Japon oyun dünyasının kendine has isimlerinden Goichi "Suda51" Suda, Teknoscope okurları için heyecan verici bir projeyle karşımızda. Kendisiyle özdeşleşen Grasshopper Manufacture stüdyosu, No More Heroes serisi gibi unutulmaz aksiyon oyunlarına imza atmıştı. Şimdi ise Shadows of the Damned: Hella Remastered'ın ardından stüdyo, benzersiz kimliğiyle dikkat çeken ve Suda51 oyunlarını sevenlere anında tanıdık gelecek bir aksiyon oyunu olan Romeo is a Dead Man'i sunuyor.
Oyunun en dikkat çekici yönlerinden biri, Suda51'in yaratıcılığını konuşturduğu hikayesi. Bir zamanlar Geleceğe Dönüş filminin Marty McFly ve Doc Emmett Brown arasındaki ilişkiyi akla getiren, ancak bu ilişkiye sıra dışı bir boyut katan bir başlangıç fikrinden doğmuş. Eğer Marty filmin başında ölseydi ne olurdu? Bu soru, Doc'un onu kurtarmak için geleceğe seyahat etmesi fikrini doğurmuş ve bu da Romeo is a Dead Man'in başlangıç konseptini oluşturmuş.
Oyunun ana karakteri Romeo Stargazer da oldukça ilginç bir isim. Kendisi, uzay-zamanın farklı noktalarında suç işleyenleri takip eden bir FBI ajanı. Suda51, bu karakteri yaratırken popüler FBI temalı dizilerden ilham aldığını belirtiyor. İlk FBI başkanı J. Edgar Hoover'ın uzay-zaman kaçaklarını keşfetmesi ve bu amaçla FBI içinde bir birim kurması gibi bir arka plan hikayesiyle bu karakteri şekillendirmiş. Bu arka plan, oyunun kendisinde doğrudan yer almasa da, Romeo'nun neden bir uzay-zaman FBI ajanı olduğunu anlamamıza yardımcı oluyor.
Romeo'nun "ölü adam" olması, hikayenin merkezinde yer almasının yanı sıra oyun deneyimini de etkiliyor. Oyunun başında öldükten sonra dedesi Benjamin tarafından hayata döndürülen Romeo, sadece ölmekten kurtulmakla kalmıyor, aynı zamanda "hiperleştirilmiş" bir insan haline geliyor ve sahip olduğu farklı silahları ve yetenekleri normal bir insandan çok daha etkili bir şekilde kullanabiliyor.
Oyundaki dövüş sistemi, yakın dövüş silahları ve menzilli silahların dengeli bir şekilde kullanılması üzerine kurulu. Oyuncular, düşman türüne göre isterlerse yakın dövüşü, isterlerse de menzilli silahları tercih edebilecek. Ancak bazı büyük düşmanlar ve boss'lar, hem yakın hem de menzilli silahların akıllıca kullanılmasını gerektiriyor. Bu düşmanların zayıf noktalarına ulaşmak için oyuncuların silahlar arasında geçiş yapması ve yeteneklerini kullanması gerekiyor. Bu durum, dövüş deneyimini bir döngü haline getiriyor.
Oyunun genel ilerleyişi ise oldukça doğrusal bir yapıya sahip. Haritalar geniş olsa da, açık dünya bir ilerleyiş söz konusu değil. Geliştirme sürecinin erken aşamalarında açık dünya yaklaşımı denenmiş ancak sonradan bu fikirden vazgeçilmiş.
No More Heroes serisiyle bazı benzerlikler taşısa da, Romeo is a Dead Man'in en belirgin farkı teması olarak öne çıkıyor. Bu yeni oyunda anahtar kelime "uzay".
Oyun, birçok modern yapımda olduğu gibi Unreal Engine 5 ile geliştirilmiş. Bu motorun getirdiği yenilikler sayesinde daha önce yapılamayan pek çok şeyin mümkün hale geldiği belirtiliyor.
Uzun bir aradan sonra yeni bir orijinal oyun serisiyle karşımıza çıkan Suda51, günümüzde devam oyunları ve yeniden yapımların popüler olduğu bir piyasada bu kararı neden aldığını ve yeni bir marka yaratmanın zorluklarını da değerlendiriyor. Kendisi ve stüdyosu için yeni ve özgün oyunlar yaratmanın, geçmiş seriler üzerinde çalışmakla eşit derecede önemli olduğunu vurguluyor. Suda51, gelecekteki projelerinde de hem yeni serilere imza atmaya hem de mevcut serilerine devam etmeye devam edeceklerini belirtiyor.
Romeo is a Dead Man, zamanı bükerek yarattığı karmaşa, kendine özgü mizahı ve hem yakın dövüşü hem de menzilli çatışmayı ödüllendiren döngüsel dövüş sistemiyle Suda51'in imzasını taşıyan, tahmin edilemez, stil sahibi ve günümüz aksiyon türünde eşsiz bir deneyim sunmaya hazırlanıyor. Oyuncular, 2026'da PC, PlayStation 5, Xbox Series X ve Xbox Series S platformlarında piyasaya sürülecek olan oyunla pek çok sürprizle karşılaşacak.