Yaygın kanının aksine teknoloji kullanımının yaşlılarda bilişsel gerilemeyi yavaşlatabileceği ve demans riskini azaltabileceği yönünde umut veren yeni bir araştırma yayınlandı. Hatta teknolojinin 'bilişsel yeteneklerimizi körelttiğine' dair endişeler ("dijital demans" gibi terimler) sıkça dile getirilirken, bu çalışma farklı bir perspektif sunuyor.
ABD'deki üniversitelerden bilim insanları, 50 yaş üzerindeki 411.000'den fazla katılımcıyı kapsayan daha önceki 57 farklı araştırmanın verilerini bir araya getirerek büyük bir analiz gerçekleştirdi. Bu devasa veri setinde, dijital teknoloji kullanım alışkanlıkları ile demans vakaları arasındaki potansiyel ilişki mercek altına alındı.
Yapılan istatistiksel analizler sonucunda, teknoloji kullanımının bilişsel yetenekteki bozulma riskini yüzde 58 oranında düşürdüğü gözlemlendi. Buna ek olarak, düzenli teknoloji kullanan bireylerde zaman içindeki bilişsel gerileme oranlarının yüzde 26 ila yüzde 34 daha düşük olduğu belirlendi.
Ancak araştırmacılar, bu tür çalışmaların doğrudan 'sebep-sonuç' ilişkisini kesin olarak kanıtlamadığının altını çiziyor. İncelenen farklı çalışmaların teknoloji kullanımını (akıllı telefon, sosyal medya gibi farklı şekillerde) farklı yöntemlerle ölçmesi de bu durumun bir parçası.
Yine de, bulguların eğitim seviyesi, meslek ve sosyoekonomik durum gibi diğer önemli faktörler hesaba katılarak yapılan ayarlamalardan sonra bile geçerliliğini koruması, teknoloji kullanımı ile bilişsel sağlık arasında güçlü bir ilişki olabileceğine işaret ediyor. Bu bağlantının daha fazla araştırılmaya değer olduğu vurgulanıyor.
Peki teknoloji yaşlı beyni bilişsel gerilemeye karşı nasıl koruyor olabilir? Araştırmacılar birkaç olası mekanizma öne sürüyor. Bunlardan ilki, özellikle yeni cihazlar ve uygulamaları öğrenme sürecinin beyni uyararak aktif tutması. İkincisi ise, sosyal medya ve görüntülü aramalar gibi araçlarla sosyal bağlantıların güçlenmesi. Bilindiği gibi yalnızlık, demans geliştirme riskini artırırken, güçlü sosyal bağlar beynin daha uzun süre zinde kalmasına yardımcı oluyor.
Üçüncü bir mekanizma ise teknolojinin bilişsel yeteneklerdeki olası düşüşlere karşı bir 'destek iskele' görevi görmesi. Örneğin, ilaç hatırlatma uygulamaları veya sağlık randevularını takip etmeyi kolaylaştıran araçlar, yaşlı bireylerin günlük yaşamlarında daha bağımsız kalmalarına destek olabilir.
Elbette ki bilişsel sağlık birçok faktöre bağlı karmaşık bir alan. Ancak bu denli geniş kapsamlı ve yüksek katılımcılı bir çalışmanın bulguları, yaşlandıkça teknolojiyle olan bağımızı sürdürmenin ve çevremizdeki yaşlı bireyleri de teknoloji kullanmaya teşvik etmenin faydalı olabileceğini düşündürüyor.
Araştırmacılar, teknolojiye mesafeli duran yaşlı yakınları olan kişilere, onları basit adımlarla teknolojiyle tanıştırmayı öneriyor. Akıllı telefon veya tablette fotoğraf, mesajlaşma veya takvim gibi temel uygulamaları kullanmayı öğretmek iyi bir başlangıç olabilir. Bu süreçte sabırlı olmak ve adım adım ilerlemek büyük önem taşıyor.