyerek etraflarındaki soluk gezegenleri daha net görebilmek için maskeler ve gelişmiş optikler kullanıyor. Bu enstrüman, gezegenleri yıldızlarından 100 milyon kat daha soluk olsa bile tespit edebilecek kapasiteye sahip. Ayrıca, transı-metoduyla ötegezegenleri tespit etme yeteneği de bulunan Roman, geniş görüş alanı sayesinde önceki uzay görevlerinden çok daha fazla yeni gezegen keşfedecek.
Roman Uzay Teleskobu, evrenin işleyişini anlamak için büyük veri setlerine ihtiyaç duyan astronomi bilimine büyük katkılar sunacak. Dokuz ayda Hubble'ın 1000-2000 yılda yapacağı gözlemleri tamamlayabilecek olan Roman, bilimsel keşiflerin kapısını aralamaya hazırlanıyor. Bu yeni nesil teleskop, Samanyolu Galaksisi ve uzak galaksilerdeki kozmik olayların 3 boyutlu 'filmlerini' çekerek bilimde çığır açacak.