Küçük plastik parçacıkları toprağımıza karışıyor ve beraberinde tehlikeli katkı maddeleri ile kirleticiler taşıyor. Bu maddeler, marul, buğday ve havuç gibi gıda ürünlerinde tespit edildi. Bu durum, plastiklerin ve içlerindeki kimyasalların gıda zinciri yoluyla salatanıza – ve vücudunuza – nasıl ulaştığını gözler önüne seriyor.
Yaklaşık 200 bilimsel yayını inceleyen araştırmacılar, plastiklerin ve yapımında kullanılan kimyasalların tarım arazilerine ve taze ürünlere nasıl girdiğini takip etti.
Uzmanlar, her yıl yüz binlerce ton mikroplastiğin tarım topraklarında biriktiğini tahmin ediyor. Toprak, bu kalıcı kirleticiler için uzun vadeli bir depo görevi görüyor ve sadece gübreler ve katkı maddeleri yoluyla bile önemli miktarda mikroplastik toprağa karışıyor.
Plastik malçlama, yabani otları baskılamak, nemi korumak ve toprak sıcaklığını daha dengeli tutmak için toprağın üzerine plastik örtüler sermeyi içeren yaygın bir tarım tekniğidir. Mahsul verimini ve su verimliliğini başarıyla artırdığı için dünya genelinde çiftçiler tarafından benimsenmektedir.
Ancak plastik malçın popülerliği, tarım topraklarına karışan mikro ve nanoplastiklerin ana kaynağı haline gelmesine neden olmuştur.
Araştırmacılar ayrıca, kanalizasyon çamuru, biyokatılar ve organik gübrelerin de tahıllarımızda ve sebzelerimizde görülen mikroplastiklerin kaynakları arasında olduğunu belirledi.
Mikroplastikler bitkilere birkaç yolla girebilir. Bitki hücreleri, özellikle köklerdeki hücreler, dışarıdan maddeyi içeri aldığında (endositoz adı verilen bir süreçle) girebilirler. Ayrıca, bitki yapraklarının gözeneklerinden doğrudan havadan da emilebilirler. Bazıları ise kökler tarafından alınan su aracılığıyla taşınır.
Araştırmacılar, "Bu mikroplastikler, gıda üreten toprakları adeta bir plastik çöplüğüne dönüştürüyor," diyor. Özellikle mikroplastikler ve onlara eşlik eden plastik katkı maddeleri konusundaki şeffaflık ve araştırma eksikliğinden ciddi endişe duyuluyor. Araştırmalar, bu maddelerin küresel mahsul verimlerini ve insan sağlığını etkileyebileceğini gösteriyor.
İnsan vücudunda mikro ve nano boyutlu plastik parçacıklar, artan erkek kısırlığı sorunları, kalp ve kan damarı hasarı, hormon bozuklukları, beyin nöronlarında dejenerasyon ve DNA hasarı ile ilişkilendirilmiştir. Özellikle endişe verici çalışmalar, plastik üretiminde kullanılan maddelerin plasenta yoluyla anneden bebeğe geçebildiğini ortaya koymuştur.
Endişe verici plastik katkı maddeleri arasında, hormon ve üreme sorunlarıyla ilişkilendirilen fitalatlar gibi sentetik kimyasallar ve bazı alev geciktiriciler (PBDE'ler) bulunmaktadır. PBDE'ler, artan kanser ölüm riski ile ilişkilendirilmiş ve hayvan deneylerinde karaciğer, tiroid, üreme ve bağışıklık sistemleri üzerinde toksik etkileri olduğu bulunmuştur.
Araştırmacılar, "Bu inceleme, radarlar altındaki bu sinsi tehlikeyi gündeme getirmeye ve düzenleyicilere ışık tutmaya çalışıyor... Plastik krizi kontrolsüz ilerliyor ve insan sağlığı maruz kalıyor," diyor.
"Bunlar uzak ihtimaller değil – biyolojik sistemler içinde sessizce ve sistematik olarak cereyan ediyorlar."