Ara

Ticaret Savaşları İnterneti Parçalama Riski Taşıyor: Uzmanlar Uyarıyor

ABD'nin dış ticaret politikaları genellikle mal ihracatı ve ithalatı üzerine yoğunlaşırken, ülkenin en önemli ekonomik güçlerinden biri olan dijital hizmet ihracatı genellikle göz ardı ediliyor. Ancak uzmanlar, bu durumun özellikle Silikon Vadisi için geniş kapsamlı sonuçları olabileceği konusunda uyarılarda bulunuyor.

Küresel ticaret risklerini takip eden kuruluşlar tarafından hazırlanan raporlar ve yapılan anketler, ABD'nin mal ticaretindeki yüz milyarlarca dolarlık açığa odaklanmasının, küresel ticaretin en hızlı büyüyen segmenti olan dijital hizmetlerin potansiyelini gölgede bıraktığını gösteriyor.

Dijital reklamcılık, video akış platformları, bulut hizmetleri ve çevrimiçi ödeme sistemleri gibi kategorilere yayılan dijital hizmet ihracatının takibi zor olsa da, mevcut tahminler ABD'nin bu alanda önemli bir ticaret fazlası verdiğini ortaya koyuyor. Uzmanlar, bu 'görünmez ihracatın' mal ihracatının büyümesini geride bıraktığını, ancak geleneksel istatistiklerde yeterince yer bulamadığını belirtiyor.

Eğer ticaret politikaları dijital ticareti daha yakından izleyecek şekilde yeniden düşünülmezse, ABD bu önemli avantajını kaybetme riskiyle karşı karşıya kalabilir. Dijital ihracatın, konteyner gemilerini doldurmadan ABD'nin ticaret gelirlerini artırdığı, yönlendiricilerin ve veri merkezlerinin limanlar ve fabrikalar kadar stratejik öneme sahip olduğunu gösteriyor.

Mevcut ticaret stratejilerinin devam etmesi durumunda, ABD'nin 'dünyanın dijital içerik ve teknoloji hizmetleri merkezi' olma hakimiyeti bile tehdit altına girebilir. ABD'nin ticaret ortakları, misilleme aracı olarak dijital hizmetlere tarifeler veya vergiler getirmeyi değerlendiriyor.

Uzmanlar, bu tür karşı önlemlerin küresel ticarette kalıcı hale gelmesi durumunda, ABD teknoloji sektörünü önemli ölçüde zedeleyebileceği ve hatta şirketlerin hizmetlerini farklı kullanıcı konumlarına göre özelleştirmek zorunda kalmasıyla internetin parçalanmasına yol açabileceği konusunda hemfikir.

Dijital hizmet endüstrisini vuracak misilleme tarifeleri tehdidi, uzun süredir gündemde. Bu önlemler, Amazon, Google ve Facebook gibi teknoloji devlerinin reklam gelirlerini vuracak dijital reklam gelirleri vergilerini veya doğrudan ABD ile ilgili ülkeler arasındaki hizmet ticaretine yönelik tarifeleri içerebilir.

Ticaret politikalarındaki agresif tutumların, diğer ülkelere dijital vergileri hızlandırmak için hem ahlaki hem de taktiksel gerekçeler sunduğu belirtiliyor. Ayrıca, yabancı hükümetlere 'yabancı teknoloji serbest binicilerinden' gelir elde etme anlatısı sunarak, dijital hizmet vergilerinin diplomatik bir araç olarak kullanımını hızlandırabileceği düşünülüyor.

Teknoloji şirketleri için bu vergiler, ticaret gerilimlerini artırma riski taşıyor ve belirsizlik atmosferini körüklüyor. Uzmanlar, dijital hizmetlere yönelik tarifelerin Amerikan teknoloji şirketlerinin gelirlerini doğrudan azaltacağını vurguluyor.

En uç noktada, 'dijital ticaret savaşının' internetin entegre altyapısını parçalama tehdidi taşıdığı uyarısı yapılıyor. Bu durum, onlarca yıllık kademeli teknolojik bağlantılılığın altını oyabilir. Teknoloji şirketleri, artan donanım maliyetlerinin yanı sıra, uyumsuz standartlara sahip 'paralel dijital evrenler' için hizmet sunmanın maliyetleriyle karşılaşabilir.

Girişimler ve endüstri yenilikçileri için parçalanma, daha yüksek uyumluluk maliyetleri, azalan pazar erişimi ve daha yavaş büyüme anlamına gelir. Böyle bir dünya, küresel olarak ölçeklenebilir dijital platformlar çağını sona erdirme, teknolojiye olan yatırım ilgisini azaltma ve dijital ticaret engelleri çoğaldıkça önümüzdeki on yılda küresel GSYİH'yi düşürme riski taşıyor. Eğer dijital hizmet tarifeleri küresel ticaretin kalıcı bir parçası haline gelirse, uzun vadede ABD'nin teknoloji hakimiyetini, yapay zeka gibi ulusal güvenlik açısından kritik alanlar dahil, zedeleyebilir.

Güncel ticaret başlıkları gündeme hakim olsa da, dijital hizmetler üzerindeki 'sessiz savaşın' yarının ekonomisini tanımlayacağı belirtiliyor.

Dijital hizmet vergileri veya tarifeleri tehditlerine karşı ise daha fazla tarifeyle yanıt verilmesi gündemde. Ancak bu taktiklerin istenen sonucu verip vermediği sorgulanıyor. Yapılan araştırmalar, birçok ABD firmasının operasyonlarını ABD'ye taşımak yerine, Güneydoğu Asya, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan ve Latin Amerika gibi gümrük oranlarının daha düşük olduğu 'gelişmekte olan ticaret merkezleri' üzerinden tedarik zincirlerini yeniden yönlendirdiğini gösteriyor.

Hatta anketler, ABD firmalarının önemli bir kısmının Çin'deki yatırımlarını artırmayı değerlendirdiğini ortaya koyuyor. Dijital hizmet vergilerine karşı varsayılan karşı önlem olarak tarifeler tehdidinin teknoloji şirketlerini yeterince koruyup koruyamayacağı belirsizliğini koruyor.

Uzmanlar, dijital hizmetlere yönelik tarifelerin nasıl işleyeceği konusunda da zorluklar olduğuna dikkat çekiyor. Örneğin, bir ülkenin dijital platformlara yönelik tarifeler uygulamasının teknik ve yasal olarak ne kadar mümkün olduğu tartışmalı. Özellikle hedef ülkede 'kayda değer varlığı' olan platformların bu tür ticaret önlemlerinin hedefi olamayacağı belirtiliyor. Bu durum, büyük teknoloji devleri için bir istisna yaratabilir, ancak 'kayda değer varlık' teriminin net bir tanımı olmaması belirsizliğe yol açıyor. Bu tür kararlar için platformların bir araya getirdiği tüm kullanıcıların (alıcılar, satıcılar, reklam verenler vb.) konumları veya uyrukları hakkında detaylı bilgiye ihtiyaç duyulması süreci karmaşıklaştırıyor.

Ticaret savaşının nasıl sonuçlanacağını bekleyen teknoloji şirketlerinin, yeni maliyetleri kullanıcılarına yansıtarak fiyatları artırmayı planladığı görülüyor.

Ancak, uzmanların önerdiği şekilde dijital hizmet ihracatının korunmasına öncelik verilmezse, bu durumun beklenmedik bir kazananı olabilir: Açık kaynak teknolojileri. Tescilli dijital ürün ve hizmetler sınır ötesi tarifelere tabi oldukça, serbestçe paylaşılabilen, değiştirilebilen ve dağıtılabilen açık kaynaklı alternatifler önemli avantajlar elde edebilir.

Maliyetler çok yükselirse, teknoloji devlerinin bile tarife eşiklerini tetiklemeden yerel olarak dağıtılabilen açık kaynaklı çözümlere yönelebileceği öne sürülüyor. Böyle bir kayma, bulut altyapısı, yapay zeka çerçeveleri ve kurumsal yazılım gibi alanlardaki rekabet ortamını derinden etkileyebilir. Dijital ithalatın tarife sistemleriyle hedeflenmesi, açık kaynaklı alternatiflere doğru geçişi istemeden hızlandırarak ekonomik kaldıraçları azaltabilir.

Önceki Haber
Google Gemini 2.5 Resmen Yayında! Ancak Yeni Ultra Abonelik Planı Cebi Yakıyor
Sıradaki Haber
Elon Musk'tan Dikkat Çeken Açıklamalar: Beyaz Saray, Tesla, xAI ve NVIDIA!

Benzer Haberler: