Tam 75 yıl önce, transistörün mucitleri olan üç bilim insanı, ABD Patentini nihayet elde etti. Üç elektrotlu bu küçük yarı iletken cihaz, üçüncü sanayi devrimini başlattı ve günümüzde de iş dünyasını ve insan toplumunu domine eden silikon ve yazılım çağını başlattı.
İlk çalışan transistör 1947'de gösterilmiş olsa da, patentin 3 Ekim 1950'de John Bardeen, Walter Brattain ve William Shockley tarafından alınmasıyla bu önemli adım atıldı. Patent, "yarı iletken malzemeler kullanan üç elektrotlu bir devre elemanı" için verildi. Transistörlerin iş ve toplum üzerindeki etkilerinin tam olarak anlaşılması birkaç yıl daha sürecekti.
Transistörler, yer yer hala bazı ses sistemlerinde ve askeri uygulamalarda tercih edilen, ancak genel olarak hantal, kırılgan ve enerji tüketen vakum tüplerinin yerini aldı. Minyatürleşmenin ötesinde transistörler, işlem hızı, enerji verimliliği ve güvenilirlikte dramatik artışlar sağladı. Dahası, milyarlarca transistörün tek bir vakum tüpünden çok daha küçük bir alanda güvenle çalışmasını sağlayan entegre devrelerin ve işlemcilerin temelini oluşturdular. Günümüzde trilyonlarca transistör içeren işlemciler ufukta görünüyor.
1947: Mucit, 1950: Patent, 1965: Moore Yasası, 2025: Çip Başına Milyarlarca Transistör
Bilgisayar meraklıları için transistörlerle ilgili en bilinen gelişme, Intel'in kurucu ortağı Gordon Moore'dan gelen Moore Yasası'dır. Bu gözlem, "entegre bir devredeki transistör sayısının maliyette minimum artışla her iki yılda bir ikiye katlanacağı" yönündeydi. (Yasa 1975'te iki yıldan bir yıla revize edildi).
Moore Yasası'nın ortaya konduğu 1965'ten önce, transistör teknolojisindeki bu baş döndürücü ilerleme, böyle bir projeksiyonun makul olacağını gösteriyordu. Hatta bugün bile, bazı yarı iletken şirketleri, mühendisler ve yorumcular Moore Yasası'nın hala geçerli olduğunu düşünüyor.
Her ne olursa olsun, transistörün patentinden bu yana inanılmaz bir minyatürleşme ve bilişim ile yazılım alanında ilerlemeler yaşandığı, zihinlerin ve makinelerin yeteneklerini genişlettiği inkâr edilemez. Mevcut teknoloji evreni, zihinlere sahip makineler üretebileceğine inanan yapay zeka firmalarıyla dolu.