Yeni bir araştırmaya göre, şempanzeler karar alırken ve eylemlerini planlarken, edindikleri bilgileri değerlendirmek için bir tür "düşünme üzerine düşünme" yani metakognisyon yeteneği kullanıyor. Bu, onlara yeni ve çelişkili kanıtlar karşısında eski inançlarını terk etme olanağı sağlıyor.
Bilim insanları tarafından yapılan bir çalışmada, şempanzelerin iki kutudan birinde saklı lezzetli bir ödülü bulma görevinde, farklı kanıtları değerlendirdiği ve yeni, çelişkili bir kanıt ortaya çıktığında seçimlerini değiştirdiği gözlemlendi. Bu bulgular, şempanzelerin metakognisyon kullandığına dair önemli kanıtlar sunuyor.
Araştırmanın ortak yazarlarından biri, karşılaştırmalı psikolog Jan Engelmann, şempanzelerin inançlarını güncellediklerinde, sahip oldukları kanıtları açıkça temsil ettiklerini ve farklı kanıt türlerini tarttıklarını belirtti. Bu, insanların bilgiyi işleme ve plan yapma biçimine oldukça benzer bir durum.
Bilim dünyasında primatların kanıtları değerlendirebildiği uzun süredir biliniyor. Şempanzeler, örneğin kırıntı izlerini takip ederek yiyecek arar ve mevcut kanıtlar belirsiz olduğunda daha fazla bilgi edinmeye çalışır. Ancak bu yeni çalışma, şempanzelerin yeni kanıtlara karşılık inançlarını değiştirme gibi temel bir metakognitif görevi yerine getirip getiremediğini araştırdı.
Araştırmacılar, şempanzelere farklı güçlerde kanıtlar sunarak bir dizi davranışsal test gerçekleştirdi. Örneğin, bir kutunun içinde yiyeceğin görülmesini sağlayan bir pencere açmak "güçlü" kanıt olarak kabul edilirken, diğer kutuyu sallayarak içinde bir şey olduğunu belirtmek "zayıf" kanıt olarak değerlendirildi. Şempanzelerin, ilk seçimlerinden sonra kendilerine sunulan güçlü kanıt karşısında, zayıf kanıt sunulduğunda olduğundan daha fazla fikir değiştirdiği görüldü.
Ancak bu ilk sonuçlar, şempanzelerin neden fikir değiştirdiğine dair tam bir açıklama sunmuyordu. Engelmann, "İnsanlar, kanıtları gerçekten düşünmeden de inançlarını güncelleyebilir" diyerek bu noktaya dikkat çekti.
Daha sonra yapılan bir testte, araştırmacılar şempanzelere üç kutu sundu. Bir kutuda güçlü kanıt, ikincisinde zayıf kanıt, üçüncüde ise hiç kanıt yoktu. Seçim yapmalarından hemen önce, güçlü kanıt sunan kutu kaldırıldı. Geriye kalan ikili seçimde, şempanzeler zayıf kanıtı, hiç kanıt olmamasına tercih etti. Bu durum, şempanzelerin sadece güçlü kanıta odaklanmak yerine, mevcut tüm seçenekleri değerlendirerek karar verdiğini gösterdi.
Son deneylerde ise araştırmacılar, zayıf ve güçlü kanıtlar sunulduktan sonra ek bir zayıf kanıt daha eklediler. Bu ek kanıt, ya daha önce sunulanla aynı (kutuyu sallama) ya da farklı bir durum (araştırmacının ikinci bir yiyecek parçasını kutuya düşürme sesi) olabiliyordu. Şempanzelerin, iki farklı zayıf kanıt duyduklarında, aynı zayıf kanıtı iki kez duyduklarından daha fazla fikir değiştirerek o kutuyu seçtikleri gözlemlendi. Bu, şempanzelerin farklı kanıt parçalarının bir araya gelerek bir argümanı nasıl güçlendirdiğini anladığını ortaya koydu.
En nihai testte, araştırmacılar ilk seçimlerinden sonra çelişkili yeni kanıtlar sundular. Örneğin, bir kutunun içinde daha önce duyulan sallanma sesine neden olabilecek bir çakıl taşı gösterdiler. Şempanzeler bu çelişkili kanıta yanıt olarak tutarlı bir şekilde fikirlerini değiştirdiler.
Çalışmaya dahil olmayan bir bilişsel bilimci Cathal O'Madagain, bu son deneyin şempanzelerin metakognitif yeteneğini kanıtlamada kilit rol oynadığını belirtti. Ona göre bu test, şempanzelerin eski bilgileri akılda tutarak ve değişen dünya karşısında bu bilgileri dikkate alarak rasyonel kararlar alabildiğini gösteriyor.
O'Madagain, yeni bulguların, diğer hayvanların zihinleri hakkındaki keşiflerimizin onların eksiklikleriyle değil, kendi anlayış sınırlarımızla kısıtlandığını düşündürdüğünü ekledi. "Diğer hayvanların zekasını anlama konusundaki en büyük kısıtlama, onu kontrol etmek için uygun yollar bulma yeteneğimizdir."
Engelmann ve ekibi, bu rasyonellik testini geçip geçmediklerini görmek için deneylerini diğer primat türlerine de genişletmeyi planlıyor.