Ara

Solucanlar Hayatta Kalmak İçin Kendi Vücutlarından Kule İnşa Ediyor: Şaşırtıcı Bir Keşif

Laboratuvar ortamlarının kontrollü koşulları altında yaşam, bazen oldukça merak uyandırıcı şeyler yapabilir. Ancak bu tür davranışların sadece laboratuvara mı özgü olduğu, yoksa doğal bir hayatta kalma stratejisini mi temsil ettiği sıklıkla tartışma konusu olmuştur.

Geçmişte laboratuvar deneylerinde rastlanan ilginç bir aktivite, şimdi doğal koşullarda da kaydedildi. Bu gözlem, bazı solucan türlerinin zorlu koşullarda daha iyi yerlere ulaşmak için kendi kıvrılan vücutlarından kuleler inşa ettiğini kesin olarak kanıtladı.

Çürüyen meyveler üzerinde dijital bir mikroskop konumlandıran araştırmacılar, minik canlıların beslendikten sonra daha iyi ortamlara göç etmek için birbirlerinin üzerine tırmanarak gökyüzüne doğru uzandıklarını izledi.

Doğal ortamda bu 'solucan kulelerini' ilk gördüklerinde büyük bir heyecan duyduklarını belirten bilim insanları, doğru ekipman ve merakla bu davranışın göz önünde saklandığını keşfettiklerini ifade etti.

Nadir olsa da, vücutlarını yaratıcı yollarla birleştirerek hareket eden birkaç hayvan topluluğu örneği bulunmaktadır. Karıncalar köprüler ve salllar yapabilirken, bazı örümcek türleri rüzgarla savrulmak için kardeşlerine yardım etmek amacıyla kendilerini ipek toplarının merkezine feda edebilir.

Daha önce yapılan bazı gözlemler ve laboratuvar deneyleri, nematodların (bir solucan türü) çürüyen yüzeylerinden yükselmek ve geçen bir sineğe tutunmak için işbirliği yaptığına dair ipuçları sunmuştu.

Ancak araştırmacılar, bu 'et mimarisi'nin kanıtlanması için daha doğal bir ortama ihtiyaç duyulduğunu düşündüler. Bu amaçla çürüyen elma ve armut kalıntıları topladılar ve bu yüzeylerde yaşayan spesifik nematod türlerini yakından incelediler.

Kayıtlar, 'dauer' adı verilen bir yaşam evresindeki aktiviteyi yakaladı. Dauer, solucanların zorlu koşullarda hayatta kalmasını sağlayan alternatif bir gelişim durumudur. Bu dayanıklı genç solucanlar, meyvenin çürüyen etinden uzanan ince çıkıntıların etrafında toplanmış, vücutlarını esneterek veya senkronize bir şekilde ileri geri sallanarak ('nictating') kule oluşturuyorlardı.

Oluşturulan kuleleri petri kaplarına yerleştirerek yapılan incelemeler, bu yapıların yalnızca meyvedeki boşlukları aşmakla kalmayıp, kulenin tepesindeki dauers'ın konan meyve sineklerine tutunarak havaya karışabildiğini gösterdi.

Bilim insanlarına göre bir nematod kulesi sadece bir solucan yığını değil; hareket halindeki koordineli bir yapı, bir 'süperorganizma'.

En azından bazı nematod türlerinin aşırı kalabalık veya kıtlıktan kaçmak için birlikte çalışabildiğinin bilinmesi, arılar, karıncalar ve hatta bizler gibi sosyal organizmalar arasındaki çizgileri daha da bulanıklaştırıyor.

Genetik araçlardaki gelişmeler ve bu işbirliğinin hangi koşullarda ortaya çıktığına dair detaylı bilgi birikimiyle araştırmacılar, kulelerin karmaşıklığını incelemeyi umuyorlar. Hatta kulenin tabanındaki solucanlar ile en tepedeki 'teras katı' dauers arasındaki çeşitlilik derecelerini bile ortaya çıkarabileceklerini düşünüyorlar.

Bu çalışma, hayvanların neden ve nasıl birlikte hareket ettiğini keşfetmek için tamamen yeni bir sistem sunuyor.

Önceki Haber
Ubisoft'un Umut Bağladığı Oyun XDefiant Kapandı, Baş Yapımcısı Sektöre Veda Ediyor
Sıradaki Haber
Termal Macunlara Rakip Geldi: AMD AM5 İçin 17 Kata Kadar Daha İletken Grafen Pad İddiası!

Benzer Haberler: