Amerika Birleşik Devletleri'nde, 52 yıl önce gürültü endişeleri nedeniyle getirilen denizaşırı ticari ses üstü uçuş yasağı yeni bir başkanlık kararıyla kaldırıldı. Bu gelişme, seyahat sürelerini önemli ölçüde kısaltma potansiyeliyle ticari ses üstü uçuşların yeniden gündeme gelmesini sağlıyor.
Daha önce denizaşırı ülkeler arasında ses üstü uçuşlar mümkün olsa da, ABD Sivil Havacılık Otoritesi (FAA) 1973 yılında halkın gürültü şikayetleri üzerine ülke içinde ticari ses üstü uçuşları yasaklamıştı. 6 Haziran'da yayımlanan yeni başkanlık kararı, bu yasağı ortadan kaldırırken, ses üstü uçuşlar için gürültü tabanlı sertifikasyon kurallarının getirilmesine yönelik bir takvim de belirledi.
Bu adım, New York ve Los Angeles arasındaki seyahat süresini mevcut altı saatten yaklaşık yarı yarıya azaltarak 3.5 saate indirebilir.
Yasak öncesinde ABD, Fransa, Birleşik Krallık ve Sovyetler Birliği, ses üstü havacılık teknolojisinin ticari uygulamaları üzerinde çalışmalar yapıyordu. Ancak bu ülkelerin ses üstü uçakları, yer seviyesinde kulakları sağır eden, pencereleri titreten sesler çıkarıyordu.
Sovyetler Birliği'nin Tu-144 modeli, uçağın ses hızına (saatte yaklaşık 1235 km) ulaşması için yüksek sesli art yakıcılara dayanıyordu. Günümüzde ise bazı şirketler, uçağın 9.100 metre yükseklikte uçarak ses hızına ulaşmasını ve yer seviyesinde herhangi bir ses üretmemesini sağlayan "sessiz kalkış" teknolojileri geliştiriyor. Bu duruma Mach kesilmesi adı veriliyor. Yapılan test uçuşlarında bu teknolojiyle ses üstü çarpmaların (sonic boom) yere ulaşmadan dağılması sağlandı.
Bu alanda Lockheed Martin ve NASA gibi kurumlar da çalışmalarını sürdürüyor. Özellikle NASA'nın X-59 modeli, motorların uçağın gövdesinin üst kısmına yerleştirilmesiyle şok dalgalarının ve bunun sonucunda ortaya çıkan gürültünün yer seviyesine ulaşmasını sınırlamayı hedefliyor.
Bu teknoloji için belirlenen düzenleyici takvim oldukça hızlı ilerliyor. Yeni kararname uyarınca, ses üstü uçuşlara yönelik yasakların 3 Aralık'a kadar kaldırılması, 6 Aralık 2026'ya kadar ses sertifikasyon standartlarının belirlenmesi ve 6 Haziran 2027'ye kadar da nihai kuralların uygulamaya konması öngörülüyor.