Günlük hayatımızda tükettiğimiz içeceklerin içinde yer alan mikroplastikler endişe yaratmaya devam ediyor. Su, gazlı içecekler, bira ve şarap gibi içeceklerin ambalajlarında yapılan yeni bir araştırma, oldukça dikkat çekici bir sonuç ortaya koydu.
Daha önce yapılan çalışmalar, havadan yiyeceklere ve hatta insan vücuduna kadar mikroplastiklerin yaygınlığını göstermişti. Ancak bu küçük, çoğu zaman görünmez plastik parçacıkların insan sağlığı üzerindeki etkileri henüz tam olarak bilinmiyor ve yoğun araştırmalar devam ediyor.
Yapılan son çalışma, farklı ambalaj türlerindeki içeceklerde bulunan mikroplastik miktarını inceledi. Elde edilen sonuçlar beklenenin tam tersiydi: Cam şişelerde satılan gazlı içecekler, limonata, buzlu çay ve biralarda ortalama litre başına yaklaşık 100 mikroplastik parçacığı tespit edildi. Bu miktar, plastik şişelerde veya metal kutularda bulunan miktardan 5 ila 50 kat daha yüksekti.
Peki, Mikroplastikler Cam Şişelere Nereden Geliyor?
Araştırmacılar, cam şişelerdeki yüksek mikroplastik seviyesinin nedenini incelediklerinde ilginç bir bulguya ulaştılar. Cam şişelerde tespit edilen parçacıkların şeklinin, renginin ve polimer yapısının, şişeleri kapatan metal kapakların dış yüzeyindeki boya ile aynı olduğunu fark ettiler.
Kapaktaki boyanın, depolama sırasında kapakların birbirine sürtünmesinden kaynaklanan, çıplak gözle görülemeyen küçük çizikler içerdiği belirlendi. Bu sürtünmelerin, boya yüzeyinden mikroplastik parçacıklarının dökülmesine yol açabileceği düşünülüyor.
Tüm ambalaj türlerinde su (hem durgun hem de gazlı) için mikroplastik miktarı nispeten düşüktü (cam şişelerde litre başına 4,5 parçacık, plastik şişelerde ise 1,6 parçacık civarında). Şarapta da kapaklı cam şişeler dahil olmak üzere az sayıda mikroplastik bulundu. Ancak gazlı içeceklerde litre başına yaklaşık 30, limonatada 40 ve birada 60 civarında mikroplastik görüldü.
Bilim insanları, bu miktarların sağlık açısından bir risk taşıyıp taşımadığı konusunda kesin bir yargıya varmanın henüz mümkün olmadığını, çünkü potansiyel olarak toksik bir mikroplastik miktarı için henüz bir referans seviyesi bulunmadığını belirtiyor.
Bununla birlikte, içecek üreticilerinin kapaklardan kaynaklanan mikroplastik miktarını kolayca azaltabileceği ifade ediliyor. Araştırmacılar, kapakları hava üfleyerek ve ardından su ile alkolle yıkayarak temizleme yönteminin kontaminasyonu yüzde 60 oranında azalttığını gözlemledi.
Bu şaşırtıcı bulgular, mikroplastik kirliliğinin beklenmedik kaynaklardan da gelebileceğini ve ambalaj malzemelerinin sadece kendisinin değil, tamamlayıcı parçalarının da önem taşıdığını gösteriyor.