Diyabet ve obezite tedavisinde kullanılan semaglutid etken maddeli ilaçların (Ozempic ve Wegovy gibi) erken evre Alzheimer hastalarında bilişsel gerilemeyi yavaşlatmadığına dair iki büyük çalışma sonuçlandı. Bu bulgular, kilo verme ve diyabet tedavisinde öne çıkan bu ilaçların beyin sağlığını koruma potansiyeline yönelik umutları şimdilik rafa kaldırdı.
Yapılan geniş çaplı 'evoke' ve 'evoke+' çalışmaları, hafif bilişsel bozukluğu veya erken evre Alzheimer hastalığı olan 55-85 yaş arasındaki yaklaşık 3.800 kişiyi iki yıl boyunca takip etti. Çalışmalarda, günlük semaglutid kullanan katılımcıların hafıza, düşünme becerileri ve günlük işlevleri değerlendiren testlerde plasebo (inanma) grubuna göre herhangi bir üstünlük göstermediği belirlendi.
Bu araştırmalarda kullanılan ilaç, tip 2 diyabet tedavisinde kullanılan oral semaglutid olan Rybelsus'tu. Ozempic ve Wegovy'de de aynı etken madde bulunmaktadır. Bilim insanları, daha önceki laboratuvar çalışmaları ve diyabet hastalarında yapılan incelemelerin, semaglutidin beyindeki iltihabı azaltma ve nöronların daha verimli çalışmasını destekleme gibi çeşitli yollarla beyin üzerinde olumlu etkileri olabileceğini göstermesi nedeniyle umutluydu.
Ancak, bu erken ipuçları hastalar üzerindeki denemelerde doğrulanamadı. Hastalığın bazı biyolojik belirteçlerinde olumlu değişimler görülmesine rağmen, ilacın genel bilişsel gerilemeyi yavaşlatmada etkili olmadığı ortaya çıktı. Küresel ölçekte yürütülen, rastgele ve plasebo kontrollü bu denemeler, ilaç güvenliği açısından da diyabet veya kilo kaybı tedavisinde görülenlerle benzer sonuçlar gösterdi. Ancak elde edilen fayda olmadığı için, ilaç üreticisi çalışmaların bir yıl daha uzatılması planlarından vazgeçti.
Bilim insanları, GLP-1 benzeri ilaçların, semaglutid gibi, Alzheimer hastalığı ile ilişkili iltihabı azaltma, beyin hücrelerini hasardan koruma ve enerji metabolizmasını destekleme gibi çeşitli süreçlere müdahale edebilme potansiyeli nedeniyle büyük ilgi çekmişti. Hayvan deneyleri ve diyabet hastalarındaki gözlemsel çalışmalar bu potansiyeli destekler nitelikteydi. Ancak beyin biyolojisinin laboratuvar ortamı veya hayvan modellerinden farklı davranabilmesi, bu umutların insanlarda beklendiği gibi sonuç vermesini engelledi.
Negatif sonuçların birden fazla nedeni olabilir. Tedavinin hastalığın erken evrelerinde başlanmamış olması, iltihap veya metabolizma gibi belirli süreçlere odaklanmanın, amiloid ve tau birikimi başladıktan sonra yeterli olmaması gibi ihtimaller değerlendiriliyor. Ayrıca, kan belirteçlerindeki değişimlerin her zaman hastalar tarafından hissedilebilecek gerçek dünya iyileşmelerine yol açmayabileceği de belirtiliyor.
Tüm sonuçların 2026 yılında düzenlenecek Alzheimer konferanslarında paylaşılması bekleniyor. Bu veriler, araştırmacıların ilaçtan farklı fayda gören hasta gruplarını ve ek bulguları incelemelerine olanak tanıyacak. Mevcut durumda, umut vadeden bir mekanizmanın işe yarayan bir tedaviye dönüşmeyebileceği mesajı öne çıkıyor. Semaglutid, Alzheimer ile ilişkili süreçleri etkilese de, bu denemeler ilacın belirtiler başladıktan sonra hastalığı yavaşlatmadığını gösteriyor.
Bu gelişmenin finansal piyasalarda da etkisi görüldü. İlaç üreticisinin hisse senedi fiyatı, potansiyel bir atılım beklentisinin ne kadar yüksek olduğunu göstererek keskin bir düşüş yaşadı. Bu sonuçlar, ilaç şirketlerinin beyin hastalıkları için gelecekteki kilo verme ve diyabet ilaçları denemelerine yaklaşımını da şekillendirebilir.
Şu an için semaglutidin Alzheimer tedavisi olarak kullanılma ihtimali zayıflamış görünüyor. Bilim insanlarının, laboratuvar ve hayvan modellerinde gözlemlenen mekanizmaların anlamlı bilişsel faydalara dönüşüp dönüşemeyeceğini görmek için başka stratejiler araştırması gerekecek.