Yüzyıllardır kutsal bir emanet olarak görülen Torino Kefeni, son araştırmalara göre göründüğü gibi olmayabilir. Bu gizemli bezin üzerindeki insan figürünün, gerçek bir bedene ait bir iz olmadığı öne sürülüyor.
İlk olarak 1354 yılında Fransa'da belgelenen, üzerinde İsa peygamberin geleneksel tasvirlerine benzeyen bir erkeğin soluk görüntüsünü taşıyan bu yaşlı keten bezin, üzerindeki izin kim tarafından veya nasıl yapıldığı hala tam olarak bilinmiyor.
Bazı Hristiyanlar, bu kefenin İsa Mesih'in ölümünden sonra vücudunu saran çarşaf olduğuna inanıyor. Katolik Kilisesi bu fikri ne onaylıyor ne de reddediyor. Şüpheciler ise bunun bir sanat eseri veya sahte olduğu görüşünü savunuyor.
Tartışmalı emanet, uzun saçlı ve sakallı çıplak bir yetişkin erkeğin soluk bir izini taşırken, Brezilyalı 3D tasarımcısı ve araştırmacısı Cícero Moraes, üzerindeki görüntünün gerçek bir insana ait bir benzerlik olmadığını iddia ediyor.
Moraes'in çalışması, 1978'de ortaya atılan ve kefenin üzerindeki görüntünün bir sanat eseri olduğunu savunan bir hipotezi destekliyor. Bu hipoteze göre, görüntü muhtemelen arka plandan hafifçe yükseltilmiş bir kabartma heykelin üzerine bir bez yerleştirilerek yapıldı. Ardından keten, pigmentle ovulmuş veya bir şekilde kahverengileştirilmiş.
Kendi kendine öğrenmiş bir tarihsel yüz rekonstrüksiyonu uzmanı olan Moraes, 2 boyutlu ve 3 boyutlu görüntüleri karşılaştırma konusunda yetenekli. Kefenin üzerindeki vücudun katı ve düz şekillerine ilk baktığında, gerçek anatomiyle pek uyumlu olmadığını fark etti. Bezin üzerindeki deformasyonun, gerçek bir insan vücudunun etrafına sarılmış gibi durmadığını belirtti.
Moraes, bunun yerine kumaş üzerine yapılmış bir resim veya bir kabartma baskı olabileceğini düşündü.
Bu fikri test etmek için her iki seçeneği de yeniden yarattı.
Açık kaynaklı ve ücretsiz yazılımlar kullanarak Moraes, bir 3D insan vücut modeline sarılmış bir bezin nasıl görüneceğini, bir kabartma heykelin üzerine serilmiş bir bezle karşılaştırdı.
Gerçek bir insan vücudunu temsil eden 3D model durumunda, bez düz bir zemine serildiğinde, çıkan izin Kutsal Kefen'dekinden daha geniş ve daha gergin göründüğünü tespit etti.
Bu durum, Antik Yunanistan'dan kalma, yüzüne kalıp alınmış ve ardından düzleştirilmiş bir altın cenaze maskesi nedeniyle Agamemnon Maskesi etkisi olarak adlandırılıyor. Bunun sonucunda hafifçe bozulmuş özellikler ortaya çıkıyor.
Moraes, "Kabartma rölyefindeki temas bölgelerinden üretilen baskılı görüntü, Torino Kefeni'ndekiyle yüksek uyumluluk gösteriyor, hatta tamamen düz olmayan bir taban bile dikkate alındığında konturlarına önemli ölçüde karşılık geliyor" sonucuna vardı.
Kefenin üzerindeki incelemenin, emanetin yaşına dair yakın zamandaki akademik bir tartışmadan kaçınırken, herhangi bir bedene (özellikle İsa Mesih'e) ait bir iz olmadığını gösteren kanıtlar sunduğu belirtiliyor.
Bazı karbon tarihleme denemeleri, kefenin Orta Çağ'da yapıldığını gösterirken, yakın zamanda yapılan tartışmalı bir araştırma, onu ilk yüzyıla daha yakın bir tarihe yerleştiriyor.
Moraes gibi diğer araştırmacılar da kefenin 3D bir vücudun gerektireceği yapısal deformasyona sahip olmadığını fark etti. Ancak detaylar oldukça soluk ve izin tam olarak nasıl yapıldığına dair hararetli akademik tartışmalar devam ediyor.
Moraes, "Açıklanan ücretsiz ve açık kaynaklı araçları kullanarak, bu bilgiye sahip herkes kumaş dinamiklerini ve temas haritalama simülasyonlarını yeniden oluşturarak sunulan senaryoları keşfedebilir" diyor.
Moraes, bu çalışmanın "dijital teknolojilerin tarihsel gizemleri çözme veya ortaya çıkarma potansiyelini vurguladığını, bilim, sanat ve teknolojiyi işbirlikçi ve yansıtıcı bir cevap arayışı içinde iç içe geçirdiğini" belirtiyor.
Araştırma, Archaeometry dergisinde yayınlandı.