ABD'de dün yaşanan bir gelişme, teknoloji dünyasının önde gelen isimlerinin Amerikan şehirlerinin güvenliği ve olası askeri müdahaleler üzerindeki etkisini gözler önüne serdi. Eski ABD Başkanı Donald Trump'ın, bu hafta sonu San Francisco'ya 'birlik sevk etme' planından, bazı teknoloji milyarderlerinin devreye girmesiyle vazgeçtiği ortaya çıktı.
Trump, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, bölgede yaşayan dostlarının kendisini arayarak bu plana engel olmasını istediklerini belirtti. Bu 'dostların' başında Nvidia CEO'su Jensen Huang ve Salesforce CEO'su Marc Benioff gibi isimlerin yer aldığını duyuran Trump, bu isimlerin San Francisco'nun geleceğinin parlak olduğunu ve şehre bir 'şans' vermek istediklerini söylediklerini aktardı. Bu nedenle San Francisco'ya asker sevkiyatının yapılmayacağını duyuran Trump, gelişmelerin takipte olacağını ekledi.
Son bir yıl içinde, servetiyle öne çıkan teknoloji yöneticilerinin Trump üzerindeki etkisinin dikkate değer boyutlara ulaştığı görülüyor. Öyle ki, bazı teknoloji liderleri, Trump'a iltifat etmekle kalmayıp, ona değerli ödüller sunmuş, kurşun geçirmez bir balo salonu inşa ettirmiş ve seçim kampanyasına büyük miktarlarda bağış yapmış durumda. Bu isimlerin federal hükümet nezdinde önemli işleri ve yapay zeka düzenlemeleri, kripto paralar, tarifeler ve devlet ihaleleri gibi konularda özel talepleri olduğu biliniyor.
Şimdi ise bu teknoloji yöneticileri, Amerikan şehirlerinin nasıl askerileştirileceği konusunda bile söz sahibi olmaya başladı. Salesforce CEO'su Marc Benioff'un bu konudaki açıklamaları dikkat çekici. Benioff, özel uçağıyla San Francisco'ya giderken yaptığı bir açıklamada, büyük 'Dreamforce' konferansı öncesinde katılımcıların güvenliği için ne kadar çok güvenlik önlemi almak zorunda kaldığından şikayetçi olmuştu. Şehirdeki güvenlik endişelerinin varlığı biliniyor olsa da, bazı çevreler bu endişelerin abartıldığını savunuyor.
Benioff'un bu duruma yönelik önerisi ise oldukça tartışmalıydı. Şehir polis gücünün neredeyse iki katına çıkarılmasını, yani 1000 polis daha eklenmesini istemiş ve federal birliklerin San Francisco'ya gönderilmesi fikrini desteklemişti. Federal birliklerin ABD şehirlerinde genel olarak 'polis' gibi davranamayacağı ancak istisnai durumların olabileceği biliniyor.
Daha önce San Francisco'ya büyük bağışlar yapmış ve genel olarak merkezci veya liberal bir duruş sergilemiş olan Benioff'un bu tutumu, pek çok kişiyi şaşırttı. Benioff, İngiltere'de Kral Charles ile katıldığı devlet yemeğinde Trump ile yan yana oturduğunu ve Trump'ın yaptıkları için ne kadar minnettar olduğunu söylediğini anlattı. Ayrıca, Elon Musk'ı ve DOGE'yi övdüğünü, hatta Musk ve bir Tesla robotuyla çekilmiş bir fotoğrafını gazeteciye gönderdiğini belirtti. Bu açıklamanın ardından Musk, San Francisco'nun 'uyuşturucu zombilerle dolu bir apokalips' olduğunu ve federal müdahale fikrini övdüğünü yazdı.
Benioff'un bu açıklamaları, Kaliforniya Valisi Gavin Newsom tarafından da tepkiyle karşılandı. Newsom, Benioff'un federal birliklerin gönderilmesi önerisine özellikle sert çıktı. Bunun üzerine Benioff, 17 Ekim'de bir özür diledi. Sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, hemşerilerini ve yerel yetkilileri dinledikten sonra San Francisco'da güvenlik için Ulusal Muhafız'a gerek olmadığına inandığını belirtti. Etkinlik öncesinde duyduğu endişeden kaynaklanan yorumu için özür dileyen Benioff, şehrin en iyi ilerlemeyi işbirliği ruhuyla sağladığına inandığını ekledi.
Bu gelişmeler yaşanırken, Trump'ın FBI Direktörü Kash Patel'e, hükümet yetkililerinin talebi üzerine San Francisco'yu incelemeye başlamasını istediği ve şehrin 'bir zamanlar harika olup şimdi darmadağın olduğu' yönündeki görüşlerini dile getirdiği biliniyor. Trump'ın 19 Ekim'de ise 'San Francisco'da bizi istediklerini düşünüyorum' dediği kaydedildi.
Askeri birlik gönderme planı hızlanırken, Benioff'un 22 Ekim'de Trump'ı arayarak bu planı erteletmesinde etkili olduğu anlaşılıyor.
Bu olayın siyasi görüşünüze bağlı olarak olumlu veya olumsuz değerlendirilebileceği belirtilirken, önemli ulusal kararların bu şekilde alınmasının doğru bir süreç olup olmadığı sorgulanıyor. Günümüzde, belirli şirketlere yönelik cezai tarifeler, TikTok'un mülkiyeti ve hatta sokaklardaki federal birliklerin varlığı gibi büyük kararların, öngörülebilir yasa veya politikalardan ziyade, Trump'ı öven bir teknoloji milyarderinin desteğine bağlı hale geldiği görülüyor.
