Küresel çapta yılda bir milyondan fazla insanın hayatını kaybetmesine neden olabilen ölümcül süper bakterilerle mücadelede beklenmedik bir müttefik bulundu: Kendi cildimizde yaşayan yaygın bir mantar türü.
Kelimenin tam anlamıyla burnumuzun dibinde yaşayan bu mantar, sağlıklı insan cildinin mikrobiyomunda en yaygın mikroorganizmalardan biri olan Malassezia sympodialis türü olarak tanımlanıyor. Yeni araştırmalar, bu mantarın, ciltten yağ ve lipidleri temizlerken, staph enfeksiyonlarının gelişimini ve büyümesini durduran bir yağ asidi üretebildiğini ortaya koydu.
Yapılan laboratuvar deneylerine göre, M. sympodialis, ürettiği asidik yan ürünler aracılığıyla Staphylococcus aureus (genellikle "staph" olarak bilinen) bakterilerine karşı etkili olabiliyor.
Araştırmacılar, mantar tarafından üretilen bu asidin sağlıklı ciltte sıkça bulunmasının, S. aureus bakterisinin cilt mikrobiyomunda aşırı çoğalmasını engellediğini düşünüyor. S. aureus normalde cilt mikrobiyomunun bir parçasıdır, ancak kontrolsüzce çoğalırsa veya dokulara/kan dolaşımına nüfuz ederse tehlikeli enfeksiyonlara yol açabilir. Bu enfeksiyonlar dünya çapında her yıl yüz binlerce hastaneye yatışa neden olmaktadır.
Dahası, S. aureus bakterisi, şu anda sahip olduğumuz hemen hemen her antibiyotik sınıfına karşı direnç geliştirme potansiyeline sahip. Bu durum, ölümcül etkilerinin önüne geçmek için sürekli olarak yeni ilaç terapilerine ihtiyaç duyulduğu anlamına geliyor. Cildimizin mikrobiyomunda staph enfeksiyonlarına karşı doğal savunma mekanizmalarının bulunması, bu alandaki araştırmaları daha da önemli kılıyor.
Oregon Üniversitesi bilim insanları tarafından yürütülen ve Current Biology dergisinde yayınlanan araştırmada, söz konusu bileşiğin 10-hidroksi palmitik asit (10-HP) olduğu belirlendi. Bilim insanları daha önce bu bileşiğin antimikrobiyal gücünü gözden kaçırmış olabilirler, çünkü bu etkiyi yalnızca cilt gibi düşük pH'lı ortamlarda gösteriyor ve standart laboratuvar koşullarında belirginleşmiyordu.
Sağlıklı insanlardan alınan cilt biyopsileri kullanılarak yapılan testlerde, bu asidin ciltte yaşayan Malassezia mantarı tarafından üretildiği doğrulandı. Laboratuvar ortamında yapılan deneylerde, M. sympodialis mantarının çeşitli S. aureus suşları üzerindeki etkisi incelendi. Mantar tedavisi uygulandıktan sadece iki saat sonra, çoğu S. aureus suşunun canlılığında 100 kattan fazla azalma görüldü.
Zamanla S. aureus suşları, M. sympodialis'in ürettiği 10-HP'ye karşı bir miktar direnç geliştirdi. İlginç bir şekilde, bu direnç mekanizması, bakterinin klinik antibiyotiklere karşı tolerans geliştirmesine benzer bir şekilde işliyordu.
Araştırmacılar, S. aureus kadar tehdit oluşturmayan diğer Staphylococcus türlerinin, M. sympodialis mantarıyla zaten benzer şekillerde bir arada yaşamayı başardığını tespit etti.
Araştırmacılar, memeli cildi mikrobiyomunda Malassezia'nın yaygınlığı göz önüne alındığında, bu mantarın mikrobiyal etkileşimleri ve kolonizasyon direncini şekillendirmedeki rolünün henüz sadece başlangıcını gördüğümüzü belirtiyorlar. Bu keşif, antibiyotik direncini anlama ve gelecekteki enfeksiyon tedavileri için yeni yollar bulma konusunda umut verici bir adım olarak değerlendiriliyor.