Depolama çözümlerinin temel bileşenlerinden olan SSD kontrolcüleri alanının önde gelen bağımsız firmalarından Silicon Motion (SMI) CEO'su Wallace C. Kou, sektörün mevcut durumu ve geleceğine dair dikkat çekici değerlendirmelerde bulundu. Son yıllarda dikey entegre NAND üreticilerinin kontrolcü işine girmesine rağmen SMI gibi bağımsız firmaların nasıl büyüdüğünü anlattı.
Pazarın Dinamikleri ve SMI'ın Konumu
Son yıllarda büyük NAND üreticilerinin kendi kontrolcülerini geliştirmeye başlamasına rağmen, SMI gibi bağımsız firmaların nasıl ayakta kaldığı ve büyüdüğü sorusuna yanıt veren Kou, başarılarının anahtarının yol haritalarını pazar eğilimleri ve NAND üreticilerinin planlarıyla uyumlu tutmak olduğunu belirtti. NAND üretiminin yüksek sermaye gerektiren bir iş haline geldiğini ve bu nedenle NAND üreticilerinin bazı alanlarda dış kaynak kullanmaya ihtiyaç duyduğunu anlattı. SMI'ın tüm büyük NAND üreticileriyle çalıştığını ve onlara yeni nesil teknolojileri test etme konusunda yardımcı olduğunu vurguladı.
SMI'ın client (kullanıcı) SSD kontrolcülerinde yaklaşık %30 pazar payına sahip olduğunu belirten Kou, bunun PCIe 5.0 teknolojisi yaygınlaştıkça %40'a çıkabileceğini öngörüyor. Kurumsal (enterprise) ve otomotiv depolama alanlarının ise şu anki düşük tabanları nedeniyle çok daha hızlı büyüyeceğini ifade etti. Özellikle üst segment PCIe 5.0 (8-kanallı) kontrolcülerinde %60'ın üzerinde, orta segment (4-kanallı) kontrolcülerinde ise %50'nin üzerinde pazar payı hedeflediklerini ekledi.
Perakendeden OEM'e Kayış
SSD pazarında perakende satışların payının azaldığını, üreticilere yönelik (OEM) satışların ise arttığını belirten Wallace C. Kou, bu eğilimin modül üreticileri için fırsat yarattığını söyledi. Modül üreticilerinin düşük marjlarla çalışabilmesi ve SMI kontrolcüleri sayesinde kalite standartlarını yakalamasıyla artık büyük PC OEM firmalarına (Lenovo, Dell, HP gibi) doğrudan satış yapabildiğini, bunun da SMI için önemli bir büyüme alanı oluşturduğunu anlattı.
PCIe 6.0: Kurumsal Önce, Tüketici Çok Sonra
SMI'ın PCIe 5.0 kontrolcülerinde özellikle düşük güç tüketimli 6nm çözümleriyle öne çıktığını ve bunun yüksek performans isteyen oyun bilgisayarları ve iş istasyonlarında popüler olduğunu ifade eden Kou, PCIe 6.0 teknolojisinin yol haritasına dair çok net konuştu. Kurumsal sınıf PCIe 6.0 kontrolcülerinin (4nm üretim teknolojisiyle) 2026 sonu veya 2027 başı gibi pazara sunulmasını beklediklerini, bunun kısmen Nvidia'nın Rubin platformu gibi gelişmiş hesaplama depolama ihtiyaçlarıyla ilişkili olduğunu söyledi.
Ancak, tüketiciye yönelik PCIe 6.0 SSD'lerin 2030'dan önce piyasaya çıkmasının beklenmediğini vurguladı. Bu gecikmenin temel nedeni olarak, PC üreticilerinin ve işlemci platform sağlayıcılarının (Intel, AMD) şu an için PCIe 6.0'a yönelik belirgin bir ilgi göstermemesini ve en önemlisi ileri üretim düğümlerinin (6nm, 4nm) inanılmaz yüksek geliştirme (tape-out) maliyetlerini (tek bir tasarım için on milyonlarca dolar) gösterdi. Bu yüksek maliyetlerin yeni oyuncuların pazara girmesini zorlaştırdığını da ekledi.
Üretim Teknolojileri, Maliyetler ve Samsung Foundry
Çip üretiminde kullanılan ileri teknolojilerin (6nm, 4nm) daha iyi performans ve güç verimliliği sağladığını ancak tasarım (tape-out) ve üretim maliyetlerini ciddi şekilde artırdığını belirten Kou, bu durumun PCIe 6.0 kontrolcülerinin fiyatlarını da etkileyeceğini (PCIe 5.0'a göre %25-30 artış bekleniyor) söyledi. Eski nesil (PCIe 3.0/4.0) kontrolcü fiyatlarının ise rekabet nedeniyle düşmeye devam edeceğini belirtti.
Maliyetleri düşürme stratejilerinin bir parçası olarak, ana üretim ortağı TSMC'nin yanı sıra Samsung Foundry'yi de kullanmayı planladıklarını açıkladı. Bu işbirliğinin mevcut tasarımların çift kaynaklı üretimi değil, maliyet optimizasyonuna yönelik yeni kontrolcü tasarımları için olacağını, bu sayede daha rekabetçi ürünler sunabileceklerini belirtti.
Yapay Zeka, Yüksek IOPS ve Geleceğin Depolaması
Yapay zeka (AI) iş yüklerinin depolama sektörünü de dönüştürdüğünü anlatan Wallace C. Kou, Nvidia gibi firmaların GPU-SSD arasında doğrudan veri aktarımı için saniyede 100 milyon I/O gibi çok yüksek performans seviyeleri talep ettiğini söyledi. Bu seviyelere ulaşmanın mevcut NAND teknolojisi veya geleneksel mimarilerle zor olduğunu, Intel'in Optane gibi SCM (Depolama Sınıfı Bellek) denemelerinin başarılı olamadığını ancak sektörün maliyet etkin yüksek performans için temelde yeni bir depolama medyasına veya mimariye ihtiyaç duyduğunu düşündüğünü belirtti. SMI'ın da Nvidia'nın BlueField platformu için Boost Storage gibi projelerde yer aldığını ekledi.
PLC gibi hücre başına daha fazla bit depolayan (dört bitten fazla) NAND teknolojilerinin yakın gelecekte (önümüzdeki 5 yıl içinde) ticarileşmesini çok zor gördüğünü, bunun sinyal yönetimi ve dayanıklılık sorunları nedeniyle aşırı derecede karmaşık olduğunu ifade etti. TLC ve QLC NAND'ın bir süre daha sektörde ana akım kalacağını öngördü. Genel olarak, mevcut NAND teknolojisinin yerini alabilecek olgun ve maliyet etkin bir alternatifin ufukta görünmediğini ancak AI'ın yarattığı ihtiyacın bu alandaki yatırımları ve çabaları artıracağını düşündüğünü belirtti.
Genişleyen Ürün Yelpazesi ve Strateji
SMI'ın sadece SSD kontrolcüleriyle sınırlı kalmadığını, mobil depolama (eMMC/UFS) alanında da önemli bir oyuncu olduğunu ve özellikle değer odaklı akıllı telefon pazarında büyüme beklediklerini söyledi. Otomotiv ve gömülü sistemler gibi alanların da şirket için giderek önem kazandığını ve gelirlerinin daha dengeli bir dağılıma doğru ilerlediğini anlattı.
Büyüme stratejilerinin temelinin içeriden (organik) yetenek geliştirmek olduğunu, özellikle kurumsal alanda güçlü Ar-Ge ekiplerine yatırım yaptıklarını vurguladı. Birleşme ve satın alma (M&A) konusunda ise, geçmiş deneyimlerinden (FCI, Shannon Systems) dersler çıkardıklarını ve önceliklerinin büyük şirketleri satın almak olmadığını, Tayvan'da uygun ve tamamlayıcı IP'lere sahip (özellikle bağlantı/networking alanında) küçük firmaları değerlendirebileceklerini belirtti.
Kriz Yönetimi ve Gelecek Beklentileri
Geçmişteki finansal krizler, pandemiler ve hatta başarısız satın alma girişimleri gibi zorlukları nasıl aştıkları sorusuna Wallace C. Kou, yönetimde yapılan değişiklikler, teknolojiye ve algoritmalara yatırım, operasyonel iyileştirmeler ve küresel müşterilerle ilişkileri güçlendirme gibi adımlarla adaptasyon sağladıklarını anlattı. Gümrük vergileri gibi mevcut zorlukların da müşterilerin küresel üretim ortakları sayesinde yönetilebilir olduğunu, depolama sektörünün ise AI'ın tetiklediği kapasite talebi nedeniyle genel olarak dirençli olduğunu düşündüğünü belirtti.
Wallace C. Kou, pazar payı kazanımları ve güçlü ürün geliştirme süreçleri sayesinde şirketin geleceğine güvenle baktığını, gelirlerinin önümüzdeki dönemde artış göstereceğini ve 2026-2027 yıllarında kurumsal ve otomotiv segmentlerinin toplam gelirin önemli bir parçası haline geleceğini öngördüğünü ifade ederek sözlerini tamamladı.
