Süper bakteriler, yani antibiyotiklere dirençli hale gelmiş mikroplar, bir insanı enfekte ederken vücut içinde evrimleşebilir. Yeni bir araştırma, bu ciddi enfeksiyonların tedavisinin, bakterilerdeki genetik değişimleri anlık olarak takip ederek geliştirilebileceğini öne sürüyor.
Araştırmacılar, genetik dizileme ile bakteriyel evrimi gerçek zamanlı takip etmenin, bakterilerin hayatta kalmak için kullandığı hileleri ortaya çıkarabildiğini ve doktorlara bir adım önde olma ve tedaviyi belirli bakteri türüne göre kişiselleştirme gücü verdiğini belirtiyor.
Bir bilim dergisinde yayınlanan çalışma, özellikle Staphylococcus aureus bakterisine odaklandı. Nüfusun yaklaşık %30'unda bulunan ve genellikle zararsız olan bu bakteri, aşırı çoğaldığında ve enfeksiyona yol açtığında antibiyotik tedavisine dirençli hale gelebilir. Birçok antibiyotiğe dirençli hale gelen bakteriler tehlikeli "süper bakteriler" olarak kabul edilir.
Süper bakteri enfeksiyonlarını başarılı bir şekilde tedavi etmek için, enfeksiyonun "kalıcı" mı yoksa "tekrarlayan" mı olduğunu bilmek önemlidir. Kalıcı enfeksiyonda, hasta beş veya daha fazla gün tedavi gördükten sonra bile pozitif test sonuçları almaya devam eder. Tekrarlayan enfeksiyonda ise hasta başlangıçta tedaviye iyi yanıt verir ancak daha sonra aynı tür veya yeni bir tür bakteriyle tekrar pozitif test sonucu alır. Enfeksiyon türünü anlamak, doktorların ilaç seçimini yönlendirerek tedaviye yardımcı olabilir.
Genetik analizlerin bu kararlara yardımcı olup olamayacağını görmek için araştırmacılar, antibiyotik tedavileri başarısız olan 11 hastadan alınan S. aureus örneklerini analiz etti. Bu, bakterinin 60 farklı türünü içeriyordu. Genetik analizler kullanarak, her hastanın örneklerinde aynı bakteri türlerinin mi yoksa genetik olarak farklı türlerin mi bulunduğunu belirlediler. Ardından, mikropların daha iyi hayatta kalmalarına yardımcı olacak özellikler kazandığının işaretleri olan adaptif evrim belirtilerini tespit etmek için testler yaptılar. Adaptif evrim, bakterilerin antibiyotikler mevcutken bile hayatta kalmasını sağlar.
Örneklenen türlerin yaklaşık üçte biri, özellikle daha önce antibiyotik direncine bağlanan genlerde adaptif evrim belirtileri gösterdi. Bu durum, hastaların antibiyotik tedavilerinin bakterinin dirençli olmadığı bir ilaca değiştirilmesi gerektiğini düşündürüyordu.
Ancak bir soru kaldı: Bu bilgi, süper bakteri enfeksiyonlarını tedavi eden doktorlar için gerçekten faydalı olur muydu?
Bunu araştırmak için bilim insanları, 11 hastanın vakalarına dayalı bir anket oluşturdu. Ankete, evrim analizini içeren ve içermeyen vaka tanımlamaları dahil edildi. Dünya genelinden 25 enfeksiyon hastalıkları doktoru ankete katıldı. Evrim raporu verildiğinde, doktorların %34'ü orijinal antibiyotik tedavi önerilerini değiştirdi; antibiyotikleri değiştirdiler ve/veya hastaların aynı ilacı kullanma süresini ayarladılar.
Bu bulgular, gerçek klinik uygulamada bakteriyel evrimi takip etmenin, doktorların antibiyotik başarısızlığı değerlendirmelerini ve sonraki tedavi kararlarını iyileştirebileceğini gösteriyor. Çalışmanın küçük örneklem boyutu gibi bazı sınırlamaları olsa da, antibiyotiğe dirençli enfeksiyonlarla mücadelede evrimsel analizleri bir araç olarak kullanmak için bir "konsept kanıtı" sunuyor.
Araştırmaya dahil olmayan başka bir bilim insanı, bu tür araçların karar alma süreçlerini önemli ölçüde etkileyebileceğini belirtti. Hızlı ve daha kesin veriler sağlayan yeni teknolojilerin, karar güvenini artırdığı için memnuniyetle karşılandığını ekledi.
Şu anda genomik dizilemenin maliyeti ve sonuç alma süresi, bu yaklaşımın hastalarla düzenli olarak kullanılmasında hala engeller teşkil ediyor. Gelecekteki çalışmaların, bu çerçevenin en iyi nasıl uygulanabileceğini ele alması ve daha büyük hasta gruplarında kullanımını araştırması gerekecek.