Dünyanın en yıkıcı ve maliyetli iklim afetlerinden biri olan tropikal siklonlar (kasırga, tayfun veya fırtına olarak da bilinirler), fiziksel zararlarının yanı sıra sonrasında da ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Yapılan kapsamlı bir analiz, bu doğaüstü olayların uzun vadeli ölümcül risklerini gözler önüne seriyor.
Birçok ülkede 1.356 farklı bölgede meydana gelen 217 tropikal siklon sonrası 14,8 milyon ölüm verisi incelenerek hazırlanan araştırmada, siklonların ardından hangi sağlık sorunlarının daha fazla ölüme neden olduğu ve bu risklerin kimler için daha yüksek olduğu belirlendi.
Siklon Sonrası Ölüm Riskleri Neden Artıyor?
Araştırmacılar, siklonların ardından ölüm oranlarında genel bir artış gözlemledi. Bu artışın zirve noktası genellikle ilk iki hafta içinde görülüyor ve ardından hızlı bir düşüş yaşanıyor. İlk iki hafta boyunca, böbrek hastalıklarından kaynaklanan ölümlerde %92, yaralanmalardan kaynaklanan ölümlerde ise %21'lik bir artış saptandı.
Bunun yanı sıra, diyabet (%15), nöropsikiyatrik bozukluklar (%12), bulaşıcı hastalıklar (%11), sindirim sistemi hastalıkları (%6), solunum yolu hastalıkları (%4), kalp-damar hastalıkları (%2) ve kanser (%2) gibi çeşitli hastalıklara bağlı ölümlerde de daha mütevazı artışlar tespit edildi.
Bu durumun ardında yatan temel nedenler arasında, temel sağlık hizmetlerinin aksaması, ilaçlara erişimin kısıtlanması ve artan fiziksel ile psikolojik stres gösteriliyor. Örneğin, elektrik kesintileri, sel baskınları veya ulaşım aksaklıkları, böbrek hastalarının düzenli diyaliz tedavisine ulaşmasını engelleyerek hayati tehlike oluşturan komplikasyonlara yol açabiliyor.
Yağmur, Rüzgardan Daha Ölümcül Olabilir
Araştırmada dikkat çekici bir diğer bulgu ise tropikal siklonlardan kaynaklanan yağışın, özellikle kalp-damar, solunum yolu ve bulaşıcı hastalıklardan kaynaklanan ölümlerle rüzgar hızından daha güçlü bir ilişkiye sahip olduğunun belirlenmesi. Ağır yağışların neden olduğu sel ve su kirliliği gibi tehlikelerin, özellikle belirli hastalıklar için güçlü rüzgarların doğrudan etkilerinden daha ölümcül olabileceği düşünülüyor. Bu nedenle, tropikal siklonlar için erken uyarı sistemlerinin, rüzgar hızının yanı sıra yağışlara da daha fazla önem vermesi gerektiği belirtiliyor.
Yoksul Ülkeler ve Topluluklar Daha Dezavantajlı
Araştırma, tropikal siklonlar sonrası ölüm risklerinin, özellikle yoksul topluluklarda yaşayanlar için önemli ölçüde daha yüksek olduğunu ortaya koydu. Bu sağlık eşitsizliklerinin özellikle böbrek hastalıkları, bulaşıcı hastalıklar, sindirim sistemi hastalıkları ve diyabet gibi alanlarda daha belirgin olduğu, mevcut sağlık eşitsizliklerini yansıttığı ifade ediliyor.
Ayrıca, tarihsel olarak az siklon yaşayan ancak son dönemde bu tür olaylara maruz kalan bölgelerin, siklon kaynaklı ölümler açısından daha büyük risk altında olduğu belirlendi. Bunun, bu bölgelerdeki yetersiz müdahale sistemlerinden kaynaklanabileceği düşünülüyor. İklim değişikliği ile birlikte siklonların rotalarının ve yoğunluklarının değiştiği göz önüne alındığında, daha önce az etkilenen bölgelerin de dikkatli olması gerektiği vurgulanıyor.
Geleceğe Yönelik Öneriler
Tropikal siklonların sağlık üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak için acil durum planlamalarında, yalnızca ani yaralanmalar ve altyapı hasarına odaklanmak yerine, çeşitli hastalıklara yönelik artan tıbbi ihtiyaçlara hazırlıklı olunması gerektiği belirtiliyor. Afet yönetim kurumlarının, siklonlar gibi afetler sırasında karşılaşılan kalıcı ve önemli sağlık eşitsizliklerini azaltmak için yoksul topluluklara yatırım yapması öneriliyor. Meteoroloji departmanlarının da, hassas nüfusu daha iyi korumak için erken uyarı ve yönetim sistemlerine daha fazla sağlık verisi ve epidemiyolojik kanıt entegre etmesi gerektiği vurgulanıyor.