ABD'nin Wyoming eyaletindeki kurak arazilerde bulunan iki adet, 66 milyon yıllık dinozor fosili, bilim dünyasında büyük heyecan yarattı. Bu fosillerin, ilk kez bir pençeli sürüngen örneği olması açısından önem taşıdığı belirtildi. Araştırmacılar tarafından bulunan bu 'mumiya' görünümlü fosiller, Edmontosaurus annectens türü ördek gagalı dinozorlara ait ve derileri, dikenleri ve hatta tırnaklarıyla birlikte korunmuş durumda.
Aslında gerçek anlamda mumyalaşma söz konusu değil, zira fosillerdeki orijinal dokuların yerini kayaçlar almış durumda. Ancak bu durum, bilim insanlarına ördek gagalı dinozorların biyolojisi hakkında daha önce hiç olmadığı kadar detaylı bir bakış açısı sunuyor ve bu hayvanların tırnaklara sahip olduğunu doğruluyor. Araştırmanın bulguları, bilimsel bir dergide yayımlandı.
Araştırmanın kıdemli yazarlarından biri, bu fosillerin, üzerinde tam bir güvenle çalışılabilecek, kapsamlı ve 'etleriyle birlikte' bir dinozor görüntüsü sunduğunu belirtti. Ördek gagalı dinozorların, Kretase döneminin sonlarında (145 milyon ila 66 milyon yıl önce), çamurda gezinmek için tırnaklarını kullandığı düşünülüyor. Bu dönemde Tyrannosaurus rex ve Triceratops gibi dev dinozorlarla birlikte yaşadıkları biliniyor.
Dinozor mumyaları, derinin ve diğer organik dokuların kil kopyalarını içeren, olağanüstü korunmuş fosillerdir. Wyoming'de 1900'lerin başlarında bulunan bazı fosiller, bu yeni araştırmayı ilham kaynağı oldu. Yeni bulunan iki örnek, eski fotoğraflar ve mektuplar aracılığıyla tarihi keşiflerin yerleri takip edilerek ve 'mumiya bölgesi' olarak tanımlanan alan haritalandırılarak elde edildi.
Keşfedilen Edmontosaurus örneklerinden biri, ölüm anında yaklaşık 2 yaşında olan geç bir yavruydu ve 'Ed Jr.' lakabıyla anılıyor. Diğeri ise, hayatını kaybettiğinde 5 ila 8 yaşlarında, erken yetişkinlik döneminde olan bir bireydi ve 'Ed Sr.' olarak adlandırıldı.
Araştırmacılar, dinozorların biyolojisini, hareketlerini ve korunma süreçlerini, röntgen ve mikro-BT taramaları gibi çeşitli görüntüleme teknikleri kullanarak yeniden inşa etti. Ayrıca kil analizleri yapıldı, fosillerin bulunduğu alan incelendi ve fosilleşmiş ördek gagalı dinozor ayak izleri de çalışmaya dahil edildi.
Dinozorların, boyun ve gövde boyunca uzanan etli bir tepesi olduğu ve bunun kuyruğa doğru bir diken sırasına dönüştüğü belirlendi. Vücudunun alt kısmında ve kuyruğunda, en büyüğü sadece 4 milimetre çapında olan küçük, çakıl benzeri pullar da bulunuyordu. Bu durum, dinozorun 12 metreden fazla uzayabilen devasa boyutları göz önüne alındığında oldukça dikkat çekici.
Ekip, mumyalaşmaya benzer bu olağanüstü korunma durumunun, dinozorların muhtemelen bir kuraklık sırasında öldükten sonra güneşte kuruyarak ve ardından ani bir sel ile hızla üzerlerinin örtülmesiyle meydana geldiğini tespit etti. Ardından, leşlerin yüzeyindeki mikroorganizmalarla reaksiyona giren statik elektriğin, ıslak çökeltiden kil emerek kalıntıların etrafında ince bir kalıp oluşturduğu ve zamanla organik malzemenin yerini kayaçların aldığı düşünülüyor.
Araştırmacılar, bu ördek gagalı dinozor mumyalarında kara omurgalılarda belgelenen en eski tırnaklar, doğrulanmış ilk pençeli sürüngen ve farklı ön ve arka uzuv duruşuna sahip ilk dört ayaklı pençeli hayvan gibi pek çok inanılmaz ilkin bir arada bulunduğunu vurguladı.