Yeni bir araştırmaya göre, Hepatit C virüsü (HCV), şizofreni, bipolar bozukluk ve majör depresyon gibi ruh sağlığı sorunlarında rol oynayabilir. Bilim insanları uzun süredir bu psikiyatrik bozukluklar ile bazı viral enfeksiyonlar arasında bağlantılar olduğunu gözlemliyordu, ancak insan beyinlerinde virüslerin doğrudan kanıtı eksikti.
Ancak yeni çalışma, beyin zarlarında 13 farklı virüs türünün izlerini buldu. Sağlıklı kontrol gruplarıyla karşılaştırıldığında, HCV'nin hem şizofreni hem de bipolar bozukluk ile anlamlı bir ilişkisi olduğu belirlendi.
Johns Hopkins Üniversitesi'nden araştırmacılar liderliğindeki bu çalışma, şizofreni, bipolar bozukluk ve majör depresyon teşhisi konan hastaların yanı sıra kontrol grubu olarak kullanılan sağlıklı kişilerin ölüm sonrası beyin örneklerini analiz etti. Ekip, beyin omurilik sıvısı üretimini kontrol eden bir damar ve bağ dokusu ağı olan koroid pleksusa odaklandı. Bu yapı, beyni ve omuriliği saran, darbelere karşı tampon görevi gören, beyinden metabolik atıkların uzaklaştırılmasına yardımcı olan ve giriş-çıkış molekül değişimini düzenleyen bir sıvıyı barındırır.
Koroid pleksusun virüsler için bir hedef olduğu biliniyor. Önceki çalışmalar beyin dokusunda çok az virüs izi bulduğundan, yeni çalışmanın yazarları bu yapının daha yakından incelenmesi için iyi bir yer olduğuna karar verdi. Araştırmacılar, ruh sağlığı sorunları olan bireylerin beyin dokularını inceleyen bir koleksiyon olan Stanley Medical Research Institute'tan örnekler temin etti.
Gizli virüsleri tespit etmek için araştırmacılar, insan örneklerinde 3.000'den fazla farklı virüsü tanımlamaya yardımcı olabilen Twist Comprehensive Viral Research Panel ile dizileme gerçekleştirdi. Bu analiz, özellikle şizofreni veya bipolar bozukluk hastalarından alınan örneklerde koroid pleksusta çeşitli virüs dizilimlerini ortaya çıkardı.
Çalışma, bu örneklerin genel olarak virüs bulundurma olasılığının daha yüksek olduğunu gösterse de, istatistiksel olarak anlamlı bir bağlantıya sahip olan tek viral türün HCV olduğunu buldu. Bu nedenle araştırmacılar, psikiyatrik bozukluklar ve virüsler arasındaki ilişkiyi karakterize etmek için HCV'yi seçti.
Çalışmanın ikinci aşamasında, yazarlar bireysel beyin örneklerinden daha geniş bir veri setine geçerek 285 milyon hastaya ait sağlık kayıtlarından oluşan devasa bir veritabanı olan TriNetX'i analiz etti. Bu kayıtlardan yararlanarak, şizofreni hastalarının %3,5'inde ve bipolar bozukluk hastalarının %3,9'unda HCV tespit edildi. Araştırmacılar, bu oranın majör depresyon hastalarındaki (%1,8) ve kontrol grubundaki (%0,5) HCV prevalansının neredeyse iki katı ve yedi katı olduğunu belirtti.
Yeni çalışma, beynin öğrenme, hafıza ve duygu gibi işlevlerle ilgili bir bölgesi olan hipokampüs örnekleri de incelenmesine rağmen, virüs kanıtlarını yalnızca beyin zarında buldu. Hipokampüs, zarda virüs bulunmasa da tutarlı bir şekilde temiz çıktı. Bu durum, koruyucu zarın patojenleri beyinden uzak tutma görevini etkin bir şekilde yerine getirdiğini düşündürüyor.
Ancak, zarında HCV bulunan hastaların hipokampüste değişen gen ifadesi gösterdiği ortaya çıktı, bu da bir virüsün beyin kenarlarından bile nasıl etkili olabileceğine dair ipuçları veriyor. Virüsler ve psikiyatrik bozukluklar arasındaki ilişkileri netleştirmek ve patojenlerin çevreden nasıl etki yaratabileceğine dair olası mekanizmaları araştırmak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyuluyor.
HCV'nin bu durumlara katkıda bulunabilmesi, tek faktör olduğu anlamına gelmiyor. Yazarlar, yeni bulguların şizofreni veya bipolar bozukluğu olan herkesin HCV'ye sahip olduğunu göstermediğini vurguluyor.
Bununla birlikte, Johns Hopkins'te bir nörobilimci olan Sarven Sabunciyan'a göre, bulgular yıkıcı psikiyatrik bozukluklara karşı yeni taktikler için umut vaat ediyor. Sabunciyan, "Bulgularımız, bazı kişilerin enfeksiyonları olduğu için psikiyatrik semptomlar yaşayabileceğini ve hepatit C enfeksiyonu tedavi edilebilir olduğu için, bu hasta alt kümesinin antiviral ilaçlarla tedavi edilebileceğini ve psikiyatrik semptomlarla uğraşmak zorunda kalmayabileceğini gösteriyor." ifadesini kullandı.
Çalışma, Translational Psychiatry dergisinde yayınlandı.