Gıda ambalajlarını sadece belirtilen şekilde kullanmak bile, yemeklerinize mikroplastik parçacıkların bulaşması için yeterli.
Mikroplastik gıda kirliliği üzerine yapılan 103 bilimsel çalışmanın titiz bir incelemesi, plastik bir içecek şişesini açmak veya plastik bir kesme tahtası kullanmak gibi basit eylemlerin bile yaygın polimerlerden minik parçacıkları ayırabileceğini ortaya koydu.
Hatta plastik contalı cam şişeler, plastik astarlı pizza kutuları, tek kullanımlık plastik astarlı kahve bardakları, plastik çay poşetleri, plastik ambalajlar ve mikrodalgaya uygun plastik kaplar bile baharda tüy döken bir Van kedisi gibi mikroplastik saçıyor.
Araştırmayı yürüten uzmanlar, sorunun her yerde olduğunu belirtiyor.
Bu çalışma, plastik ambalajlı gıda maddelerinin normal ve amaçlandığı şekilde kullanımının mikro ve nanoplastiklerle nasıl kirlenebileceğine dair ilk sistematik kanıtları sunuyor.
Araştırmacılar, gıda ambalajlarının aslında gıdalarda ölçülen mikro ve nanoplastiklerin doğrudan bir kaynağı olduğunu tespit etti.
Bilim insanları mikro ve nanoplastikleri (MNP'ler) ne kadar çok incelerse, ne kadar yaygınlaştıklarını o kadar net görüyoruz. Bunlar, çeşitli polimerlerin kullanıldıkça veya çevrede parçalandıkça saldığı, gözle görülemeyecek kadar küçük malzeme parçacıklarıdır.
Plastik, modern toplumumuzda depolamadan giyime, mobilyadan sayısız alana kadar her şey için ucuz ve kolay üretilebilir bir çözüm sunuyor. Ancak son yıllarda, bozunmaya karşı direncinin, daha küçük parçalara ayrışmaz olduğu anlamına gelmediği, bu parçacıkların ekosistemlere kolayca yayıldığı açıkça ortaya çıktı.
Yapılan araştırmalar, mikroplastiklerin insan vücudunda plasenta dahil olmak üzere pek çok yerde bulunduğunu gösteriyor. Ayrıca farelerde de ana organların tamamında ve hatta fetüslerinde dahi tespit edildi.
Daha da endişe verici olan ise, bu maddelerin insan sağlığı üzerindeki etkileri hakkında henüz çok az şey biliniyor olması. Geçtiğimiz yıl yapılan bir araştırma, karotis arter plağında yüksek mikroplastik konsantrasyonu bulunan kalp ve felç hastalarının ölüm riskinin önemli ölçüde arttığını ortaya koydu.
Araştırma ekibi, gıdalardaki ve gıda simülasyonlarındaki plastik partiküllerin varlığını inceleyen 103 çalışmayı analiz etti. Bu çalışmalardan, gıda ile temas eden maddeler hakkında 600 veri girişi derlendi ve bunların %96'sında mikro ve nanoplastiklerin varlığı rapor edildi.
Bu veriler, kullanıcıların ambalajlardan bebek biberonlarına kadar farklı gıda temaslı ürün türlerini ve çeşitli plastik türlerini incelemelerine olanak tanıyan bir gösterge tablosunda derlendi.
Özellikle dikkat çeken bir bulgu ise, melamin kaseler gibi bazı yeniden kullanılabilir plastik ürünler için, her yıkamada yayılan mikroplastik miktarının arttığı oldu. Bu durum, tekrarlanan ısıtma ve aşınmanın bu maddelerin bozunma hızını artırdığını düşündürüyor.
Araştırmacılar, ultra işlenmiş gıdaların, minimum düzeyde işlenmiş gıdalara göre daha fazla mikroplastik içerdiğini de belirtiyor. Bunun nedeni basit: daha fazla işleme adımı, plastik gıda işleme ekipmanlarına daha fazla maruz kalma anlamına geliyor ve bu da son üründe daha fazla MNP bulunmasına yol açıyor.
Araştırmacıların bulguları, yalnızca çok daha fazla araştırmanın gerekli olduğunu değil, aynı zamanda gıda ambalajlarında ve hazırlanmasında plastik kullanımını en aza indirmek için daha fazlasının yapılması gerektiğini güçlü bir şekilde gösteriyor.
Makalelerinde, "Çalışmamız, amaçlanan veya öngörülebilir kullanım koşulları altında, plastik gıda ile temas eden maddelerin gıda maddelerine MNP'ler salabileceğini gösteriyor," ifadelerine yer veriyorlar.
Plastik gıda ile temas eden ürünlerin insan MNP maruziyetine katkısı şu anda belirsiz ve daha fazla araştırma gerektiriyor. MNP maruziyetlerinin insan sağlığı üzerindeki etkilerini belirlemek için de ek araştırmalar gerekli, ancak gıda ile temas eden maddelerden kaynaklananlar da dahil olmak üzere insan MNP maruziyetini sınırlamayı amaçlayan ihtiyati bir yaklaşım akıllıca olacaktır.
Bu önemli araştırmanın detayları bilimsel bir dergide yayınlandı.