Sony, Warner ve Universal gibi plak şirketleri, internetteki korsanlıkla mücadele için Yüksek Mahkeme'den destek istedi. Bu şirketler, internet servis sağlayıcılarının (İSS) tekrarlayan telif hakkı ihlali yapan aboneleri internetten çıkarması gerekip gerekmediği konusunda kritik bir kararın verileceği bir davada Mahkeme'ye başvurdu.
Söz konusu dava, bir internet servis sağlayıcısının, telif hakkı ihlali yapan abonelerin internet erişimini toplu olarak sonlandırma taleplerini reddetmesi üzerine ortaya çıktı. Yüksek Mahkeme'nin bu davada vereceği karar, İSS'lerin devasa mali yükümlülüklerden kaçınmak için şüpheli korsanların hesaplarını kapatmak zorunda kalıp kalmayacağını belirleyecek.
İnternet servis sağlayıcısı ise, plak şirketlerinin gönderdiği telif hakkı ihlali bildirimlerinin güvenilmez olduğunu savunuyor. Bu bildirimlerin botlar tarafından oluşturulduğunu ve yalnızca IP adreslerine dayanarak kullanıcıları işaretlediğini belirten şirket, İSS'lerin bu bildirimlerin doğruluğunu teyit edemeyeceğini ve bir hesabı kapatmanın, evdeki yalnızca bir kişinin yasa dışı indirme yapmış olabileceği durumlarda tüm haneyi cezalandıracağını ifade ediyor.
Ancak plak şirketleri, bu argümanı reddederek Yüksek Mahkeme'ye başvurdu. Şirketler, internet servis sağlayıcısının, ödeme yapmayan 619.711 abonenin internet erişimini kestiği bir dönemde, yalnızca 32 aboneyi telif hakkı ihlali nedeniyle kapattığını vurguladı. Ayrıca, internet servis sağlayıcısının masum büyükanneler veya hastaneler gibi durumları gündeme getirirken, bu davadaki abonelerin kendi itiraflarına göre 'alışılmış suçlular' olduğunu ve şirketin kârına katkıda bulundukları için kapatılmadıklarını belirtti.
Torrentler ve Korsanlık Sorunu
Plak şirketlerinin sunduğu belgede, internet kullanıcılarının torrentler aracılığıyla korsan materyallere kolayca erişebildiği şikayet ediliyor. Şirketler, internet servis sağlayıcısının kullandığı "13 uyarı politikası"nın, abonelerin herhangi bir sonuçla karşılaşmadan defalarca korsan materyal indirmesine izin verdiğini dile getirdi. Dava, 2013 ve 2014 yıllarında en az üç ihlal bildirimi alan abonelerin telif hakkıyla korunan 10.017 eseri ihlal ettiği iddialarına dayanıyor.
Bu dava, telif hakkı sahipleri tarafından İSS'lere karşı açılan birçok davadan biri olsa da, son yıllarda en önemli mücadele alanı haline geldi. Daha önce bir jüri, bu servis sağlayıcısını 1 milyar dolardan fazla tazminat ödemeye mahkum etmişti, ancak bu karar nihai değildi.
Ardından, Temyiz Mahkemesi 1 milyar dolarlık kararı bozdu. Yargıçlar, servis sağlayıcının kullanıcılarının telif hakkı ihlallerinden doğrudan kâr elde etmediğine karar vererek, şirketin dolaylı ihlalden suçlu bulunmasını reddetti. Ancak, temyiz mahkemesi yargıçları, şirketin defalarca korsanlık uyarısı alan müşterilere hizmet vermeye devam ettiği gerekçesiyle jürinin kasıtlı ihlal bulgusunu onayladı.
Destek ve Karşı Argümanlar
Her iki taraf da Yüksek Mahkeme'ye başvurdu. Mahkeme, servis sağlayıcısının temyiz başvurusunu kabul ederken, plak şirketlerinin başvurusunu reddetti. Bu davanın, diğer internet servis sağlayıcıları, teknoloji şirketleri, telif hakkı hukuku uzmanları, sivil toplum kuruluşları ve hatta önceki ABD yönetiminden destek aldığı görülüyor. ABD Başsavcısı, davanın sözlü tartışmalarına ABD hükümetinin katılması talebinde bulundu.
Başsavcı, önceki bir belgede, eğer temyiz mahkemesi kararı geçerli olursa, İSS'lerin yalnızca bir ihlal bildirimi aldıklarında bile müşterilerini kapatma yoluna gidebileceği konusunda uyarılarda bulundu. Bu durumun, servis sağlayıcıları için büyük bir mali yükümlülük anlamına gelebileceği belirtildi.
Google, Amazon, Microsoft, Mozilla ve Pinterest gibi teknoloji devlerinin sunduğu bir belgede ise, temyiz mahkemesi kararının mevcut Dijital Telif Hakkı Yasası'nın (DMCA) güvenli liman hükümlerini bir sorumluluk mekanizmasına dönüştürdüğü iddia edildi.
DMCA Güvenli Limanı: Kalkan mı Kılıç mı?
Teknoloji şirketlerinin belirttiğine göre, güvenli liman, korsanlığı durdurmak için makul çaba gösteren servis sağlayıcılarına ek koruma sağlıyor. Bu hükmün ihlal edildiğinde doğrudan sorumluluk doğurmaması gerektiği, kasıtlı ve kusurlu bir davranışın kanıtlanması gerektiği savunuluyor.
Ancak teknoloji şirketleri, temyiz mahkemesinin, servis sağlayıcının güvenli limana uygun olmadığı gerekçesiyle onu sorumlu tutarak bu dengeyi bozduğunu iddia etti.
Plak şirketleri ise, servis sağlayıcının lehine bir kararın DMCA güvenli limanını anlamsız hale getireceğini savundu. Güvenli limanın, hem yaratıcıların hem de İSS'lerin çıkarlarını dengeleyen bir sorumluluk sınırlaması olduğu ve İSS'lerin, bildikleri seri ihlalcilere hizmet vermeye devam ettiklerinde ortaya çıkan ihlaller için yasal maruziyetleri olduğu anlaşılmasıyla anlam kazandığı belirtildi.