Ağ ürünleriyle dünya genelinde tanınan TP-Link, Amerika Birleşik Devletleri'nde ciddi bir soruşturmayla karşı karşıya. ABD Adalet Bakanlığı'nın (DOJ) şirkete yönelik bir inceleme başlattığı belirtiliyor. Soruşturmanın temelinde iki ana konu yatıyor: TP-Link'in ülkenin ulusal güvenliği açısından bir risk oluşturup oluşturmadığı ve şirketin fiyatlandırma stratejileriyle rekabeti haksız yere baltalayıp baltalamadığı.
TP-Link'in ABD Pazarındaki Gücü ve Tartışmalı Fiyat Politikaları
Pazar payının önemli bir kısmına, bazı raporlara göre yüzde 65'ine sahip olan TP-Link'in, ürünlerini rakiplerinin sunamayacağı kadar düşük fiyatlarla satarak avantaj elde ettiği iddia ediliyor. Soruşturmanın odak noktalarından biri de bu 'yıkıcı fiyatlandırma' stratejisi. İddialara göre şirket, pazarda yer edinmek ve rakiplerin büyümesini engellemek amacıyla ürünleri zararına satıyor olabilir.
Bu strateji başarılı olduktan sonra fiyatları artırarak kârı maksimize etmeyi hedeflediği öne sürülse de, TP-Link'in tüketici elektroniği segmentinde hala rakiplerine göre daha uygun fiyatlı ürünler sunduğu görülüyor.
Adalet Bakanlığı'nın soruşturma başlatmasının diğer önemli nedeni ise TP-Link'in Çin ile olan bağlantıları ve bunun ulusal güvenlik açısından taşıdığı riskler. Özellikle kablosuz ağ ürünleri gibi cihazların potansiyel siber casusluk için bir arka kapı oluşturabileceği endişesi taşınıyor.
Eğer güvenlik endişeleri doğrulanır ve TP-Link ürünlerinde bir arka kapı bulunduğu kanıtlanırsa, şirket 100 milyon dolara kadar para cezasıyla karşı karşıya kalabilir. Hatta bu durum, TP-Link'in ABD'de yasaklanmasına bile yol açabilir. Şirket yetkilileri ise yıkıcı fiyatlandırma taktiklerine başvurmadıklarını ve soruşturmadan haberleri olmadığını belirtiyor.
Bu tür soruşturmalar aylarca sürebilir. Şirkete yönelik olası 100 milyon dolarlık cezanın yanı sıra, TP-Link yöneticileri de 1 milyon dolara kadar para cezası ve 10 yıla kadar hapis cezasıyla karşı karşıya kalabilir. Ancak süreç uzadıkça TP-Link'in ABD'deki faaliyetlerine devam edeceği öngörülüyor.
