İskoçya'nın Skye Adası'nda bulunan fosilleşmiş ayak izleri, adanın tarih öncesi coğrafyasında bir zamanlar çeşitli dinozorların dolaştığını ortaya çıkardı.
Yakın zamanda saygın bir bilimsel dergide yayınlanan yeni bir araştırma, Orta Jura döneminin Bathonian çağında (günümüzden 168.3 milyon ila 166.1 milyon yıl önce) sığ lagünlerde dolaşan dinozorların bıraktığı 131 ayak izini detaylandırıyor. Keşfin yapıldığı ve şu anda Prens Charles Noktası olarak bilinen yer, adını 1746'daki Culloden Muharebesi'ndeki yenilgisinin ardından Prens Charles Edward Stuart'ın (Bonnie Prince Charlie olarak da bilinir) buraya ayak basmış olmasından alıyor.
Islak çökeltilerde bırakılan bu tür izler, paleontologlara nesli tükenmiş hayvanların yaşamlarına, yaşadıkları ortamlara, boyutlarına ve hatta sosyal alışkanlıklarına dair benzersiz bilgiler sunuyor.
Skye Adası'nda keşfedilen izler, en az iki farklı dinozor türünün hareketlerini gösteriyor: Biri, Tyrannosaurus rex gibi yırtıcıları içeren teropod grubundan; diğeri ise Brontosaurus gibi uzun boyunlu otçulları içeren sauropod grubundan.
İzlerin 65'inin teropodlara, 58'inin ise sauropodlara ait olduğu kaydedildi. Sekiz izin türü ise tanımlanamadı. Teropodlara ait izlerde pençe izlenimleri bile korunmuş durumda. Her iki dinozor grubuna ait fosilleşmiş kemikler daha önce de Skye Adası'nda bulunmuştu.
Teropod ayak izleri belirgin üç parmak izi gösterirken, sauropod ayak izleri daha dairesel yapıda. Bu izlerin sırasıyla, bilinen ilk dinozor olan etçil Megalosaurus ve otçul Cetiosaurus'un akrabalarına ait olduğu düşünülüyor.
Araştırmacılar, dört farklı ancak benzer tipte teropod ayak izi belirlediklerini ifade ediyorlar. Bir baş araştırmacı, "Çok benzer tipte ayak izlerini birden fazla teropod türünün bırakmış olabileceğini varsaymak imkansız değil," diyor.
Bazı bireysel iz dizileri 12 metreye kadar uzanıyor. Boyutları ise 25 ila 60 santimetre arasında değişiyor. İzlerin desenleri, dinozorların rastgele ve yönsüz hareketler sergilediğini düşündürüyor.
Adada daha önceki keşiflerde küçük ayak izleri bulunmuş ve bu durum üreme alanlarına işaret etmişti. Ancak Prens Charles Noktası'nda bu tür küçük izlere rastlanmadı. Dinozorların, muhtemelen yiyecek veya barınak sağlayan bu lagünü neden sık sık ziyaret ettikleri henüz belirsizliğini koruyor.
İlginç bir şekilde, burada bulunan sauropod izleri 1980'lerde balık yuvaları olarak tanımlanmıştı. Ancak 2019'da bölgeyi ziyaret eden araştırma ekibi, üç parmaklı bir iz fark ettikten sonra bunların aslında dinozor ayak izleri olduğunu belirledi.
Bir araştırmacı o anı, "Gelgit yükseldiği için tam toparlanırken bir teropod ayak izi bulduk. Paleontolojide böyle olur; toparlanıp ayrılırken en iyi şeyi bulursunuz," şeklinde anlatıyor.
İzlerin korunmasını sağlayan özel koşullar bulunuyordu. Araştırmacılar, izlerin çok sığ bir lagünün kumlarında yapıldığına inanıyor. Sudan geçen hafif akıntılar kumda dalgacıklar bırakmış, bu dalgacıklar izlerin bulunduğu kumtaşında hala görülebiliyor.
Araştırmacılar durumu, "Çok ince bir kum tabakasının üzerinde duran sığ bir su katmanında, kıyı şeridi ortamında yürüyorlardı. Kum, ayaklarının şeklini koruyacak kadar güçlüydü," diye açıklıyor.
Su seviyesi yükseldiğinde, muhtemelen bir fırtına sonucu, ayak izlerinin üzerine kısa sürede daha fazla tortu çökeldi. Daha sonra daha da ince tortu katmanları izleri örttü ve zamanla bu katmanlar aşınınca araştırmacıların izleri fark etmesi mümkün oldu.
Araştırmacılar, "Bu ayak izlerinin bu kadar net bir şekilde korunabilmesi için çok hızlı bir şekilde gömülmüş olmaları gerekir," diye belirtiyor.
Ayak izleri, sürekli olarak dalgaların etkisine maruz kalan bir gelgit bölgesinde bulunuyor. Bu nedenle, zamanında tespit edilmeleri adadaki dinozor çalışmalarının devamı için kritik önem taşıyor, çünkü eninde sonunda dalgalar tarafından silinecek ve bir zamanlar bölgede yaşayan devasa sürüngenlerin bıraktığı bu değerli izler yok olacak.